Dün yaşamını yitiren hasta tutuklu Koçer Özdal’ın cenazesine de yasak getirildi. Özdal’ın Varto’daki köyüne gitmek isteyen cenaze konvoyu defalarca durduruldu. HDP’li vekillerin törene katılmasına izin verilmedi
Muş valisinin kararı ile Koçer Özdal’ın cenazesinin defnedileceği köyüne ailesi dışında kimse alınmadı. Cenazeye katılmak isteyen HDP’li vekiller defalarca aramalarına rağmen Vali telefona yanıt vermedi. El ve ayakları yatağa kelepçeli şekilde yaşamını yitiren ağır hasta tutuklu Koçer Özdal’ın cenaze konvoyu saatler süren arama noktalarından sonra Varto’ya ulaştı. İlçe girişinde tekrar durdurulan konvoydaki bütün araçların plakası alındıktan sonra köyüne doğru yola çıkmasına izin verildi. Cenaze köye yaklaştıktan sonra ise tekrar durduruldu. Cenazenin defnedileceği Varto’ya bağlı Boylu (Kêrs) köyüne varmadan hemen önce, Yenimahalle (Înak) köyü girişinde konvoy yeniden durduruldu. Askerler, aile dışında hiç kimsenin köye girişine izin verilmeyeceğini, Valiliğin bu konuda kesin kararının olduğunu bildirdi. HDP’li vekiller, Muş Valisi Aziz Yıldırım’ı defalarca aramalarına rağmen vali telefonlarına cevap vermedi. Tartışmanın sürdüğü sırada sadece ailenin köye girişine izin verilirken, HDP’li vekiller ve yurttaşlar ise köye alınmadı. Dün sabah saatlerinde havayolu ile Muş’a getirilen cenaze olan ve olmayan bütün kontrol noktalarında durduruldu. Cenazeyi Muş Havaalanı’nda Halkların Demokratik Partisi (HDP) kent milletvekilleri Gülistan Kılıç Koçyiğit, Mensur Işık, Şevin Coşkun, HDP’li yöneticiler ve ailesi tarafından alınarak Varto ilçesine bağlı Boylu (Kêrs) köyünde defnedilmek üzere yola çıkarıldı. Yol boyunca alınana yoğun güvenlik altında Varto’ya getirilen cenaze burada da engellendi. Cenaze sadece ailesinin katılmasına izin verildiği bir törenle
toprağa verildi.
Peköz: Savaşta bile böyle bir hukuk yok
Hasta tutuklu Koçer Özdal’ın kelepçeyle yatağa bağlı şekilde yaşamını yitirmesinin izahı olmadığını dile getiren HDP Adana Milletvekili Kemal Peköz, “Devlet düşman hukuku uyguluyor ama savaşta bile böyle bir hukuk yoktur” dedi. Peköz, “Bilincini kaybetmiş, iç organları çalışmayan ve solunum cihazıyla yaşayan bir insanın bırakın olumsuz eylemde bulunmayı kendini hareket ettirme şansı bile yok. Kişiye yapılan bir eziyetin ötesinde çevresine verilen bir eziyet ve gözdağı biçimidir. Dünyanın hiçbir yerinde bu durumdaki hastanın yatağa bağlanması söz konusu olamaz. Otopside de Özdal’ın elinde kelepçenin izlerinin olduğu bariz görülüyor. Dolayısıyla bunun insan, tutuklu, hasta haklarıyla izahı yok” dedi. Hasta mahpusların durumlarına ilişkin bugüne kadar uygulanan politikalara bakıldığında artık hükümet ve devletten bir şey beklemenin anlamı olmadığına dikkat çeken Peköz, kamuoyu baskısı, toplumsal mücadeleyle bu durumun aşılacağını vurguladı. Türkiye’de insan hakları, siyaset ve demokrasi mücadelesi veren tüm kurumların hasta tutukluların durumuna eğilmesi gerektiğini dile getiren Peköz, “Kamuoyunun gündemine daha çok getirilmeli ki geri adım attırabilsin” diye konuştu.
MUŞ