MKM Sanatçısı Nurhak Kılagöz, sokağa çıkma yasaklarında katledilen ve bedeni 7 gün boyunca sokak ortasında bırakılan Taybet İnan’ın ölüm yıldönümü için ‘Dayika Taybet’ isimli sözsüz parça hazırladı
Mezopotamya Kültür Merkezi (MKM) sanatçılarından Nurhak Kılagöz, 14 Aralık 2015’te Şırnak’ın Silopi ilçesinde uygulanan sokağa çıkma yasaklarının 5’inci gününde sokak ortasında vurulan ve 7 gün boyunca cansız bedeni sokak ortasına bırakılan 57 yaşındaki Taybet İnan’ın ölüm yıldönümü için “Dayika Taybet” isimli 3 dakikalık sözsüz bir parça hazırladı. Dün akşam dijital medya platformlarında yayınlanmaya balayan entrümantel parça, büyük beğeni topladı.
Sessiz bir ağıt
Tay Ana’ının ölümünü kelimelerle anlatamayacağını söyleyen, Kılagöz, parçada üflemeli çalgı, düdük, trompet, piyano ve benzeri enstrümanlarının bir arada kullanıldığını ve parçanın ağıt ile sessiz çığlık şeklinde olduğunu ifade etti.
Uğur Kaymaz, Ceylan Önkol, Hacı Lokman Birlik ve Taybet İnan’ın katledilmelerinin sistematik bir şekilde devam ettiğini söyleyen Kılagöz, Türkiye’nin yakın geçmişinin için kara bir leke olduğunu vurguladı.
Oğlunun mektubu
Mezopotamya Ajansı’ından Berfin Karaman-Mehmet Aslan’a konuşan Kılagöz,Taybet Ana’nın katledilişi ise en büyük kara leke ve acı olduğunu ifade ederek, “Taybet Ana’nın katledilmesinin ardından oğlunun kaleme aldığı mektup, sayfalarca okuduğumuz bir romanın dahi anlatamayacağı çok şeyi barındırıyordu. Mektupta dünyanın tüm öğretileri vardı. Üzerine empati dahi kuramadığımız kadar derin bir acı. Sözün pek bir anlamı da yoktu bizim için. Ama temelde tüm acıları ve yaşanmışlıkları kabul edip hafifletmeden ve muğlaklaştırmadan unutturmama sorumluluğu ile hareket etmek borcumuzdur. Bu proje de aslında bahsettiğimiz sorumluluktan kaynaklıydı” diye konuştu.
Taybet Ana için hazırlanan eserin üç bölüm halinde ve üç dakika sürdüğünü anlatan Kılagöz, “İlk bölüm, sokağa çıkama yasakları sürecindeki çatışmaları anlatıyor. İkinci bölüm Taybet Ana’nın 7 gün cansız bedeninin yerde kalması süreci anlatılıyor. O süreç de uzun seslerle ağıt benzeri yazdığım bir bölüm. Üçüncü bölüm ise 7 günün sonundaki defnini anlatıyor” diye kaydetti.
Söylecek söz bulamadım
İnan’ın sokak ortasında katledilmesi ve 7 gün boyunca sokak ortasında kalmasının ardından oğlunun o süreçte yaşadıklarını ve konuşmalarını dikkate aldığını ancak söyleyecek söz bulamadığı için bu parçayı sözlü yapmaktan kaçındığını ifade eden Kılagöz, bu nedenle sadece enstrümanlara yer verdiğini aktardı. Bu enstrümanların da üflemeli çalgı, düdük, trompet, piyano gibi enstrümanlar olduğunu dile getiren Kılagöz, parçada nitelikli ve büyük bir orkestranın yer aldığını söyledi. Kılagöz, parçayı ağıt ve sessiz bir çığlık olarak nitelendirdi.
HABER MERKEZİ