Hopa’da 2011’de düzenlenen gösteriler sırasında ölen Metin Lokumcu için yaklaşık 10 yıl sonra Adli Tıp biber gazının ölümünde etkisi olduğunu açıkladı. İlk dava 24 Aralık’ta görülecek
Metin Lokumcu 2011 yılında Artvin’in Hopa ilçesinde dönemin Başbakanı Erdoğan karşıtı yapılan protestolara katılmış ve eylemler sonucunda kalp krizi geçirerek hayatını kaybetmişti.
Erdoğan’ın Hopa mitingi sonrası yaşanan olaylar o dönem Hopa eylemleri olarak tarihe geçmişti. Protestolar sırasında polis yurttaşlara sert müdahale etmişti.
Olaylarla ilgili başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınan 70 kişiden 16’sı tutuklanmış, daha sonra bu kişiler serbest bırakılmıştı. Erdoğan, “Tabii bu arada bir tanesi de kalp krizi geçirerek, kimliğini bilmiyorum, üzerinde durmaya da gereğini duymuyorum kalp krizi sonucu ölmüş” demişti
10 yıl sonra dava
Protestolardan yaklaşık 10 yıl sonra ilk duruşma 24 Aralık’ta görülmeye başlanacak. Duruşma öncesi raporlar ise basına yansımaya devam ediyor.
Dönemin il emniyet müdürü Muhsin Armağan dışındaki İl Emniyet Müdür Yardımcısı T.V., Hopa İlçe Emniyet Müdürü F.Ü. ve Erzurum Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğünde görevli Müdür Yardımcısı E.D.’nin de aralarında bulunduğu dokuz polisin yargılanacağı davanın ilk duruşması Hopa Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Hopa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianamede de Lokumcu’nun biber gazı etkisiyle hayatını kaybettiği ifade ediliyor.
Bianet’ten Ayça Söylemez’in haberine göre, Metin Lokumcu’nun ölümüne dair Adli Tıp Genel Kurulunun raporuyla, biber gazına maruz kalınmasının, kronik kalp hastalığını tetikleyen bir faktör olduğu tespit edildi. Avukat Meriç Eyüboğlu, bunun benzer davalarda da emsal olabileceğini ifade etti.
Adli Tıp raporunun sonuç bölümünde yer alan ifadeler şöyle:
“Kronik kalp damar hastalığı bulunan kişinin ölümünün kendisinde mevcut kalp damar hastalığının olayın efor ve stresi ile aktif hale geçmesi sonucu meydana gelmiş olduğu, yakın mesafeden yoğun olarak ortho chlorobenzalmalononitrilo CS gazına maruziyeti olduğunun kabulü halinde, bu maruziyetin de kendisinde mevcut kalp- damar hastalığının aktif hale geçmesinde efor ve stres faktörüne, ilave faktör olarak kabul edilmesi gerektiği kararı oy birliği ile mütalaa olunur.”
HABER MERKEZİ