Son günlerde Selahattin Demirtaş ile başlayan HDP ile devam eden bir linç kampanyası yürürlükte. Tam da bu pandemi sürecinde HDP’yi hedefe koyma ihtiyacı da nereden doğdu?
Daha da ilginci, bir ekönomi profesörü olan Bahçeli’nin, 2018’den bu yana devam eden kötü gidişata dair ekonomi kurmayları yerine HDP’ye yüklenmeyi neden tercih ettiğidir?
Kapatılması mı isteniyor? Öyle olsa savcılar çoktan harekete geçmişti.
Peki Neden? Cevabı tam da Bahçeli’nin esip gürlediği 5 gün öncesinde saklı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) eski Başkanı Birol Aydemir’in TV5’teki açıklamaları… Öyle yenilir yutulur sözler değil. Ömrünü bürokrat olarak geçirmiş olan Aydemir’in, açıklamaları başka bir ülkede olsa zincirleme istifalara yol açacak kadar iddialı ve etkili… Ne diyor Birol Aydemir, “İnsanlar, artık açıklanan verilere güvenmez hale geldi. İşin doğrusu, evet, ben de TÜİK’in enflasyon, istihdam, büyüme gibi alanlarda yayınladığı verilerin artık çok şüpheli ve tartışmalı olduğu konusunda hemfikirim” diyor.
Başka ne diyor? Devletin resmi kurumlarından bilgi almadıklarını belirtiyor. Örneğin Gelir İdaresi Başkanlığı’ndan. Yani devletin gelirleri ile ilgili bilgiler 4.5 yıl TÜİK’e verilmemiş. Vermeyen kim O dönemin müsteşarı. Aydemir, “O zamanki müsteşar da şimdiki Merkez Bankası Başkanı oldu. Evet, Naci Ağbal. Önce bakan oldu, sonra Merkez Bankası Başkanı oldu” diyor.
Peki ekönomi Profesörü Bahçeli ve İktidar bu işe ne diyor. Çıt yok… Kimse esip gürlemiyor nedense? 6 milyon oy almış, ülkenin 3. büyük partisinin neden hedefe konulduğu şimdi daha iyi anlaşılıyor. Yeter ki tek umut haline gelmesin!
‘Evet’ ama ‘yetmez’!
İkinci dalga pandeminin küresel yükselişi sonrası gelen kısıtlamalar ile durum daha da kritik bir sürece doğru evrildi. Yüz binlerce işyeri kepenk kapandı. Milyonlarca işçi işsiz. Yükselen çağrılar sonrası Hükümet yeni kararlar almaya gitti. 5 milyar TL’lik hibenin yanı sıra kira ve stopaj oranlarındaki indirim sürelerinin uzatılması… Birinci dalgadaki gibi kapsamlı kararlar yerine yine palyatif çözümler. “Evet ama yetmez” sesleri yükseliyor. Hükümetten asıl beklenen, kapıya dayanan kredi borçlarının ötelenmesi kararıdır.
TESK Başkanı Bendevi Palandöken, “800-900 bin esnaf, esnaf kefalet kooperatifi aracılığı ile kredi kullandı. Bunların vadesi geldi ama satış olmadığı için ödemede çok zorlanıyorlar. Bunların ödemesinde erteleme talep ediyoruz” diye konuştu. 93 bin esnaf ve sanatkârı temsil eden İstanbul Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Başkanı Faik Yılmaz, “1 milyona yakın esnaf, Esnaf Destek Paketi ile düşük faizli kredi imkânından yararlandı. Ama esnafımız henüz çektiği krediyi ödeyecek parayı kazanamadan yeni kısıtlamalar geldi” serzenişinde. Gıda sektöründe iş yapan bir esnaf: “Krediler kapıya dayandı. Banka ise borcu yeni bir borçla ödemeyi öneriyor. Önerilen faiz az buz değil; yüzde 2.”
Binlerce çiftçi de çok zor durumda. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu verilerine göre, çiftçinin batık kredi miktarı 2019 Temmuz’dan 2020 Temmuz’a kadar yüzde 19.5 artarak 5.3 milyar liraya yükseldi. Bir çok kentte icralık takibi haberleri geliyor.
Tüm Restoranlar ve Turizmciler Derneği (TURES) Başkanı Ramazan Bingöl, “Turizme verilen desteklerden turizm belgeli işyerlerinin faydalanması ibaresi var. Ancak bu şartları taşıyan restoran sayısı toplamın sadece yüzde 1’i. Hiçbirimiz bu desteklerden faydalanamıyoruz” diyor.
Bu yılın ‘Noel Hediyesi’ aşı!
İnsanlığı tehdit eden pandemi nedeniyle 72 milyon kişi hastalandı. Bir milyonu aşkın kişi de yaşamını yitirdi. Dünyanın gözü kulağı bir çok ülkede bulunan aşıların uygulanmasına çevrilmiş durumda. Bu noktalardan biri de Avrupa. Merkezi Amsterdam’da bulunan Avrupa İlaç Ajansı EMA’nın 21 Aralık’ta BioNTech ve Pfizer’in korona aşısının onayına karar vereceğini duyurdu. DW’nin haberine göre, onay öncesi hazırlıklar tüm hızıyla devam ediyor.
Aşı yapmaya Noel’den bir kaç gün önce başlanması bile söz konusu. Muhtemelen Noel Tatili gözüküyor. Alman Hükümeti bunun için 2.7 milyon euroluk bir kaynak ayırdı. İlk olarak kimlerin aşı olacağı meselesi çözülmüş. Ancak iki önemli problem çözüm bekliyor; biri aşının kullanılmadan önce eksi 70 derece tutulması ikincisi bu ortamın sağlanmasının her yerde zor olması. Bir de muazzam sağlık çalışanına ihtiyaç olması…