TGDF rakamlarına göre Türkiye’de her yıl 214 milyar TL’lik gıda israf ediliyor. Yapılan açıklama israfın büyüklüğünü ortaya koyarken, çözüm olarak önerilen ambalajlı gıda ise israfın başlıca nedeni
Dünyada her yıl yaklaşık 10 milyon insan gıdaya erişememe nedeniyle yaşamını yitiriyor. Yaklaşık 1 milyar insan ise açlıkla boğuşuyor. Tüm bunlar yaşanırken dünyada en az 1 milyar 300 milyon ton gıda çöpe atılıyor. Amerika gibi kapitalist ülkelerde çöpe atılan yiyeceklerin yarısı yenebilecek nitelikte gıda. BM’ye bağlı Dünya Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) verilerine göre, küresel olarak üretilen gıdanın 1/3’ü çöpe giden miktar. Merkezi Washington’da bulunan Worldwatch Enstitüsü’nün yaptığı araştırmaya göre, gelişmiş ülkelerde ziyan olan yiyecekler, son kullanma tarihi geçtiği veya süpermarketlerin depolarında yer olmadığı için atılıyor. Ayrıca binlerce ton gıda, sadece görsel nedenlerden ötürü ziyan oluyor. Örneğin ABD’de çiftçiler, yetiştirdikleri kavunun yüzde 20’sini, üzerinde çizik olduğu veya tam yuvarlak olmadığı için çöpe atıyor.
TGDF’nin önerisi çözüm mü?
Yılda yaklaşık 220 milyon ton yenebilir ürün çöpe giderken, bu miktar Sahra Altı Afrika ülkelerinin yıllık toplam gıda üretimine denk geliyor. G20 adı verilen ve gelişmekte olan ülkeler olarak belirtilen Türkiye gibi ülkelerde her yıl 150 milyon ton buğday heba oluyor. Bu kayıp, açlıktan ölen ve açlık çeken halkların açlığını ortadan kaldırabilecek buğday miktarının altı katını oluşturuyor. Geçtiğimiz günlerde Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF) yalnızca yıllık ekmek israfının 1.7 milyar adedi bulduğu Türkiye’de, gıda israfının toplam bedeli 214 milyar TL olarak açıkladı. Yaş meyvesebzede kayıbın ise 12 milyon ton olduğu belirtildi. TGDF’ye göre, Türkiye’de gıda israfının boyutu yıllık 214 milyar lira olurken, dünyada ise israfın ekonomik bedeli 800 milyar dolar.
Ambalajlı gıda israfı arttırıyor
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, yılda 18 milyon ton meyve ve sebzenin çöpe atıldığı belirtilirken, her yıl üretilen 49 milyon ton meyve ve sebzenin yüzde 25 ila 40’ının, daha sofraya gelmeden üretim, dağıtım ya da tüketim aşamasında kaybedildi. Türkiye’de israfın büyük bir kısmının ise her şey dahil otellerde sunulan açık büfelerde yaşandığı kaydedildi. Sabah, öğle ve akşam sunulan açık büfelerde tadımlık amacıyla her yiyecek alınıyor. Ancak alınanların hepsi yenmediği için yiyeceklerin yarısı çöpe dökülüyor. TGDF yöneticileri, kayıp ve israfın 4’te bir azaltılması halinde bile dünyada 815 milyon kişiyi etkileyen açlık sorunu kalmayacağını belirtirken, çözüm olarak ürünlerin ambalajlı olarak satışa sunulmasıyla kayıpların büyük oranda önüne geçilmesinin sağlanacağını belirtiyorlar. Oysa kapitalist ülkelerde en büyük israfın ambalajlı yiyeceklere konulan kullanım süresi ve büyük marketlerin depo sorunları nedeniyle yaşandığı FAO verilerinde yer alıyor.
Açlığın nedeni kapitalizm
Kapitalist sistem içerisinde tarım ve gıda üretiminin pazar tarafından belirlendiği bir durumda açlık kaçınılmaz sonuçtur. Bazı araştırmalara göre tüm dünya ülkeleri, ABD gibi tüketmesi halinde daha iki dünyaya daha ihtiyaç ortaya konuyor. Kapitalizm var oldukça, dünya üzerinde gıda krizi ve bu krize iklim krizinin de eklenmesiyle birlikte açlık ortadan kalkmayacağı gibi katlanarak büyüyeceği öngörülüyor. Büyük marketler her türden yiyeceği rafına koyarken süresi dolan yiyecekleri raflarından alıp çöpe atıyor. Kapitalizm yerine planlı üretim açlığa tek çözüm yolu olduğu ise biliniyor. Sürekli tüketimin gerekliliği yalanlarını büyüme ve ilerleme sözleriyle süsleyen kapitalizm, IMF, DTÖ, DB gibi örgütleriyle dünyayı kontrol etmektedirler. Kapitalizmin düsturlarından biri olan ve ABD dış politikasını belirleyen kişilerden olan Henry Kissinger’in, “yiyeceği kontrol ederseniz ınsanları da edersiniz” sözleri herşeyin özeti gibi.
EKOLOJİ SERVİSİ