Sivas, Nevşehir, Malatya ve Maraş’ın Alevi köylerinde yapılmak istenen maden ocakları ile HES projeleri tepki çekerken, solun simgelerinden Nurhak’ta maden arama ruhsatı verilmiş. Yıldızeli’de ise 56 köy tehdit altında
Maraş-Nurhak, MalatyaArguvan, Malatya-Hekimhan, Sivas-Yıldızel Sivas-Divriği gibi Alevi nüfus yoğunluklu yerlerde çok sayıda köyün maden ve HES’lerle ortadan kaldırılmak istendiğine işaret eden Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Genel Başkanı Gani Kaplan, “Pandemi döneminde insanı yaşatmanın daha kıymetli olduğunu anladık. Alevi yerleşim bölgelerinde sulama barajları ve HES’ler yaparak köylülerin arazilerini tahrip ediyorlar” dedi. Kovid-19’un her gün can aldığı, insanları işinden ittiği, aç-açıkta bıraktığı, devletlerin birbirlerine sınırları kapattığı aylar boyunca sağlıklı-temiz su ve gıdanın ne kadar hayati olduğu halk tarafından idrak edilirken, sermayedarların kâr hırsından, doğaya, yeşile karşı gözlerini karartmaktan vazgeçmediği görülüyor. Pir Habar Ajansı (PİRHA) haberine göre, maden şirketlerinin patronları, HES baronları Sivas, Malatya, Nevşehir ve Maraş’ın Alevi yerleşimlere maden ocakları ve Hidroelektrik Santralleri (HES) kurma ısrarını sürdürüyor. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Genel Başkanı Gani Kaplan, devletin Alevi köylerine yöneldiğini belirterek şunları söyledi: “Alevi yerleşim bölgelerinde sulama barajları ve HES’ler yaparak köylülerin arazilerini tahrip ediyorlar. Şu anda Nurhak’ta bir maden arama ruhsatı verilmiş. Bu alan tamamen tarım alanı içerisinde ve Alevi yerleşim bölgesi. Yine Sivas’ta Yıldızeli bölgesinde ciddi anlamda bir tahribat var. Yaklaşık 5 köyün kaldırılması tehlikesi bulunuyor. Yine Malatya’nın Arguvan bölgesinde çok yoğun anlamda maden arama faaliyeti var. Devletin izlemiş olduğu çok sakıncalı bir politika var. Türkiye’de yapılan barajlara baktığınızda Alevi yerleşim bölgelerine barajlar kuruluyor. Sulama alanına ise baktığınız zaman hiçbir Alevi köyü bu sudan faydalanamıyor.”
Yıldızeli, Divriği, Hekimhan, Arguvan
Kaplan, 56 köyün geleceğine dikkat çekerek şunları ekledi: “Sivas’ın Yıldızeli bölgesinde özellikle 56 köyü tehdit eden bir maden arama girişimi var. Kendi köyüm de bunun içerisinde. Titanyum ve uranyum aranıyor. Ormanların yok olma tehlikesi söz konusu. Tabii ki Alevi örgüt ve kurumlarının bu tip faaliyetlerle ilgili mücadeleleri yetmiyor. Yaşayan halkın da bu mücadeleye katkı koyması gerekiyor. Divriği bölgesi büyük ölçüde tahrip edilmiş durumda. Malatya Hekimhan, Arguvan bölgesi de bu anlamda yok olmakla karşı karşıya. Özellikle pandemi sürecinde tarım alanlarının ne kadar önemli olduğunu anladık. Öncelikli hedef halkı yaşatmak olmalıdır. Devletin bir an önce bu tip girişimlerden vazgeçmesi gerekiyor.”
Birilerinin zenginliği…
Taş ocakları ve madenlerin açıldığı yerlerden yoğun şikayet yükseldiğini belirten Kaplan, “Şu anda en ciddi hastalık olarak Kovid-19 gösteriliyor. Ama devlet, diğer alt hastalıkları ihmal ediyor. Maden bölgelerinde kansere yakalanma oranı gün geçtikçe artıyor. Hacıbektaş’ta sevindirici bir gelişme var. Köyün birinde yeraltı şehri çıkması sebebiyle şu anda maden faaliyeti durmuş vaziyette. Diğerinde ise hem belediye başkanlığı tarafından hem de yöredeki sivil toplum örgütleri tarafından konu idari mahkemeye verilmiş durumda. Mahkeme sonuçları bekleniyor. Biz de seyahat yasağı gevşedikten sonra bölgeye gidip araştırma yapacağız. Birilerini zengin etme pahasına köylerin tahrip edilmesine izin vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı
ANKARA