HDK Emek Meclisi, görüşülmekte olan asgari ücretin vergiden muaf net 4 bin TL olması gerektiğini belirterek mevcut ücretin asgari sefalet ücreti düzeyinde ve temel ihtiyaçları bile karşılamadığını belirtti
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Emek Meclisi, ” Sermayeye değil, halka bütçe” şiarıyla Kadıköy’de bulunan Süreyya Operası önünde bir araya gelerek basın açıklaması gerçekleştirdi. “Sermayeye değil emekçiye bütçe. Herkese insanca yaşanabilir ücret” pankartı açılan açıklamada “ Sermayeye değil emekçiye bütçe” ve ” Savaşa değil emekçiye bütçe” sloganları atıldı. Açıklamaya HDK bileşenleri, HDK Eşsözcüsü İdil Uğurlu, HDP Milletvekili Musa Piroğlu’nun yanı sıra birçok yurttaş katıldı.
Açıklamadan önce söz alan HDP’li Musa Piroğlu, mecliste iki bütçenin konuşulduğunu belirterek, konuşulan bütçenin emekçilerin değil sermayenin bütçesi olduğunu söyledi.
İşçinin emekçinin parasının saraya gittiğini ifade eden Piroğlu, “Biz işe gitmek için her sabah salgın kokan metrobüsleri kullanırken sarayın günlük masrafı milyonlarca insanın aylık bütçesine mal oluyor. Sadece saraya değil savaşa harcanıyor. Biz savaşa ses çıkartmadıkça bunun parasını ödemeye devam ediyoruz. Bizim boğazımıza sarılan el Kürt halkına zulüm olarak dönüyor. Diyarbakır’a atanan Kayyım, İstanbul’da belediyenin ucuz ekmek satmasına karşı çıkıyor. Biz bizim olmayan bir savaşın faturasını ödemeye devam ediyoruz. Savaştan, damat ve savaş baronları zengin oluyor. Maliyetini işsizlik sefalet olarak biz ödüyoruz. Bugün yapmaya çalıştıkları bütçe halkın servetini yandaş şirketlere, savaşa ve patronlara aktarılmasından başka anlama gelmiyor” dedi.
Piroğlu, son olarak yurttaşları yapılan politikalara karşı hep birlikte mücadele etme çağrısında bulundu.
Acı reçete neden hep yoksullara çıkıyor?
Ardından söz alan HDK Eş Sözcüsü İdil Uğurlu ise görüşülen bütçelerinin iktidar bloğunun parlamentoda fazla olmasından dolayı parlamentodan geçeceğini ifade ederek, geçecek bütçenin kadınların, emekçilerin değil zenginlerin bütçesi olduğunu dile getirdi. Acı reçetelerin hep yoksul halka çıktığını belirten Uğurlu, “Acı reçeteyi niye hep yoksullara çıkıyor. Halktan aldıklarınızı geri verin öncelikle. Yurttaşlar olarak korkacak neyiniz var. Biz hakkımızı istiyoruz. Yoksulun yakasından elinizi çekin. Biz güçlüyüz ve kararlıyız. Bir arada bu kadim topraklara özgürlüğü getirelim. Bir arada olduğumuzda korkacak bir şeyimiz yok. Hep birlikte mücadele edelim” diye belirtti.
Bütçeyi yaratan emekçilerdir
Bütçeyi ve kaynağı yaratanın emekçilerin üretkenliği olduğunu belirten HDK Emek Meclisi üyesi Ercan Tilmaş, “Hazineye akan doğrudan vergilerin üçte ikisi de yine bordrolu çalışanlardan kesilmektedir. Dolaylı vergiler ise aldığımız ekmekten tuza sabundan bebek mamasına, kullandığımız elektriğe telefona kadar, tükettiğimiz her kalemde ÖTV ve KDV denilerek yeniden tahsil edilmektedir. Pırlantadan tekneden yattan kürke kadar lüks mallarda ÖTV sıfırlanırken, dolaylı vergi yükü de temel tüketim ürünlerine yıkılmaktadır” diye belirtti.
Kaynaklar savaşa harcanmasın
Bütçenin ardından asgari ücretin de düşük bir artışla geçiştirilmeye çalışıldığının altını çizen Tilmaş, “Bugün 9 milyona yakın işçi asgari ücret alıyor. Kayıt dışı çalışanlarla birlikte asgari ücretle yaşamak zorunda kalanların çok daha fazla olduğu ortadadır. Asgari ücreti belirleyen 15 kişilik komisyonda işçi kesimini temsilen sadece 5 kişi yer alıyor. Kalan 10 kişi, siyasi iktidarın ve sermayenin temsilcileri. Böylesi bir danışıklı dövüşten emekçilerden yana bir sonuç çıkması beklenemez. Milyonlarca emekçi mutfak masrafını dahi karşılamayan bir ücretle yaşayamaz, ancak sürünür” ifadelerine yer verdi. Son 6 yılda savaş harcamaları için ayrılan payın 4 kat arttırıldığına işaret eden Tilmaş, Kürt sorunu başta olmak üzere bütün bölgesel krizlerin barışçıl politikalarla çözülmesi gerektiğini ve kaynakların savaşa değil eğitim, sağlık, toplu taşıma gibi temel hizmetlerin parasız verilmesine harcanması gerektiğini söyledi. Asgari ücretin sefalet ücreti düzeyinde olduğunu ve temel ihtiyaçları bile karşılamaktan uzak olduğuna işaret eden Tilmaş, “Bugün açlık sınırı 2500 TL ve yoksulluk sınırı 8.200 TL civarındadır. Asgari ücret, işçinin ailesiyle birlikte tüm zorunlu ihtiyaçlarını karşılayacak biçimde, insan onuruna yakışan bir düzeyde tespit edilmelidir. Asgari ücret, vergiden muaf tutulmalı ve net 4 bin lira olmalıdır” şeklinde konuştu.
Açıklama sloganlar eşliğinde son buldu.
İSTANBUL