Birçok kadının hayatını değiştiren Mor Çatı’dan 30. yıl mesajı: Mücadeleyi asla bırakmayacağız. Hep birlikte mücadele etmeye devam etmemiz gerekiyor. Kazanımlarımızı gördükçe güç almalıyız
Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, 1990 yılında kuruldu. 30. yılını kutlayan Mor Çatı, çalışmalarını başkansız ve eşitlikçi bir örgütlenme şemasıyla yürütüyor. Hak temelli desteklerini 30 yıldır sürdüren vakıf, dayanışma merkezi dışında sığınağıyla da kadınlara kendi ayakları üzerinde durma ve yeni bir hayat kurma yolunda rehberlik ve danışmanlık yapıyor.
Vakıf gönüllüsü Ece Ege, Mor Çatı’nın kuruluşundan bu güne olan yolculuğunu anlattı. 1990 yılında kurulan Mor Çatı vakfının feminist bir hareketle büyüyüp geliştiğini söyleyen Ege, “Türkiye’de kadınların dayağa karşı yürüyüş ve kampanya başlattıkları 1987 yılından başlayarak anlatıyoruz hikayemizi. Çünkü o yürüyüşü ve devamındaki kampanyayı organize edenler Mor Çatı’nın kuruluşunda yer alan kadınlar. O yıllarda ‘dayak’ olarak dile getirilen kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddet onların yaptığı çalışmalarla aslında görünür olmaya ve bir mesele olarak görülmeye başladı. Mor Çatı da işte böyle bir mücadelenin sonucunda ortaya çıktı” dedi.
‘Hayati değişimler oldu’
“Mor Çatı’nın kuruluş yıldönümleri de politik bir şekilde yapılıyor” diyerek sözlerini sürdüren Ece Ege, şu ifadelerde bulundu: “30’uncu kuruluş yıldönümü kampanyası çerçevesinde birçok çalışmamız oldu. Bir video çalışmamız da var. ‘Değiştirmek mümkün’ sloganı da üzerine çok düşünülerek yapılan bir tema oldu. Kadın dayanışmasını ve birlikteliğinin gücüne işaret ediyor. Kadınlar artık hukuksuzluğa daha yüksek sesle karşılık veriyor. Medeni Kanunu ve birçok kanunu değiştirdik. İstanbul Sözleşmesi’ni imzalattık, 6284 sayılı kanunu yazdık. Birçok kadın erkeği evden uzaklaştırma ya da kendisi evden ayrılma gücünü buldu. Genel anlamda çok hayati değişimler yaşanmaya devam ediyor.”
‘Kazanımlarımız güç veriyor’
Mor Çatı’ya katıldıktan sonra aktif bir politika yürüttüğünü söyleyen Ege, “Benim kişisel hikayemde aslında bir akademik çalışma içinde bulunmam ile feminist hareketle karşılaştığım süreç çok yakından ve beraber oldu diyebilirim. Feminist olmama rağmen aktif politika yapmıyordum. Aktif politika yapmaya Mor Çatı ile başladım. Bizler bu çatı altında gönüllüyüz. Bu muazzam hissettiriyor. Buraya gelen veya yolu buradan geçen her kadın büyülenmiş bir şekilde çıkıyor. Yalnız olmadığımı biliyorum. Mücadeleyi asla bırakmayacağız. Hep birlikte mücadele etmeye devam etmemiz gerekiyor. Kazanımlarımızı gördükçe güç almalıyız.”
İSTANBUL