Ekonomide reform söylemlerinin altından patronlara, işsizlik fonundan para, faiz desteği ve vergi indirimi çıkarken işçilere günlük 39 lira maaş çıktı
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan, 13 Kasım’da gerçekleştirilen partisinin Tekirdağ İl Kongresi’nde, yaptığı açıklamada “ekonomide reform” ifadesini kullanmıştı.
Bu ifadeler sonrası kamuoyunda nasıl bir yöntem izleneceği tartışılırken bir takım görev değişiklikleri sonrası TÜSİAD ve TOBB ile toplantılar gerçekleştirildi. Bu toplantılar sendikalar tarafından “işçi sınıfı pas geçiliyor” tepkilerine neden oldu.
Bu toplantılar sonrasında oluşan çerçeve ise reform “patronlara imtiyaz işçilere ise yoksulluk” olarak şekillendi.
Reform söylemlerinin resmini MA’dan Selman Güzelyüz çizdi. AKP iktidarında ekonomik reform nedir?
Sermaye için kanun
Erdoğan’ın 13 Kasım’da yaptı reform açıklamasından dört gün sonra “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” yürürlüğüne girdi. Bu kanun sermayeye derin nefes aldırdı. Kanuna göre işçileri yoksulluğa mahkum eden “ücretsiz izin” uygulamasıyla günlük 39,24 liralık “gelir desteği” uzatıldı.
İşverene işe şu destekler yapıldı:
* Asıl sahibi işçiler olan İşsizlik Sigortası Fonu, sermayeye peşkeş çekildi. İstihdamı teşvik etmek amacıyla işverenin ödediği sigorta primini devlet üstlendi. Bu primler İşsizlik Sigortası Fonu’ndan ödenecek.
* Yoksul yurttaştan alınan Gelir Vergisi, Sosyal Güvenlik Katkı Payları ve Katma Değer Vergisi üzerinde bir değişikliğe gidilmezken, çok sayıda vergi ve diğer kamu alacağı üzerinde iyileştirme yolu açıldı.
* Sermayedarın vergi kalemleri kısıldı. Varlık Barışı adı altında, servetini 30 Haziran 2021’e kadar Türkiye’ getiren kişilerden vergi alınmaması düzenlendi.
* Bu yılın sonunda bitmesi belirlenen faiz gelirlerine tanınan Gelir Vergisi istisnası da 2025 yılına kadar uzatılarak, sermayeye kaynak aktarma yollarından biri daha oluşturuldu.
Fazla faiz ödenecek
Erdoğan’ın ekonomi çevrelerinde kabul görmeyen “yüksek enflasyonun sebebi yüksek faizdir” politikası sonrası geçen yılın 26 Temmuz’undan bu yana politika faizi yüzde 24’ten yüzde 8,25’e indirilmişti. Bu politika, ekonomide krizin derinleşmesine sebep oldu. Erdoğan’ın açıklamaları sonrasında politika faizi yüzde 15’e çıkartıldı.
Son 5 yıldır, Türkiye’den kaçan sermayeyi geri getirmeye amaçlayan ekonomi yönetimi, uluslararası sermayeye yüzde 15 faiz öderken, yurttaşın kullandığı kredi faizinin ise yüzde 20’ye çıkardı.
Pandemi sürecinde, kapatmalar ve artan işsizlik sonrası yurttaşlar kredilere yönelmek zorunda kalmıştı. Faiz artırma kararı sonrası yurttaşlardan daha fazla faiz alınacak ve bu para yabancı ve yerli sermayeye faiz olarak verilecek.
İstanbul Borsası’nın Katar’a satışı
Denetimi Sayıştay tarafından yapılmayan ve “paralel bütçe” diye tanımlanan Türkiye Varlık Fonu (TVF) tartışmaları ekonomide “reform” söylemleri sonrasında tekrar alevlendi. 27 Kasım’da, Türkiye Varlık Fonu ve Katar Yatırım Otoritesi arasında yapılan anlaşmayla, Borsa İstanbul’un yüzde 10’u Katar’a satıldı. Anlaşma sonrası Varlık Fonu, Borsa İstanbul’un yüzde 80,6’lık payını elinde bulundurmaya devam edeceğini duyurdu. Katar ile yapılan satış anlaşması öncesi Varlık Fonu, Borsa İstanbul’daki hissesinin yüzde 90,6’sını elinde bulunduruyordu. Borsa İstanbul’da işlem gören şirketlerin toplam piyasa değerinin 1 trilyon 99 milyar liraya ulaştığı bilinirken, Katar’a yüzde 10’luk hissenin ne kadara satıldığı kamuoyuna duyurulmadı.
Reformun sonu: Enflasyon artışı
Erdoğan’ın “reform” ifadesi ve politika faizindeki artışlar sonrası TL yüzde 8’e varan değer kazanmıştı. Ancak bu kısa sürdü. Döviz bir hafta içinde yükselişe geçti ve 7,86 TL civarında el değiştiriyor. Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) göre yıllık enflasyon yüzde 14,03 ile zirveye çıktı. Kasım ayı enflasyon artışı da yüzde 2,30 olarak duyurdu. Gerçek rakamın yüzde 3,43 olduğu belirten Enflasyon Araştırma Gurubu’nun, “enflasyon artık kalıcı hale geldi” açıklaması, son 3 haftayı özetler nitelikteydi.
HABER MERKEZİ