Diyarbakır Hafızası, üç yeni sergi ile kentin tarihi hafızasına ışık tutuyor
Selman Çiçek/Diyarbakır
Diyarbakır Kültür Tabiat Varlılarını Koruma Derneği ve Anadolu Kültür’ün yürütücüsü olduğu Diyarbakır Hafızası’nın güncel çevrimiçi sergisi “Diyarbekirlilik’te kesişen adetler, tatlar, sesler, dokular’ın’’ üç yeni bölümü yayında . ‘Buluşturan, iyileştiren bir kültür: Diyarbakır Hamamları’, ‘Kentteki eğlencenin gecesi gündüzü’ ve ‘Gelinle Damat Olmanın Hikayesi’ adlı üç yeni bölüm kentin hafızasına ışık tutuyor.
Kesişen kültürler
Serginin amacı, insanlık tarihinden bu yana geniş bir Kürt coğrafyasının ortasında bulunmasına rağmen pek çok Küçük Asya ve Mezopotamya şehri gibi çok eski zamanlardan birikmiş, derinliği olan kozmopolitizmin merkezi olan Diyarbakır’da diğer halklarla kesişen kültürünü açığa çıkarmak. Bu temele daha önce ‘Tarihin Kavşağındaki Şehir’, ‘Kendi Mimarisini Yaratan Şehir’, Kalbi Curcuna Ritmi ile Atan Şehir’ ve ‘Tatların, Kokuların Birbirine Karıştığı Şehir’ adlı sergiler çevrimiçi olarak yayınlandı.
Sözlü tarih
Serginin son bölümlerden biri olan; Buluşturan, İyileştiren Bir Kültür: Diyarbakır Hamamları, araştırmacı Birsen Dal’ın araştırmaları ve şahsi tecrübelerinden yola çıkılarak hazırladı. 94 yaşındaki Diyarbakırlı Emine Özakbulut, kendisi ile yapılan sözlü tarih görüşmesinde çocukluğunda hatırladığı hamam günlerini aktarırken akademisyen Emine Ekinci Dağtekin ise Diyarbakır’ın önemli hamamlarını tarihsel ve mimarı açıdan ele aldı.
Hamamlar
Kentte bulunan ve bugün yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olan Melik Ahmet Hamamı, Deva (Deve) Hamamı, Vahap Ağa Hamamı, Çardaklı Hamamı, Suakar Hamamı ve Kadê Hamamı’nı mercek altına alırken bu hamamlarda özellikle kadınların yaşadıkları anlar dile geldi. Kürt, Ermeni, Süryani halkı başta olmak üzere kentte yaşayan tüm kültürlerin ortak mekanı olan hamamlar, acıların, sevinçlerin, mutlulukların ve yaşanmışlıkların buluştuğu bir mekana dönüşüyor. Anlatıcılar, sergide bu ortak buluşma noktasını eşsiz bir dille dile getiriyor.
Hamam restorana çevrildi
Bu hamamlardan biri de eşsiz güzelliği ile tanınan Vahap Ağa Hamamı. Hamam, Diyarbakır Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından önce amacı dışında yanlış restore edildikten sonra restorana çevrildi.
Kentin eğlencesi
Serginin ikinci konusu ise; kentteki eğlencenin gecesi gündüzü adlı bölüm. Bu bölümde Diyarbakır’da günümüze dek gelen halkların eğlence kültürüne ışık tutulurken gecesi ve gündüzü ayrı bir eğlence kültürüne sahip olan Diyarbakır’da daha önce düzenlenen panayır, piknik gezmeleri, gece buluşmaları, pavyon vb eğlence alanları mercek altına alınıyor. Bu bölümde araştırmacı-eğitimci Kenan Özhal, gündüz eğlencelerini, gazeteci Mehmet Mercan ise gece hayatına odaklanıyor.
Cixari
20’inci yüzyıla kadar surların içerisinde kendini koruyan şehrin eğlencesi de surlar içerisinde kaldı. Kent yaşamında sıkılan halklar ‘Cixari’ adı verilen pikniklerle Hevsel Bahçeleri’ne akarken kentin önemli eğlence merkezleri ise bağ ve köşk evleri oldu. Sergi özellikle Hristiyanların, Süryanilerin, Ermenilerin ve Müslümanların kutsal ve özel günlerine dair zengin bilgiler içerirken yine halkların, mevsimlerin yaşanmışlıkları dile getiriliyor.
Toy’lar yani düğünler
Serginin üçüncü konusu da; gelinle damat olmanın hikayesi. Bu bölümde de yeni bir ailenin kuruluşuna tanıklık ediyoruz. Her kültürün farklı ritüel ve gelenekleri olsa da aslında ne kadar ortak geleneklerimizin olduğuna da tanık oluyoruz. Bu bölümü kaleme alanlar ise Birsen Dal ve Süryani geleneklerini ele alan Can Şakarer oldu.
Diyarbakır’da eskiden Toy adı verilen düğünleri incelediğimizde günümüze de uzanan geleneklere tanık oluyoruz. Toy’ların A’dan Z’ye kadar her ayrıntısının anlatıldığı çevrimiçi sergide yine farklı inanış ve kültürde olanların düğünlerindeki benzer yanlarımızı da görmek mümkün.
Sergi online olarak diyarbakirhafizasi.org/sergiler/ adresinden izlenebilinir.