İşçi sınıfını örgütlemedeki başarısı nedeniyle ‘ABD’nin en tehlikeli kadını’ olarak anılan ve yaşamını bu sınıfın mücadelesine adayan ‘Jones Ana’ 90 yıl önce bugün yaşamını yitirdi
19’uncu yüzyılın en ünlü kadın aktivisti olan ve işçi sınıfının ‘Jones Ana’sı Mary Harris Jones tüm ömrünü ekonomik eşitlik amacıyla mücadeleye adadı. Aslen İrlandalı olan Jones bir dönem maden işçilerini örgütlemedeki başarısı nedeniyle ‘ABD’nin en tehlikeli kadını’ olarak anıldı.
1837 yılında İrlanda’da dünya gelen Jones, 5 yaşındayken birçok İrlandalı aileyi etkileyen büyük kıtlık sonrası ailesiyle birlikte Kanada’nın Toronto şehrine göç etti.
İlk olarak Michigan Katolik Okulu’nda öğretmen olarak çalışmaya başlayan Jones, daha sonra Chicago’da terzi olarak çalıştı.
Çalışmak için Memphis şehrine göç eden Jones, 1861 yılında Demir Kalıpçıları Sendikası’nın bir üyesi olan George Jones’la evlendi. Çiftin 6 yıl içerisinde 4 çocuğu dünyaya geldi.
Jones, ABD’de etkili olan sarıhumma epidemisi nedeniyle trajik bir şekilde tüm ailesini kaybetti. Bu tarihten sonra Jones Ana bütün hayatı boyunca siyah giyindi…
Tüm ailesini kaybeden Jones terzilik yapmak için tekrar Chicago’ya döner. 1871 yılında eyalette meydana gelen Büyük Chicago Yangı’nında sahip olduğu her şeyi kaybeden Jones bu tarihten sonra işçi sınıfının sorunlarıyla ilgilenmeye başladı.
Endüstrileşme sırasında, güvencesiz ve yüksek saatler boyunca çalışan, düşük ücret alan işçileri örgütlemeye odaklanan Jones, etkileyici hitabet ve işçileri organize etme yeteneğiyle 1887 yılındaki büyük demiryolu grevinde kendini gösterdi.
İşçi sınıfının Jones Ana’sı bu tarihten sonra yüzlerce greve öncülük ederek sermaye sahipleri ve iktidarlar için bir ‘baş belası’ olacaktı.
1900’lü yılların başında Jones Ana Batı Virginia ve Pennsylvania’daki kömür madenlerinde çalışan madencileri sendikal olarak örgütlemek için mücadele yürüttü.
1900 yılındaki nüfus sayımında ABD’deki 16 yaş altındaki çocukların 6’da biri İşçi olarak çalıştığı ortaya çıkmıştı. Çocuk işçiler ve erkekler eşit ücret alabilmek için mücadele yürüten kadınların yanında olan Jones ‘Sendikaya katılın’ sloganıyla ülkenin birçok yerini gezdi.
Jones, kadınların grevde olan eşlerinin mücadelesine katkı sunduklarını ve onları desteklediklerinin farkındaydı. Ama ona göre kadın işçiler emek mücadelesinde daha fazla örgütlenmeliydi.
1903 yılında Jones fabrika ve madenlerdeki çocuk işçileri örgütleyerek büyük bir yürüyüş düzenledi. Jones ve çocukların talebi, zenginleri kızdırsa da netti: Okula gitmek istiyoruz madenlere değil!
Her gün maden ve fabrikalarda çocuklar yaralanırken ya da hayatlarını kaybederken, gazete sahipleri Jones’a çocuk işçiler hakkındaki gerçekleri yayımlayamayacaklarını söylemişlerdi. Birçok kez yetkililer görüşme isteği reddedilen Jones, çocuklar işçiler sorununu kendilerinin tanıtacağını belirterek, düzenlediği yürüyüşlerle problemi ülke gündemine oturtmuştu.
1912 yılında Jones’in organize ettiği Batı Virginia’daki bir grev sırasında Birleşik Maden İşçileri Sendikası ve maden sahiplerinin özel ordusu arasında bir çatışma yaşanır ve bölgede sıkıyönetim ilan edilir. Bu olayların ardından 76 yaşındaki Jones komplo kurarak cinayet işlediği gerekçesiyle 20 yıl hapis cezasına çarptırılır. Jones askeri mahkemenin meşruiyetini tanımadığını söyleyerek suçlamaları reddeder. 85 gün tutuklu kalan Jones toplumun tepkisi ve itirazlarının ardından serbest bırakılır. Ömrü boyunca defalarca kez gözaltına alınan ve tutuklanan Jones Ana ömrünün son anına kadar işçi sınıfı için mücadele verdi.
‘ABD’nin en tehlikeli kadını’ olarak bilinen Jones 30 Kasım 1930 yılında yaşamını yitirdi. Çocuklarım dediği ve 1898 yılında katledilen maden işçilerinin yanına gömülen Jones her yıl 11 Ekim Madenciler Günü’nde tüm dünyada anılmaya devam ediyor.
‘İşçilerin ulusun kaderinin kendi ellerinde olacağı günü görmenin özlemini çekiyorum’ – Mary Harris Jones
Çeviri: Mehmet İnanç
Kaynak: https://www.womenshistory.org/education-resources/biographies/mary-harris-jones