21 Ağustos 2013 tarihinde Doğu Guta’ya saldıran Suriye ordusunun kimyasal silah kullandığına dair kuşkuları güçlendirecek bulgulara ulaşıldı
21 Ağustos 2013 tarihinde Doğu Guta’da 400’ü çocuk, en az bin kişinin hayatını kaybettiği Suriye ordusunun saldırısına ilişkin yapılan araştırmalarda kullanılan sarin gazı emrini Beşar Esad’ın kardeşinin verdiği dair kuşkuyu güçlendirecek bulgulara ulaşıldı.
Araştırmada sarin sinir gazı, havanın da serin olması nedeniyle, sivillerin bu tür saldırılar esnasında hayatta kalabilmek için sığındıkları binaların daha alt katlarına kadar yayıldığı belirtildi.
Esad’ın Suriye’de kimyasal saldırıda bulunduğu kuşkusu, Almanya’da yapılan suç duyurusunda, tanık ifadeleri ve bulgularla güçlendi.
Boğularak can verdiler
DW ve Spiegel’in hazırladığı raporda pek çok kaynağa göre, Guta’daki kimyasal saldırıda, 400’ü çocuk, en az bin kişi hayatını kaybettiği iddia edildi. Hayatta kalanlar, saldırıdan Şam hükümetini sorumlu tutuyor.
Uluslararası hukuka göre sivillerin kimyasal silahlarla hedef alınması bir savaş suçu. Ancak faillerin Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanması için yapılan girişimler, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeleri Rusya ve Çin’in uyguladıkları veto nedeniyle sonuç vermedi.
Suç duyurusunda bulunuldu
Suriye’deki kimyasal saldırılar dünya genelinde infial yaratsa da bu güne kadar kimse yargılanmadı. Ancak Almanya’da, Doğu Guta saldırısından yedi yıl sonra yapılan bir suç duyurusu, çok önemli bir dönüm noktasının habercisi olabilir.
Açık Toplum Adalet İnisiyatifi, Suriye Arşivi ve Suriye Medya ve Özgürlükler Merkezi adlı hükümet dışı örgütler, Ekim ayının başında Federal Başsavcılığı’na, 2013 yılında Doğu Guta, 2017 yılında ise Han Şeyhun’a düzenlenen sarin gazı saldırılarının sorumluları hakkında suç duyurusunda bulundu.
Almanya’da, 2002 yılında, savaş suçları ve soykırım gibi uluslararası suçların soruşturulması ve kovuşturulmasını kapsayan evrensel yargı yetkisi ilkesi kabul edildi.
50 tanığın ifadesi
Kimyasal saldırılar hakkındaki suç duyurusu çok kapsamlı belgeler ve en az 50 tanığın ifadesine dayanıyor. Bu tanıklar arasında üst düzey askeri yetkililer ile kimyasal silah programının geliştirilmesi ve korunmasından sorumlu olan Suriye Bilimsel Çalışma ve Araştırma Merkezi’nde (SSRC) görevli bilim insanları bulunuyor.
Emri Mahir Esad mı verdi?
Kanıtlar, 2013 yılındaki Guta saldırısında, sarin gazı kullanılması emrini veren kişinin, Suriye’de en güçlü ikinci adam olarak nitelendirilen, aynı zamanda Devlet Başkanı Beşar Esad’ın erkek kardeşi olan Mahir Esad olduğuna işaret ediyor.
Tanıkların ifadeleri, sarin sinir gazı gibi stratejik mühimmatların ancak Beşar Esad’ın onayı ile kullanılabilmiş olabileceğine dikkat çekiyor. Ve DW’nin de incelediği Başsavcılığa sunulan belgelerde yer verilen bulgular, Beşar Esad’ın, kimyasal saldırının yapılması için erkek kardeşine izin vermiş olduğunu kuşkusunu güçlendiriyor.
Açık Toplum Adalet İnisiyatifi
Açık Toplum Adalet İnisiyatifi’nin kıdemli avukatı Steve Kostas, Beşar Esad’ın saldırılarla ilgili karar alma sürecine müdahil olduğu yönünde ellerinde kanıt olduğuna dikkat çekerek, “Elimizde onun sarin saldırılarına karıştığına işaret eden bilgiler olduğu kesin” diye konuştu.
Kostas, SSRC içerisinde, 450 olarak adlandırılan bir elit birimin bulunduğuna dikkat çekerek, “Bu birimin sarin saldırılarının planlaması ve uygulanmasında önemli ölçüde yer aldıklarını gösterdik” dedi.
Zehirli bir sinir ajanı, kimyasal bir silah olan sarin gazının herhangi bir kokusu yok. Bu nedenle varlığı, ancak kurbanlarının solunum yolu kaslarını felce uğratması, boğularak ölümlerine yol açmasıyla birlikte fark ediliyor.
Kaynak: ANHA