24’i tutuklu 61 siyasetçinin yargılandığı davanın ilk duruşmasında 13 siyasetçi serbest bırakıldı. Mahkeme Başkanı’nın ‘HDP Mecliste temsiliyeti olan 3’üncü partidir’ demesi dikkat çekti
Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) önceki dönem il eşbaşkanları ile yöneticilerinin bulunduğu 25’i tutuklu 61 kişi hakkında açılan davanın ilk duruşmasının 5’inci gününde Antep 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmayı Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Berdan Öztürk, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, HDP milletvekilleri Ömer Öcalan, Ayşe Sürücü, Mahmut Toğrul ile Mehmet Rüştü Tiryaki, barış anneleri ve yargılananların aileleri katıldı. Duruşma salonuna pandemi gerekçesiyle sınırlı sayıda kişi alındı. 1’inci Ağır Ceza Mahkeme salonunda görülen duruşmaya tutuklu ve tutuksuz siyasetçiler avukatlarıyla hazır bulundu. Zeynep Kaygusuz, Cengiz Tuç, Azime Balı ve Hasret Ergin tutuklu bulundukları cezaevlerinde Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBIS) aracılığı ile katıldı. Duruşma kimlik tespiti ile başladı.
Beyaz tülbentliler kime denir? sorusu
5 gün boyunca süren duruşmada siyasetçilere, “MEYA – DER’in faaliyet alanı nedir? Barış anneleri kimlere denir? Beyaz tülbentliler kime denir? Değer aileleri ne demek ve Kime denir? Gençlik meclisi nedir? DTK delegesi misin?, Kimler DTK üyesidir? HDP il binasında yapılan toplantıya katıldın mı? Ayten Beçet’in cenazesine ve taziyesine katıldın mı?, Açlık grevlerine ilişkin yapılan basın açıklamasına katıldın mı?, Açlık grevine destek için ilçe binasında yapılan oturma eylemine katıldın mı? Kadın konferansına katıldın mı? ” gibi sorular soruldu.
Seçim çalışmaları
Duruşmada söz alan tutuklu HDP Meclis (PM) üyesi Ömer Faruk Koç, seçim çalışmalarının suç olarak lanse edildiğini söyleyerek, “Parti çalışmalarımız, seçim çalışmalarımız, kongre ve konferans hazırlıklarımız, taziye ve bayram ziyaretlerimiz KCK çalışmaları olarak iddia edilmiş. Delil olarak da HDP ve DBP’de seçim sürecinde yaptığımız toplantılar gösterilmiş. Bu iddianame kabul edilemez. Yargılama da hukuksuz olacaktır” dedi.
‘Savcı AKP savcısıymış gibi davranmış’
HDP PM üyesi Mehmet Karayılan, partisinin yargılandığını belirterek, “Savcı AKP savcısıymış gibi davranmış. HDP çalışmaları, yönetici ve üyelerimizin parti faaliyetlerini tamamını kriminalize ederek bir algı oluşturup, suç işlemiştir. Savcı birçok yerde HDP için ‘parti görünümünde siyasi çalışma ve sözde parti’ cümlelerini kullanarak suçunu somutlaştırmıştır. HDP seçimlerde 6 milyondan fazla oy almış Meclis’teki 3’üncü büyük partidir. Burada parti faaliyetlerimiz nedeniyle yargılanmaktayız” ifadesinde bulundu.
Mahkeme başkanı: HDP yasal siyasi bir partidir
Karayılan’ın bu sözleri özerine mahkeme başkanı, “HDP’yi değil iddialar doğrultusunda KCK üyeliği var mı yok mu yargılaması yapıyoruz. Biz de kamuoyunu takip ediyor okuyor ve araştırıyoruz. HDP yasal siyasi bir partidir. Mecliste temsiliyeti olan 3’üncü partidir” dedi.
Açlık grevi için basın açıklaması
Savunma yapan bir diğer siyasetçi Selman Tutumlu, iddianamenin taraflı ve kabul edilemez olduğunu söyledi. Tutumlu, mahkeme başkanının “Açlık grevi için yapılan basın açıklamasına katıldın mı?” sorusuna şöyle cevap verdi: “Ben açlık grevini terör faaliyeti olarak görmüyorum. Bir hak talebine ilişkin yapılan bir eylemdir. Bağlı olduğum partinin paradigması kadın özgürlükçü, demokratik ve ekolojik bir paradigmadır. Biz bugün demokrasiyi ve barışı savunduğumuz için yargılanıyoruz” dedi.
Oğlunun mezarının başında gözaltı
Siirt E Tipi Kapalı Cezaevi’nde 1 yıldır tutuklu bulunan barış annesi Duri Kaygusuz, SEGBiS aracılığı ile savunma yaptı. Kürtçe savunma yapan Kaygusuz, cezaevinde sağlık sorunlarını yaşadığını söyleyerek gözaltına alındığı sırada mezarlıkta yaşamını yitiren oğlunu ziyaretinde olduğunu belirterek, “Ben bir anneyim bunlar bana yapıldı. Daha ne denilebilinir. Ben çocuklarımı kağıt toplayarak büyüttüm. Benim oğlum cezaevinde açlık grevindeydi. Ve her geçen gün ölüme gidiyordu. Ben nasıl yerimde durayım? HDP ilçe binasına gittim, çocuklarıma destek olmak için oturma eylemine katıldım” dedi.
Newroza katılım suç mu?
Avukat Berivan Özpolat Şimşek, TJA’ya yönelik iddialara ilişkin şunları söyledi: TJA kadın haklarını savunan legal bir kurumdur. Merkezi de Diyarbakır’da, sözcüsü var. Hatta bu dosya kapsamında TJA sözcüsünün ifadesi alınıp serbest bırakıldı. Ve şu an hala kadın çalışmalarını yürütüyor. Yine müvekkilimin Newroz kutlamasına katılması suç sayılmış. Bu durum utanç verici. Newroz her yıl milyonlarca insan tarafından kutlanıyor. Newroz’a katılımın suç olarak yansıtılması kabul edilemez.”
Somut delil yok
Duruşmanın 5’inci gününde savunma yapan avukatlardan Bülent Duran, hazırlanan iddianamenin hukuksuz olduğunu, yürütülen soruşturmanın temelinde 31 Mart yerel seçim süreci olduğunu, seçime yönelik yapılan çalışmaların ise suç unsuru olarak iddianameye eklendiğini söyledi.
Duran şöyle devam etti: “Bu iddianame kabul edilemez. Açıkça yasal bir partinin çalışmaları kriminalize edilmiş. Seçim çalışması yapmak her partinin hakkıdır. Ama HDP olunca suç sayılıyor. Bu iddianamenin temelinde AKP rahatsızlığı var. Bu yüzden bir siyasi soruşturma yürütüldü. Bu insanlar 6 ay boyunca hak hukuk tanınmadan takip edilmiş. Tek bir somut delil yok.
Yapılan savunmalar ardından Mahkemeye heyeti mütalaası için savcıya söz verdi. Savcı, siyasetçilerin tutukluluklarının devamı yönünde görüş bildirdi.
Verilen kısa bir aranın ardından mahkeme heyeti, Abdullah İnce, Cuma Ali Taşçı, İsmail Berkpınar, Mehmet Özkan, Müslüm Kılıç, Selman Tutumlu, Tahir Altuğ, Güler Erat, Bircan Demir, Azime Bali, Cengiz Tuç ve Duri Kaygusuz adlı siyasetçilerin tutukluluk hallerinin devamına, Ahmet İlbaş, Diyar Bayram, Kasım Şan, Mustafa Tunç, Müslüm Şahinsoy, Nafi Demir, Ömer Faruk Koç, Ramazan Kuas, Serhat Yıldırım, Şefik Sondu, Şükrü Özalan, Fatma Lebe ve Hasret Ergin adlı siyasetçiler haftada bir gün imza şartı ile serbest bırakılmasına karar vererek bir sonraki duruşmayı 28 Aralık tarihine erteledi.
‘Yargı bağımsız ve tarafsız değildir’
Duruşmanın ardından Adliye önünde açıklama yapan HDP Milletvekili Mahmut Toğrul, partilerinin haksızca mahkemede yargılandığını belirterek, “Temelsiz istinatlarla bu pandemi sürecinde arkadaşlarımızın tutukluluklarına devam kararı verildi. Biz bunu kabul etmiyoruz. Bu sonuç AKP ve MHP iktidarının yargıyı nasıl baskı altına aldıklarını göstergesidir. Yargı bağımsız ve tarafsız değildir. Siyasi bir parti bir yerel mahkemede yargılanır pozisyonuna getirilmiştir. Kabul edilmez bir durum. Direnmeye devam edeceğiz” dedi.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı