Yeni hazırlanan Maden Yönetmeliği ile vadiler sermayeye terk ediliyor. Maden bölgesi içerisinde yer alan maden rezervlerinin ve yeni ruhsat sahiplerinin rezervlerine göre bölge hisse paylarına uygun bölünecek
AKP hükümetinin son yıllarda çıkardıkları yasaların tamamının doğanın yağmalanmasını kolaylaştırıcı nitelikte olduğu görülüyor. Bu yasalardan birisi de maden yasasında yapılan birçok değişiklik sonucu madencilere sınırsız özgürlük sağlanması olmuştur. Geçtiğimiz gün Resmi Gazete’de yayımlanan Maden Yönetmeliği ile maden havzası olarak nitelenen vadiler tamamen maden şirketlerine verilirken, bu bölgeler ‘maden bölgesi’ olarak nitelenmiş. Çıkarılan yönetmelikle maden şirketlerine sınırsız özgürlük sağlanıyor.
Devlet şirkete dönüştü
Geçtiğimiz 2017 yılı sonuna doğru çıkarılan 130 maddeden oluşan torba yasa, AKP’nin devleti bir şirket gibi yönetmek istediğinin açık göstergesi olmuştu. Yasayla yaylalar, meralar, ormanlar, sınırsızca maden ve enerji şirketlerinin hizmetine koşuldu. Fiili olarak uygulanmayan ÇED süreçleri neredeyse yasal olarak kaldırıldı. Kamuya ait kırda ve kentte ne var ne yok satılmasının önü açıldı. Sulu ya da susuz tüm tarım arazilerinin gerektiğinde tamamıyla maden ve petrol sahasına dönüştürülmesi sağlandı.
Maden Bölgesi
Yönetmeliğin 1. Maddesi’nin a) fıkrasında yönetmeliğin amacı şöyle yazılmış: “Birbirine bitişik ve/veya yakın I. Grup, II. Grup (a) bendi ve IV. Grup (b) bendi maden sahalarında tek başına yapılan maden işletme faaliyetlerinin; çevresel etkileri, şehirleşme, işletme güvenliği, rezervin verimli işletilmesi ve benzeri sebeplerden dolayı oluşturduğu olumsuz etkilerin ortadan kaldırılması amacıyla yapılacak proje ve planlama çerçevesinde maden bölgesinin ilan edilmesine, bu ruhsatların yeni ruhsatta birleştirilerek oluşturulacak maden bölgesinde ortak proje kapsamında maden işletme faaliyetlerinde bulunulmasına.”
Vadilerin paylaşımı
Yönetmeliğin 1. Maddesi’nin devam eden fıkralarında vadilerin nasıl paylaşılacağı işlenmiş. Yönetmeliğin 1. Maddesi b) fıkrasında: “Aynı grup ruhsatlar için maden bölgesinin oluşturulması amacıyla ruhsatların birleştirilmesi, taksiri, iptali, ihale edilmesi, yeniden ruhsatlandırılması, ruhsatlardaki yatırım giderlerinin belirlenmesi ve ödenmesine.” C) fıkrasında: “Maden bölgesi içerisinde yer alacak ruhsatların maden rezervlerinin ve kurulacak tüzel kişilikte bu ruhsat sahiplerinin rezervlerine göre hisse paylarının hesaplanmasına.”
Madenciler hükümete ricacı
Madenciler geçtiğimiz yıl bir araya gelerek hükümetten bazı isteklerde bulunmuşlardı. En önemli sorunları için, “Bir alan için başvuruda bulunulduğunda Tarım Bakanlığı’ndan, Orman Bakanlığı’ndan, DSİ gibi kurumların da yer aldığı 18 ayrı kurumdan izin alıyorsun. Üstelik birinin izin süreci tamamlanmadan diğerinden izin alamıyorsun. Bu süreci kısaltmak adına devletin daha kârlı çıkması için, bir sahada herhangi bir maden varsa, ülke ekonomisi için faydası olduğuna inanıyorsa, gerekli izinleri hazırlayıp, ruhsata hazır hale gelip öyle ihaleye çıkılsın. Bu pratiklik sağlar ve ülke enerjisinin ortaya çıkmasını sağlar” dediler.
Sınırsız özgürlük
Toplantıda Tüprag Metal Madencilik Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yılmaz, “Bütün izin ve ruhsatlar tek makamdan alınmalı” talebinde bulunmuş. Madencilik amaçlı, kamuya ait bazı arazilerin kullanmaları söz konusu olduğunu belirten madenciler, meraların, hazine arazisi veya taşlık, tescil dışı olan yerler için. Bunları almak gerçekten eskisi kadar kolay değil, çok ciddi sorunlar yaşanıyor. Sadece ruhsatı alıp gidip hemen madenciliğe başlayamıyorsunuz. Bu coğrafyaya getirdiği çok büyük bir doğal kaynak zenginliği var. Aynı zamanda çeşitliliği var. Bizim bunları çok hızlı bir şekilde ekonomimize kazandırmamız lazım” sözleri, doğal alanların tamamında istediklerini yapabilme özgürlüğünü talep ettiklerini gösteriyordu.
EKOLOJİ SERVİSİ