Tüm muhalefet parti ve hareketlerine söylenmesi gereken en temel hakikat şudur:
Eğer muhalefet en kısa zamanda birleşip, inandırıcı bir “politik alternatif” olduğunu kanıtlayamazsa, iki ay sonra iktidara resmen gelecek olan Biden, birkaç imaj değişikliğinden sonra Erdoğan’ı “rögara” süpürmek yerine kullanacaktır.
Erdoğan rejimi “kullanılmaya” müsait bir rejimdir. Beştepe Sarayı’nda oturan şahıs “ilkelerin” değil, “aile menfaatlerinin” temsilcisidir. “Aile menfaatleri” karşılığında bir gün ABD ve Cemaatle birlikte “askeri vesayetçi milliyetçileri” hapse atabilir, ertesi gün hapse attıklarıyla birleşip Cemaatçileri tasfiye edebilir, başka bir gün Rusya ve Çin’le anlaşır, ondan da başka bir gün onlara karşı yeniden Pasifik ötesine yelken açabilir. Şu sıralar AB’ye “biz ayrılamayız” şarkısını söylüyor.
Bugünün politik sorunu bu rejimi “kullanılamayacak” hale getirmektir. Bu da muhalefetin somut bir program etrafında birleşerek AKP/MHP iktidarına karşı inandırıcı bir alternatif haline gelmesidir. Eğer bu gerçekleşirse, hiçbir devlet böylesine yıpranmış, en kilit unsurları tepeden tırnağa suça bulaşmış, hiçbir ilkesi olmayan, ağır biçimde kirlenmiş bir aleti kullanmak istemeyecek, bugüne kadar ona verilen desteği vermeyecektir.
Erdoğan rejimi iç desteklerini hızla kaybediyor. Oyları yüzde 30’lara geriliyor, tabanı çözülüyor, iç kavgaları önlenemiyor. Rejim şu anda dış destek sayesinde ayakta duruyor. NATO ülkeleri inandırıcı ve güçlü (ancak sistem içi) bir politik alternatif ortaya çıkmadığı için, Erdoğan rejimine verdikleri desteği kesemiyor. Çünkü böyle bir alternatif ortaya çıkmadan Erdoğan rejimine verilen desteği çekerlerse, NATO’nun bu vazgeçilmez ülkesinin kaosa yuvarlanacağından korkuyorlar.
Neden korkuyorlar?
Çünkü böyle bir durumda Erdoğan’ın gerçek alternatifi ortaya çıkar. Kaotik kriz koşullarında başlangıçta nispeten küçük bir devrimci güç, hiç umulmadık şekilde büyür, sistem içi partiler böyle kaotik koşullara uyum sağlayamaz, bunların da tabanı karşı-devrimci yönde radikalleşir, devlet aygıtı parçalanır ve bırakalım Erdoğan’ı, bu defa Türkiye “kullanılamaz” hale gelir. Şundan dolayı: Böyle bir durum Türkiye’nin Suriyelileşmesi demektir. Ve Suriye deneyi şunu göstermiştir: AKP ve MHP tabanındaki radikalleşme, Kürdistan devrimci güçlerinin örgütlülüğü, her türlü mücadele biçimindeki deneyimi karşısında tutunamaz. DAİŞ’in tutunamadığı gibi. Ben şunu hiç tereddüt etmeden söyleyebilirim: Kelle kesenler ortaya çıktığı gün İzmir’in laik partisi tıpkı KDP’nin Kürt özgürlük hareketinin güçlerini DAİŞ’e karşı Kerkük’ü savunmak için yardıma çağırdığı gibi, Türkiye Kürdistanı’nın “öz savunmayla” donanmış güçlerini haklı olarak yardıma çağıracaktır. Rojava devrimi böyle gelişti. Ve şimdi ne görüyoruz? Suriye’de “kaos” oyunu oynayanlar, oynadıkları bu oyundan pişmanlar ve bütün güçleriyle Rojava devrimini halkın elinden çalmak için bin bir oyun peşinde koşuyorlar.
Suriye’deki “kaos” oyununu oynamayacaklardır.
Devrimin dış koşullarını Biden’ın, TC’yi kaosa sürükleyerek yaratmasını elbette hiç kimse beklemiyor.
Ancak sistem içi “demokratik” bir gelişmede Biden ve ekibi olumlu bir rol elbette oynayabilir. Siz bunu “muhalefete destek verebilir” şeklinde ifade edebilirsiniz, ben “Erdoğan’ın arkasındaki küresel desteği çekebilir” derim. Şu şartla: Biden sizin Erdoğan sonrasına hazır olduğunuzu görmelidir.
Hazır mısınız?
Bana pek hazırmışsınız gibi gelmiyor.
Soruyorum: Neden “Erdoğan istifa-Erdoğansız erken seçim” sloganıyla Erdoğan-Bahçeli rejimini, Trump’ın gideceği, Biden’ın geleceği şu iki aylık dönemde “kullanılamaz” hale getirmek için sokaklara çıkmıyorsunuz? Neden derin devlete Erdoğan’ı ABD için yeniden “kullanışlı” hale getirme fırsatı veriyorsunuz? Örneğin şu NATO ülkesinde, NATO’nun patronuna, “Biz CHP olarak, İyi Parti olarak, Deva ve Gelecek partisi olarak, Saadet partisi olarak HDP’yle ittifak kuruyoruz, Öcalan’ın özgürlüğünü istiyoruz ve böylece ülkenin iç barışını ve istikrarını garanti altına alıyoruz, bu hem halkımızın, hem de Batı’nın çıkarınadır” diyerek rejimin alternatifi olduğunuzu kanıtlamıyorsunuz?
“HDP’yle açıkça ittifak kurmak mı, Öcalan’a özgürlük mü?” Muhalif şaşkın.
Şaşırma kardeşim: Başına ne geldiyse Kürt sorununda çözümsüzlükten geldi. Alternatif olmak bu rejime yol açan asıl sebebi ortadan kaldırmaktan geçer; HDP’yle ittifak, Öcalan’a özgürlük, Erdoğan’a istifa, Erdoğansız erken seçim…