Richard Moore, 2014-2017 yılları arasında İngiltere’nin Ankara büyükelçisiydi. 1 Ekim 2020 tarihi itibarıyla, dış istihbarat işlerinden sorumlu İngiliz Gizli Servisi’nin (MI6) başkanlığına getirildi. İlk dış ziyaretini, 10 Kasım günü Ankara’ya yaptı ve sarayda İbrahim Kalın ile bir görüşme yaptığı basına duyuruldu. Görüşmede, Dağlık Karabağ’daki barış süreci ile Libya ve Suriye gibi dış siyaset meselelerinin ele alındığı belirtildi.
Bu ziyaret, daha çok Moore’un muhatabı Hakan Fidan yerine Kalın’la görüşmüş olması üzerinden değerlendirildi. Kalın’ın gözünün MİT başkanlığında – hatta görüşülen meseleler itibarıyla, Dışişleri Bakanlığı koltuğunda – olduğu, Erdoğan’ın Fidan’a güvenmediği gibi birçok spekülatif yorumun konusu oldu. Bu nedenle de, ziyaretin zamanlamasının önemi gözlerden kaçtı.
Moore’un son ziyaretinin Dağlık Karabağ savaşının sonlanma süreci ile çakıştığı ne kadar doğruysa Berat Albayrak’ın kovuluşunun hemen ertesine ve yeni faiz artırımı paketinin ilanının da arifesine denk geldiği de o kadar doğru. Ayrıca saraya kadar gitmişken Kalın’la görüşüp Erdoğan’la görüşmemiş olması da inandırıcı değil; ne de olsa gizli servis, her şeyi kamuoyu ile paylaşmıyor. Erdoğan ve ekonomiden sorumlu çevresinin darboğaz anlarında yaptıkları İngiltere ziyaretleri sonrası ekonomik rahatlama dönemleri yaşandığı biliniyor. Bu kez ziyaretin yönü ve makamı farklı ama içeriğinde yeni bir sterlin musluğu gevşetme karşılığında ekonomik reform ve ‘yargı reformu’ gibi gündem maddelerinin de yer almış olması hiç de ihtimal dışında değil.
Moore, kritik anlarda Türkiye’de bulunması ya da ziyaret etmesi ile bilinen bir şahsiyet. Büyükelçilik görevine başlaması, 17-25 Aralık operasyonlarının hemen sonrasına denk düşüyor. 15 Temmuz vakası sırasında İstanbul başkonsolosluk binasında verilen davette, daha ortada bir şey yokken gazeteci Murat Yetkin’e ‘Sahi, sizin askerler ne yapıyor?’ diye soruyor. Yetkin de bu sırrı dört yıl boyunca saklamayı belli ki bir ‘vazife’ addediyor!
15 Temmuz’un arifesinde, eski İngiltere Başbakanı Gordon Brown da birkaç gün İstanbul’da bulunmuş. Kaldığı otel İngiliz istihbaratı tarafından sıkı koruma altında bulunduğundan hangi yetkililerle neler görüştüğü soruları bugüne kadar aydınlanmış değil. Ama İngiltere’nin ABD ve birçok Avrupa ülkesinden farklı olarak Erdoğan’ın 15 Temmuz anlatısını başından itibaren savunduğu biliniyor. Darbe girişiminden birkaç gün sonra da dönemin başbakanı Theresa May bir destek ziyareti gerçekleştiriyor.
Majestelerinin bugün Moore üzerinden Erdoğan ile sürdürdüğü diyalog en çok Rusya’yı kaygılandırıyor. Dr. Kerim Has, önemli bir gazetecinin Dağlık Karabağ çatışmasında İngiliz gizli servisinin rolü üzerine sorduğu soruya Rus gizli servis başkanı Sergey Naryshkin’in verdiği yanıtı aktarıyor: ‘İngilizler, sahada Türk gizli servisi kadar görünür değiller.’ Dr. Has, Rus basınında Türkiye-İngiltere bağlantısı üzerine bundan çok fazlasının konuşulduğunu, İngiltere tarafından Erdoğan yönetiminin Ortadoğu ve Akdeniz’de ‘kullanılabilir bir koçbaşı’ olarak nitelenmesinin geniş biçimde alıntılandığını belirtiyor.
Brexit sonrası ABD, Rusya ve Avrupa Birliği ile ilişkilerini yeniden düzenleme sürecinde olan İngiltere için belli ki Türkiye önemli bir stratejik aktör ve dış ticaret partneri. Ticari ilişkiler, daha çok ‘yerli ve milli’ silah sanayinin gelişmesi sürecinde etkili oluyor. Örneğin, 15 Temmuz akabinde Başbakan May’in yaptığı destek ziyareti, 800 milyon sterlin tutarında bir silah satış anlaşmasına da vesile olmuş. Savunma sanayi ticaret hacmi o tarihten bu yana 1,5 milyar sterlin tutarına ulaşmış bulunuyor. İHA ve SİHA teknolojilerinin gelişiminde İngiltere’nin payı biliniyor. Üstelik, Karabağ savaşı sırasında Kanada ve Avusturya, teknolojik desteği çektiklerini açıklarken, İngiltere’nin desteği sürüyor.
Türkiye’nin son yıllardaki dış siyaset maceralarını oluşturan Suriye, Libya, Ege, Doğu Akdeniz, Kıbrıs ve en son Dağlık Karabağ çatışmalarına İngiltere gözüyle bakıldığında ortaya pek de yerli ve milli olmayan bir tablo çıkabilir. Bu bakışla ve ekonomik/finansal kaynak arayışları ile birlikte Erdoğan rejiminin dış siyaset ekseni kadar iç siyasetin gidişatı da yeniden okunabilir. Ancak, işin içinde MI6 olduğuna göre birçok tartışma başlığı ‘sır’ niteliği taşıyacak ve yapılacak yorumlar da spekülatif olma riski içerecektir.
Bu riski de göze alarak son bir not: Moore’un Ankara ziyaretinden hemen sonra ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo İstanbul’a geldi ve saray zevatını es geçerek Konstantinapol Ekümenik Patriği ile bir görüşme yaptı. Aynı gün Konya’daki hava üssünde iki İngiliz savaş uçağının eğitim uçuşları yaptığı kamuoyuna duyuruldu!