MA-TUHAYDER ve ÖHD, hasta tutukluların durumuna ve 2020 yılında cezaevlerinde yaşamını yitirenlere yönelik hak ihlallerine dikkat çekmek için basın toplantısı düzenledi. Açıklamada, ‘2020 yılında 21 kişi cezaevinde yaşamını yitirdi’ denildi
Marmara Tutuklu ve Hükümlü Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MA-TUHAYDER) ve Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, 11 Kasım’da kaldığı cezaevinde yaşamını yitiren hasta tutuklu Sıtkı Berktaş ve hasta tutukluların durumuna dikkat çekmek üzere ÖHD’nin Beyoğlu’nda bulunan dernek binasında basın toplantısı düzenledi. Toplantıya MA-TUHAYDER ve ÖHD yöneticileri katıldı.
Hazırlanan ortak basın metnini ÖHD Üyesi Barış Marhan okudu.
Hak ihlalleri artıyor
Hasta tutuklu Sıtkı Berktaş’ın, tutuklu bulunduğu Tekirdağ 1 No’lu F Tipi Cezaevi’nde geçirdiği mide kanaması sonucu yaşamını yitirdiğini anımsatan Marhan, “28 yıl hapishanede tutulan Berktaş, birçok hastalığı olması nedeniyle yapılan başvurulara rağmen tahliye edilmeyerek, ölüme terk edilmiştir. Berktaş’ın ölümü ile birlikte sadece 2020 yılının başından beri 21 hasta tutuklu cezaevinde yaşamını yitirmiştir” bilgisini paylaştı.
Mevcut hasta sayısı, bin 605
Hasta tutukluların sağlık durumlarının her geçen gün kötüye gittiğine işaret eden Marhan, İHD verilerine göre bin 604’ü ağır olmak üzere toplam bin 605 hasta tutuklunun cezaevlerinde olduğunu aktardı. Marhan, tutukluların tedavi ve sağlık hakkına erişimin çok zor olduğu, hücre ve koğuşların durumunun sağlıklı bir yaşam sürdürmeye elverişli olmadığını dile getirerek, “Hapishanelerde, hasta mahpuslar açısından tedavi ve sağlık hakkı önündeki engeller ve hijyen koşullarına uymayan hücre ve koğuşlar çok daha fazla tehlike arz etmektedir” ifadelerini kullandı.
Hasta tutuklulara onur dışı dayatmalar
Marhan, hasta tutuklulara insanlık onuruyla bağdaşmayan uygulamaların yapıldığını belirterek, tutukluların karantina koğuşlarında 20- 30 kişi bir arada kaldığını, bazı hapishanelerde ise tek başına en temel ihtiyaçlarını dahi karşılamakta zorlanmasına rağmen 14 gün boyunca tek başına bırakıldığına dikkat çekti. Tutukluların tedavi süreçlerinde yaşanan sorunlara değinen ve tutukluların tedavi edilmelerinin de işkenceye döndüğünü dile getiren Marhan, tedavi sürecinde tutuklulara dayatılan kötü muameleden dolayı tutukluların hastaneye gitmek istemediğini aktardı.
ATK raporları dikkate alınmıyor
Marhan, Adli Tıp Kurumu (ATK) tarafından yüzlerce tutuklu için “Cezaevinde kalamaz” raporu verilmesine rağmen tutukluların tahliyelerinin savcılıklar veya mahkemeler tarafından engellendiğini belirtti. Marhan, hasta tutukluların, savcılık, hastane ve ATK arasındaki çelişkili raporlarla ölüme mahkum edildiğine dikkati çekti. Hasta tutukluların ölüm eşiğine gelmeden tahliye edilmediğini söyleyen Marhan, “Son dönemde daha da kötüleşen koşullarla birlikte hasta tutukluların cezaevinden tabutla çıkmaktadır” diye belirtti. Marhan, Devleti yükümlülüklerine uygun davranmaya ve hasta tutukluların yaşam ve sağlık haklarına yönelik müdahalelerine son vermesini istedi.
Adalet Bakanlığı ölümlerden sorumludur
Ardından konuşan MA-TUHAYDER İstanbul Eşbaşkanı Hüsnü Taş da Adalet Bakanı’nın hasta tutukluları tahliye etmeyerek, ölümlerinden sorumlu olduğunu söyledi. Taş, tek tek ağır hasta tutukluların isimleriyle birlikte sağlık durumları hakkında bilgi verdi.
İSTANBUL