Yaşam her canlı için önemlidir, değerlidir. Bütün canlılar, üzerine doğdukları yurtluklarında özgür biçimde yaşama hakkına sahiptir. Biri diğerinden ne daha değersiz ne de biri öbürüne göre üstündür. Kaldı ki, canlıların tümünün bir aradalığı hayatı yaşanılır kılar. Evet, tüm canlılar gibi insanlar da üzerine doğduğu gezegenin parçasıdırlar. Diğer bütün canlılarla eşit; ne üst ne ast değildirler.
Öldürmekten kollamacılığa
İnsanlar ilk başlarda avcılık ve toplayıcılıkla yaşamlarını sürdürdüler. Tarımsal üretime başlanılmasıyla yerleşik düzene geçtiler. Yerleşik düzenle birlikte toplayıcılık yerine üretime, avcılık yerine hayvan yetiştiriciliğine başladı insanlar. Bu amaçla hayvanları evcileştirip, sosyalleştirdiler. Yerleşik düzene geçmeden önce hayvanları öldürmek amacıyla kullandıkları aletleri ise, evcileştirdikleri için koruma yetisini kaybeden hayvanları düşmanlarına karşı korumak amacıyla kullanmaya başladılar. Onları kolladılar. Ancak hala yerleşik düzen öncesi dönemi genlerinde taşıyan, ondan arınamamış bazı insanlar avcılık yapmayı sürdürmekte, yaban hayvanları katletmektedir.
Yaban hayat
Yaban hayat gezegenin yapı taşlarıdır. Leylek olmazsa her tarafı süne basar, buğday yetiştirilemez olur. Dünya aç kalır. Yılan olmazsa fare popülasyonu artar, yine leylek olmazsa yılanlar çoğalır. Kekliklerin avlanması-öldürülmesi, süne ve kene nüfusunu arttırır. Çünkü tek bir keklik yaşamı boyunca bir milyon süne ve kene yer, tüketir. Bu nedenle avcılık adı altında öldürülen her bir kekliğin tüketeceği süneyi öldürmek için zehir üreten şirketlere dolaylı destek olur avcılar. Bu yanıyla bakıldığında avcılık, ekoloji karşıtlığıdır, zehir üreticiliği yapan çok uluslu şirketlerle yandaşlıktır. Kısacası yaban hayatın varlığı ve devamlılığı ekolojideki dengeyi sağlar. Devamlılığı sağlamak için bir yerden bir yere uzun mesafe katederek göç ederler. Göçmen dediğimiz bu kuşlar gittikleri yerlerde ekolojiyi düzenlerler. Belki de bu nedenle onlara göçmen değil görevli kuşlar demek daha doğru olur. Görüldüğü üzere yaban hayat gezegenin sigortasıdır.
Avcılık “sporu” adı altında, onları katletmek ise, cinayettir. Başka bir deyişle, gezegenin yapısını bozma girişimidir. Bu bakımdan avcılık, bütün canlılara karşı işlenmiş bir “suç olarak” kabul edilmesi gerekir.
Hükümet ve avcılık
Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 2021 Yılı Bütçe Teklifi gerekçesinde, “av turizminin geliştirilmesi sağlanacaktır” diye yazmaktadır. Ayrıca “Av turizminin çeşitlendirilmesi ve geliştirilmesi sağlanarak avlaklardan elde edilen gelirden, köy tüzel kişiliklerine, belde belediyelerine ve Büyükşehir Belediyesi bulunan illerdeki ilçe belediyelerine mali destek verilecektir” diyerek yaban hayatı koruması gereken kamu, ticarete konu etmekte, zaman zaman yaban hayvanları vurmak için ihaleler açarak, “katline ferman belgeleri” vermektedir. Başka bir deyişle, yaban hayatı kazanç kapısı olarak gören politikalar uygulanmaktadır.
Kuzey Ormanları Savunması diyor ki; “Av Cinayettir!” Haksız mı, acaba?