Kemal Kurkut davasında sanık polis Y.Ş. hakkında ‘delil yetersizliği’ gerekçesiyle beraat kararı verildi. UKB, Y.Ş’nin, Kurkut’u direkt hedef aldığını kaydetmiş, sonrası hazırladığı ikinci raporda da tam aksi yönde bilgiler vermişti
Diyarbakır 2017 Newroz’una katılırken öldürülen üniversite öğrencisi Kemal Kurkut’un katil zanlısı polis Y.Ş. hakkında “olası kastla öldürme” suçundan açılan davanın 12’nci duruşması, Diyarbakır 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Diyarbakır 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen duruşmaya Kurkut’un ağabeyi Cihan Kurkut, HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş HDP Şırnak Milletvekili Nuran İmir, HDP Diyarbakır Milletvekili Hişyar Özsoy’ın yanısıra avukatlar katıldı. Sanık Y.Ş.’nin de duruşmada hazır olduğu görüldü.
‘Olası kast bilinçli taksir oldu’
Duruşma savcısı, daha önce verdiği mütalaayı tekrarladı. Ancak suç vasfını “olası kastla öldürme” suçundan “bilinçli taksire” çevirdi.
Duruşmada konuşan Kemal Kurkut’un ağabeyi Cihan Kurkut, “Adil yargılama istiyorum, deliller ortada” dedi.
Kurkut’un avukatlarından Mehmet Emin Aktar mütalaaya katılmadıklarını belirterek, “Savcı ‘bir kaza oldu’ diyor. Bunu kabul etmiyoruz” dedi. Duruşmaya gelen bilirkişi raporlarına dikkat çeken Aktar, “Abdurrahman Gök’ün fotoğrafları olmazsaydı bu yargılama da olmayacaktı. Vali ‘canlı bomba’ dedi. Gök’ün fotoğrafları ile mızrağın çuvala sığmadığı görüldü” dedi.
Avukat ilk rapora dikkat çekti
Aktar, savcı mütalaasına karşın Ulusal Kriminal Büro’nun ilk raporundaki tespitler ile Kurkut’un öldüğü anda yaşananlara dikkat çekerek, şöyle konuştu: “Bilirkişi ‘Sanık silahı doğrultuyor. 5-6 metrede vurmak istiyorsanız ayağından vurursunuz, havaya ateş edersiniz öldürücü bir yerden vuruyorsunuz, kasten bir cinayet ve öldürme var’ diyor. Bilirkişi olayın vahametini o kadar çok düşünmüş ki sonuç kısmında kamera görüntüsünü dikkatle izlenmiş. Hareketli kamera kayıtlarında fotoğraflarda kalite düşük olacağından deşifre klibi izlenmeli demiş. Mahkemede izledik mi? Hayır. Seken bir mermiyle değil direkt ateş açıldı. Ulusal Kriminal bu çalışmasında ‘şayet tutuklu bulunan sanık’ demiş. Bilirkişi raporunda herhalde fail tutukludur demiş öldürme olayına bakınca.”
Aktar, “Sanık taksirle değil kasten hareket etmiştir. Adli Tıp ‘yerden sekti’ diyor. Adli Tıp buna inanmamızı istiyor. Bir kişi bile tutuklu değil 22 yaşında gencin hayatının değeri bir günlük bir tutuluk bile olmadı. Umarım bugün verilecek kararla cezasızlık son bulur” dedi.
‘Patlayıcı olmadığını göstermek için elinden geleni yapıyor’
Diyarbakır Baro Başkanı Cihan Aydın , Kemal Kurkut’un öldürülmemesi için elinden geleni yaptığını fakat yine de öldürülmekten kendisini kurtaramadığını belirterek, “Kemal Kurkut ilk kapıdan giriş yaptı. Ve oraya geçince şüpheli şahıs anonsu yapılıyor. Sanık diyor ki, ‘telsiz grup amirimde olduğu için ben o anonsu duymadım.’ Kemal üstünü çıkarıyor, çantasını bırakıyor. Eline bir bıçak alıp geliyor 4 No’lu kapıya. Burada ihmaller açık. Olay anı ve sonrasında delilleri karartmak hakkında soruşturma açılan polisler için takipsizlik kararı veriliyor. Dosya kapanıyor. Yine bir patlayıcı olmadığını göstermek için aslında Kemal elinden geleni yapıyor ama bu cinayetten öldürülmekten kurtulamıyor” dedi.
Olay sonrasına dair konuşan Aydın, “Valilik açıklaması canlı bomba olduğuna dairdi ama o açıklamasını valilik sitesinde görmedim. Herhalde kaldırmışlar. Bu soruşturma başından sonuna sanırım mesai arkadaşları olan TEM tarafından yürütüldü bu soruşturma.
Sanık olaydan 25 gün sonra silahıyla Emniyet Müdürlüğüne saat 11:40 da teslim oldu. Aynı gün garip bir şekilde sanık akşam saatlerinde başka seri numaralı bir silah teslim ediyor. Buna ilişkin bir şey konuşuldu mu? Bu silah soruldu mu? Bilmiyoruz” dedi
Sanık beraat talep etti
Duruşmada konuşan Sanık Y.Ş, seken bir mermi bile olmadığını kendisinin Kurkut’un vurmadığını savundu: “Ben bu dosyanın en alakasız sanığıyım. Maddi deliller ışığında beraatimi talep ediyorum. Görüntülerle maddi delillerin uyuşmadığı bir dosyada tek ben yargılanmaktayım. Diğer ateş açan polisler de dosyada olsaydı benim suçsuz olduğum görülecekti. Bu dosyada hedef olarak gösterildim. Ulusal Kriminal iki farklı rapor sundu. İkincisinde ‘seken kurşun’ dedi. Farklı iki raporla Ulusal Kriminal ucuz kahramanlıkla bir suçlu bulmaya çalıştı. Asıl kusuru olan polisler yargılansaydı benim masum olduğum ortaya çıkardı. Beraatımı talep ediyorum.”
Sanık Avukatı ise “Tüm savunmalarımızı tekrar ediyoruz. Yapılan yargılamanın benim müvekkilim üzerinden yapılmasını anlamış değiliz . Mevcut dosya kapsamında müvekkilimin beraatine karar verilmesini talep ediyoruz” dedi.
Beraat kararı
Savunmaların ardından Mahkeme heyeti delil yetersizliğini gerekçe göstererek, Sanık Y.Ş hakkında beraat kararı verdi. olası şüphelinin tespiti için de 72 polis hakkında suç duyurusunda bulunmasını kararlaştırdı.
Tepkiler yükseldi
Karara aile, avukatlar ve sosyal medyadaki kullanıcılardan çok sayıda tepki geldi. Kurkut’un ağabeyi Ercan Kurkut da Twitter hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda “İyi değiliz inanın. Bu sefer yanılmak isterdik. Fakat malesef yanılmadık. İnsan kendisini çaresiz hissediyor. Nefes almakta güçlük çekiyoruz” ifadelerini kullandı.
Dosya avukatlarından Sidar Avşar, “Kurkut davasında, soruşturma aşamasında adil yargılama yapmak yönünde adımlardan çok sanığı bu suçtan kurtarmaya yönelik bir süreçti. Biz bunu mahkeme safhalarında ve bu gün de dile getirdik. Şöyle bir durum var: Sanık hedef alarak açık ve net bir şekilde Kemal’i hedef alarak ateş etmiş. Sanık polis de zaten ateş ettiğini inkar etmiyor. ‘Ben ateş ettim’ diyor. Burada sıkıntı kurşunun hangi silahtan çıktığı tespitiydi. Bugünkü karar da bundan dolayı alındı. Bizi şaşırtan bir karar değil, mahkeme sürecinde zaten sanığı cezadan kurtarma, cezasızlık yönünde adımlar attı” diye konuştu.
‘Bu kadar beklemiyorduk’
Avukat Serdar Çelebi de dosyanın başlangıcından beri bir yargılama varmış gibi davranıldığını ama asıl hedefin cezasızlık olduğunu dile getirerek, “Aslında yabancısı olmadığımız bir durum, benzer dosyalardan verilen çok sayıda karar var. Ama böylesi bir dosyada, böyle bir karar da beklemiyorduk. Çocuk denilebilecek bir genç, kameraların önünde göz göre göre katledildi. Bu durum otopsi raporunda, polis araçlarındaki kameralarda kendini gösterdi. Kimin ateş ettiği belliydi. ‘Olası kastla adam öldürmekten’ sanık polis hakkında iddianame hazırlandı. Gerek soruşturma aşamasında gerekse kovuşturma aşamasında etkin bir soruşturmanın yürütülmesi için birçok talebimiz oldu, ama bu taleplerimiz görmezden gelindi. Nihayetinde hiçbir şey yaşanmamış gibi mahkeme sanığın beraatına karar verdi” ifadesinde bulundu.
Mahkeme kararıyla dosya içeriğinin birbiriyle örtüşmediğini kaydeden Çelebi, “Otopsi raporu, kiriminal rapor, kamera görüntüleri, sanık beyanı, failin sanık olduğuna şüphe bırakmayacak nitelikteydi. Ancak buna rağmen sanığa ceza vermedi, beraat yönünde karar kurdu. Bu süreç daha bitmedi. Bu süreç İstinaf Mahkemesi, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi safhaları var. Mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu cinayetin karanlıkta kalmaması, cezasız kalmaması için sanığın yasada bu suça denk gelen ceza ile cezalandırılması için gerekeni yapacağız” diye kaydetti.
İnönü Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bölümü öğrencisi Kemal Kurkut, 21 Mart 2017’de Diyarbakır Newrozu’nda, Newroz Parkı’na giden Evrim Alataş Caddesi üzerindeki polis kontrol noktasında polis kurşunuyla katledildi. Olay sonrası Diyarbakır Valiliği, “‘Çantamda bomba var hepinizi öldüreceğim’ diyerek elindeki bıçakla alana koştuğu için canlı bomba olma ihtimali değerlendirildiğinden müdahale edilmiştir” açıklaması yaptı.
Ancak dihaber’den Abdurrahman Gök’ün çektiği fotoğraflar, Valiliğin açıklamasının gerçeği yansıtmadığını ortaya çıkardı.
Fotoğraflar üzerine Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açılan soruşturma kapsamında iki polis gözaltına alındı, polislerden Y.Ş.’ye “olası kastla öldürmek” suçundan müebbet hapis istemiyle dava açıldı. Kurkut’un aile avukatları, Y.Ş.’nin tutuklanması talebinde bulundu. Ancak mahkeme bu talebi reddetti.
Jandarma Kriminal Laboratuvarı, Kurkut’un ölümüne neden olan kurşunun sanık polisin silahından çıktığına dair rapor hazırladı. Mahkemenin istemi doğrultusunda rapor hazırlayan Adli Tıp Kurumu (ATK) ise kurşunun yerden sekerek Kurkut’un vücuduna girdiğini yönünde rapor verdi.
Rapor değiştirildi
ATK’nin raporunun ardından avukatların itirazıyla Ulusal Kriminal Bürosu’ndan (UKB), Kurkut’un nasıl ve kimin ateşiyle öldürüldüğüne ilişkin rapor istendi. UKB, Kurkut’un sanık polis Y.Ş.’nin kuşkuya yer bırakmayacak şekildeki doğrudan ateşiyle öldürüldüğü yönünde rapor verdi.
Ancak mahkeme, bu raporun eksiklik içerdiğini ve UKB’ye eksikliklerin giderilmesi için geri gönderdi. Gelen ikinci raporda, UKB ilk rapordaki iddiasının aksine, bu sefer merminin yerden sekerek Kurkut’un ölümüne neden olduğu yönünde rapor verdi.
Mahkeme, UKB ve Jandarma Kriminal Büro’da gelen raporlarda çelişkilerin ortadan kaldırılması istemiyle bir kez daha ATK’den yeni rapor hazırlamasını istedi. ATK, raporlar arası çelişkiyi açıklamak yerine, verdiği ilk raporda ısrar etti. Davada, 22 Eylül’deki duruşmada karar beklenirken, mahkeme heyetinin değişmesi nedeniyle 5 dakika süren duruşma bugüne ertelenmişti.
HABER MERKEZİ