3. Yol çizgisi inşa edilirken tarihin tüm demokratik kültürel değerleri birleşerek ve bütünleşerek faşizme karşı demokrasi ve adaleti oluşturur
Abdullah İdiğ*
İnsan varlığının ilk doğuşunu gerçekleştirdiği andan itibaren başlayan doğal toplumlar süreci, tarihsel zaman ve mekanın halen hafızalarda kalan ve halen yaşayan bir kaynaktır. Bu tarihsel kesit özünde sosyalizmin ilk nüvelerinin oluşum sürecinin başlangıcı sayılır. Kendini var etme durumunu zamanla oluşturan, inşa eden bu devrimsel süreç, insanlığa ve onun demokratik toplumsal yaşamına çok derin katkılarda bulunmuştur. Kuşkusuz ki halen tüm heybeti ile bu devrimsel aşama varlığını hissettirmektedir.
Kapitalist modernite sistemi belirli düşünce kalıplarını inşa ederken bu düşünce kalıplarında belirli oluş’lar yaratır ve bunu halkların başına musallat eder. Ancak bu oluş’ların karşısında bir de demokratik karşı koyuşlar ortaya çıkar. Diyalektik mantık düşüncesi ile belirtmek gerekirse tezin karşısındaki anti-tez düşüncesi oluşur. Her zaman ve mekânda kapitalist kalıpları yaratan devletçi ve iktidarcı düşünce tez olurken, karşısında doğal toplumlar sürecinin kültürel mirasçısı olan demokratik ve devrimci güçlerin demokratik ulus bilincinin anti-tezi vardır. Özgür insan ve demokratik toplum kültürünün insanlığa bahşettiği tüm yaşamsal araçlar, fikir ve düşünceleri devletçi ve iktidarcı aygıt katliam, asimilasyon ve sindirme politikalarıyla gasp ederken, direnişi en meşru hak bilen devrimci-demokratik güçler de yarattıkları kültürel değerlerine sahip çıkmaktadırlar. Sayın Öcalan’ın deyimiyle ” iki ana nehir” şeklinde binlerce yıllık demokrasi kültürünün devlet geleneğine karşı olan direnişi halen sürmektedir.
Bu direniş mirasının savunuculuğunu kuşkusuz Kürt Özgürlük Hareketi ve HDP yapmaktadır. 3. Yolun inşası bu direniş geleneği ile gerçekleşmektedir. Kapitalist mantığın ulus-devletçi tezi halen halkların başına bela olurken, HDP’nin demokratik ulus anti-tezi halklara yaşam ve umud kaynağı olmaktadır. 3. Yol çizgisi inşa edilirken tarihin tüm demokratik kültürel değerleri birleşerek ve bütünleşerek faşizme karşı demokrasi ve adaleti oluşturur. Ulus-devletçi mantık halkların her türlü haklarını gasp edip asimilasyon ve katliam politikaları başta olmak üzere tüm zor aygıtları kullanarak insani bütün değerlere saldırırken, HDP demokratik ulus mirasçılığı ile bu zor aygıtının karşısında durarak halkların bir arada eşit, adil ve özgür birlikte yaşama umudunu daha güçlü kılarak 3. Yolu inşa eder. Her ot kendi kökü üzerinde yeşerir özdeyişi ile demokratik ulus geleneği de Musa, İsa ve Muhammed’in, Saint Paul’ların, Mani’lerin, Hallac-ı Mansûr’ların, Sühreverdi ve Yunus Emre’lerin sesi olarak Kürdistan ve Ortadoğu coğrafyasında kendi kökü üzerinde yeşermekte ve filizlerini çoktan açmıştır bile.
“Bir örgüt, bedenimiz de örgütlü bir sistemdir, örgütlü kaldığı sürece hayatta kalıyor, ölüm ise örgütsüzlüğün sonucundan başka bir şey değil. Bir körler toplumu yaşamını sürdürebilmek için nasıl örgütlenebilir, örgütlenmek yeter, örgütlenmek bir bakıma görmeye başlamak demektir ” (Jose Saramago-Körlük, sayfa 297). 3. Yol inşa edilirken faşizme karşı demokrasi ve adalet temel amaç olur. Ancak bunun için de ‘örgütlü sistemin hayat bulması’ kaçınılmaz oluyor. “Birliğimizi Kuralım, Tecridi Kıralım, Özgürlüğü Sağlayalım ” kampanyası bu sisteme hayat vererek demokratik örgütlülüğü güçlendirecektir. Temel düstur faşizme karşı direniş, halklara demokrasi ve adalet olacaktır.
*HDP PM Üyesi