Federe Kürdistan Bölgesi’nde devam eden gerginlikle ilgili konuşan siyasetçi Hatip Dicle, ‘Kürtler arası silahlı bir iç çatışma, halkımızın geleceği açısından, tek kelimeyle tam bir felaket getirir’ dedi
Siyasetçi Hatip Dicle, Federe Kürdistan Bölgesi’nde yaratılmak istenen gerginliğin “Türk devletinin başlatacağı operasyonun habercisi” olduğunu belirterek, “Hiçbir Kürdistani hareket birakujî savaşında yer almamalıdır” uyarısı yaptı. Mezopotamya Ajansı’ndan Emrullah Acar’a konuşan Dicle, Federe Kürdistan’ın öteden beri Türkiye için rahatsız edici olduğunu hatırlatarak, ekonomik ve siyasi bağlarla Ankara’ya bağlanan KDP’nin tehlikeli adımlar attığını belirtti ve KDP’nin kendi denetimindeki bölgede, Türkiye’ye 23 askeri üs ve 16 MİT üssü vermesinin riski artırdığını kaydetti.
‘Vebal altına girilmemeli ‘
İç savaş, halkımızın bağrında kolay onarılamayacak büyük tahribatlar yapar. Deyim yerindeyse, sonuçta öfke ile kalkan, zararla oturur” diyen Dicle, “En büyük olasılık, Türk devletinin teşvikiyle, DAİŞ ve El KAİDE çetelerinin Kandil’i bir karargâh haline getirmeleridir. Bunun Kürt halkına, Ortadoğu halklarına ve hatta tüm dünyaya yeni bir baş belası çıkaracağı kesindir” şeklinde konuştu. Dicle, “PKK defalardır resmi olarak, ‘Meşru savunma dışında asla saldıran taraf olmayacağız’ dediğine göre, KDP’nin sebep olabileceği, böylesi muhtemel bir felaketin, ‘birakujî’yi çoktan aşıp bir soykırım operasyonuna dönüşeceği, çok açık değil midir? Bu durumda artık ortada, bir ‘Federe Kürdistan’ statüsü kalabilecek midir?” diye sordu. Halkın iradesini tanımayan Şengal Anlaşması’nın da bu planın parçası olduğunun altını çizen Dicle, “Ayrıca bu gerginlik, ‘Nasıl bir ulusal birlik?’ sorusunun da tartışılması gerektiğini gündeme getirmiştir. Şüphesiz ki her Kürdistani parti çeşitli devletlerle ilişkiler sürdürebilir ancak hiçbir parti, diğer bir Kürdistani örgüte karşı, onun aleyhinde herhangi bir devletle işbirliğine girmemelidir” dedi.
Tek yol diyalog
Dicle, “Kürdistani partiler kendi aralarındaki çeşitli sorunları, mutlaka diyalog içinde siyasi yollardan çözmeli, birbirlerine karşı nedeni ne olursa olsun silah kullanmayı, akıllarına bile getirmemelidirler. Bunu da Kürdistan’da ‘ulusal bir yasa’ haline getirmeliyiz. Diğer çok önemli bir husus da geri, ailesel-aşiretsel-inançsal zihniyetlere karşı büyük bir zihniyet mücadelesine girmeli ve demokratik zihniyeti hem ilişkilerimizde, hem de tüm çalışmalarımızda egemen kılmayı inatla, ısrarla yürütmeliyiz. Aklın yolu da budur…” diye konuştu.
ANKARA