İktidarın tepesinde yaşanan artçı depremler ekonominin en kritik noktalarındaki isimleri yerlerinden etti. Biri Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, diğeri Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal. Bu iki kurum aynı zamanda ekonomi politikasının yüzde 90’ının yürütücü kurumları. Şüphesiz ekonominin Albayrak’ın denetiminde olduğunu söylemiyoruz. Kaldı ki, Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ekonomi benden sorulur” dememiş miydi? Albayrak, vitrindeki yürütücüsü idi. 2021 bütçe teklifinin Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay tarafından TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’na sunulduğunu hatırlayalım.
Bu istifa ile bir görevden almaya dair yorumlar, analizlere her gün bir yenisi ekleniyor. Dikkat çeken yazılardan biri de hükümete yakın Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi’den geldi: “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 1 ay önce Meclis grubuna ‘Ekonomiyle ilgili kanun tekliflerini Lütfü Bey görmeden bana getirmeyin’ diye talimat verdiği söyleniyor” (11 Kasım 2020, Hürriyet)
Acaba Berat Albayrak’ın istifası, bu bir ay önceden devreye konulmuş bir düzenlemenin yol açtığı bir sonuç ya da bardağı taşıran damla olabilir mi? Ekonomiye ilişkin tekliflerin Hazine ve Maliye Bakanı yerine, Lütfi Elvan’ın inisiyatifine verilmesi doğru ise, Albayrak’ın ekonomideki yetkileri biraz daha kısıtlanmış olmuyor mu? Bakan Albayrak’ın istifasını duyurduğu Instagram hesabında dikkat çeken “At izinin it izine karıştığı” vurgusu bu görevle ilgili birçok kişinin yetkili kılınmış olması mı, yoksa AKP’nin çevresindeki cemaat yapılanmasının ekonomiden beklentileri ve istekleri ile bakanlığa müdahale girişimleri mi, bilemiyoruz. Bu durumda, eski Bakan Albayrak’ın ifadesiyle yazarsak “At izinin it izine karıştığı, Hak ve batılı ayırt etmenin zorlaştığı böyle çetin bir zamanda” oluşturulan bir bütçeden Hak ve halktan yana bir şey beklemek fazlaca safiyane bir şey olur.
Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz!
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak gidince Dolar 8.5 TL’den 7.90’a, Euro 10 TL’den 9’a kadar geriledi. Piyasa tepkisi günah keçisi olarak Albayrak’ı mı kabullenmiş yoksa yeni tahttan indirmeler için hükümete fırsat mı vermiş göreceğiz! Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son açıklamalarını, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun yurt içindeki bankaların Swap işlemlerine getirilen sınırlamaların bir adım daha gevşemesi izledi. Hükümetin yeni atadığı Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal, ekonomi çevrelerinin görüşünü alıyor. Son olarak yeni Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, Meclis’te yemin edip göreve başlarken “… piyasa dostu bir dönüşüm programına odaklanacağız” dedi. Tüm bunlar, Albayrak’ın gidişiyle durulmuş gibi gözüken fırtınanın bittiğini gösterip durumu fırsata çevirmeye yönelik.
Yeni Bakan Elvan’ın “Ekonomi politikalarımızın esası, büyüme ve istihdamı artırma amacıyla uluslararası normlara uygun, şeffaf, öngörülebilir, hesap verebilir politikaların tasarımı ve uygulanmasının sağlanmasıdır. Türkiye kurala dayalı işleyen bir piyasa ekonomisi geleneğine sahiptir. Önemli olan kurumların güçlendirilmesi, kuralların etkili bir biçimde işletilmesidir. Bu kapsamda, oluşturacağımız politikalarda ilgili tüm tarafların katkısını alarak istişareye dayalı, katılımcı bir anlayışla hareket edeceğiz” dediği ve tam da duyulmak istenen sözler. Ama meselenin düğümlendiği nokta da tam burası…
Türkiye’ye güvensizliğin en büyük nedeni kurallara dayalı bir sistemin olmayışı, her gün yeni bir kararın çıkması, şeffaf ve hesap verir bir yaklaşımdan eser kalmaması ve hukuksuzluk. Tüm bunların ifadesi olarak belirsizlik halinin AKP yönetiminde bir politik enstrüman haline getirilmesi.
Bu sürecin bütün karar vericiliği Cumhurbaşkanı Erdoğan’da olduğu açık iken, geri dönüş mümkün mü? Öyle ise neden şimdiye kadar yapılmadığı sorulur. Bu durumda 2021 Bütçesi ne olacak?
Özetle, herkes işin sonunu merakla bekliyor. İlk işaret MB’nin bu haftaki toplantısıyla verilecek!
Esnek çalışmada bir adım geri…
Sendikalardan ve çalışan kesimlerden tepki alan 25 yaş altı-50 yaş üstü için getirilen esnek çalışma modelini içeren düzenlemenin torba yasadan çıkarıldığı bildirdi. Bunun da Erdoğan’ın isteği üzerine yapıldığına yer veriliyor. Çok da sürpriz değil; ekonomi yönetiminde fırtınanın koptuğu bir sürede böyle bir tutum durumu daha da zorlaştırabilirdi. Ancak bu, böyle bir düzenlemeden vazgeçildiği anlamına gelmiyor. Bilakis, en kısa zamanda yeniden gündeme gelecek gibi gözüküyor. Yeni Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ın “piyasa dostu bir ekonomi politikası” vurgusu, ucuz işgücü vaadini de içeriyor. Uzun süredir Türkiye bir ucuz iş gücü cenneti olarak büyük şirketlere en cazip yönlerinden biri olarak sunuluyordu. Daha da cazip olması için buna bir de emekçinin maliyetini azaltan kıdem ve ihbar tazminatı ile iş güvencesini azaltıp sömürüyü arttıran esnek çalışma eklenmiş oldu. Görünen o ki, konjonktür olarak şimdilik geri çekilmiş ama en kısa sürede yeniden devreye konulacak gibi.