İzmir’de depremin ardından çadırlarda kalan kadınlarla görüşen siyasi parti temsilcileri ve kadın kuruluşları, kadınların öncelikli ihtiyaçlarının bir an önce karşılanması gerektiğini belirtiyor
İzmir’de meydana gelen 6.9 şiddetindeki depremin ardından depremzedelerin barınma ve sağlık sorunları devam ediyor. Deprem bölgesinde çalışma yapan siyasi parti ve kadın kurumları temsilcileri, Mezopotamya Ajansına verdikleri demeçte, depremzede kadın ve çocukların acil ihtiyaçları için çağrıda bulundu.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl Eşbaşkanı Besriye Tekgür, çadır alanlarındaki sivil toplum örgütlerine ait dayanışma stantlarının polisler tarafından kaldırılmasının endişe verici olduğunu söyledi. “Bundan sonra çadır alanlarındaki insanların ihtiyaçlarını, sorunlarını belirlemek zor olacak” diyen Tekgür, buna karşı HDP’nin Mobil Bir Koordinasyon ekibinin çadır alanlarında çalışma yürüteceğini söyledi.
Depremden en çok kadın ve çocukların etkilendiğini dile getiren Tekgür, “Bu insanlar biran önce sıcak bir eve geçmeleri gerekiyor” dedi
En büyük sorun işsizlik
Emek Partisi (EMEP) üyesi kadınlardan Nuray Öztürk ise, Aşık Veysel Rekreasyon Alanı’ndaki kadın ve çocukların ihtiyaçlarına dönük çalışmalar yürüttüklerini söyleyerek, çadırlarda yaşayan kadınların en büyük sorunu işsizlik ve yoksulluk olduğunu belirtti. Görüştükleri kadınların çoğunun yalnız yaşadığını ve çocuklarına bakmak zorunda oldukları ifade eden Öztürk, kadınlar için ekonomik kaygıların depremden daha fazla olduğuna dikkat çekti.
Gönüllü psikolojik destek engelleniyor
Kadın Savunma Ağı’ndan Gizem Coşkun, kurulan çadırların iş yükünün kadınların omuzlarında olduğunu ifade ederek, “Görüştüğüm her kadın hala depremin şokunu üzerinden atmış değil. Çadırın bütün iş yükünü kadınlar üsteleniyorlar” dedi. Kadınların ve çocukların psikolojik olarak da çok etkilendiklerine değinen Coşkun, gönüllü psikolojik destek sunmak istediklerini ancak sağlık bakanlığının bunu engellediğini söyleyerek, “Bakanlığın alanda bir çadırı var ama burada görevli ekipler depremzedelerin yanına gidip konuşmuyorlar” dedi.
Çadırlarda bile kadına şiddetin devam ettiğine dikkat çeken Coşkun, devletin burada şiddeti önleyecek herhangi bir mekanizma geliştirmediğini belirterek, “Toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimleri verilmeli, özellikle de burada görevli olan ekipler bu eğitimleri almalı. Çocukların ve kadınların her türlü istismara uğrayabileceği bu alanı, acil olarak korumaya alacak birimler oluşturulmalı” diye konuştu.
En çok kadınlar başvuruyor
İzmir Kadın Dayanışma Derneği Başkanı Müzeyyen Alpşen de çadır alanlarında psikososyal destek ekiplerine en çok kadınların başvurduğunu aktardı. Alpşen, “Eşinden ayrı ve koruma kararı olan bir kadının evi yıkılmış. Çocuğuyla birlikte çadırda kalan kadın, ayrıldığı eşinin onu alanda bulmasından kaygılı” diyerek, devletin acil olarak bu tür sorunları olan kadınlara psikolojik ve hukuki destek hizmeti sunması gerektiğini belirtti.
İZMİR