Sağlıkçılar İzmir’de deprem sonrası oluşturulan çadır kentte hijyen koşullarının yetersiz olduğunu belirterek pandeminin hızla yayılma riskine karşı ‘kalıcı çözümler üretilmesi gerekiyor’ dedi
İzmir’de 30 Ekim’de meydana gelen 6.8 şiddetindeki depremde 114 kişi yaşamını yitirdi, bin 35 kişi de yaralandı. Deprem sonrası oluşan atmosferin, koronavirüsün yayılması tehlikesini beraberinde getirebileceği endişesi var. Depremin ardından İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Ege Üniversitesi’nin ortak girişimiyle oluşturulan çadır revirlerde nöbet tutan gönüllü doktorlar ve doktor adayları da (intörn) nöbetlerini sağlıksız koşullarda sürdürüyor. İntörn doktorlardan Sibel Ersin ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İzmir Şube Eşbaşkanı Nursel Yücesoy deprem bölgesi koşullarını ve son durumu Jinnews’e değerlendirdi.
Pandemi önlemleri yetersiz
Ege Üniversitesi Hastanesi’nde intörn olarak çalışan Doktor Sibel Ersin çadırda kalan hastaların sağlık hizmetlerine ulaşmaları için revir kurduklarını ve yaklaşık 40 kadar doktorun da yapılan çağrı sonrası bu çadırda gönüllü olarak çalıştığını belirtti. Organizasyonun hala yetersiz olduğunu ifade eden Ersin, kronik hastaları tespit ettiklerini, evde kalanlara ilaçları ulaştırdıklarını ve düzenli tansiyon ölçümü yaptıklarını ifade etti
Ersin, pozitif hastaların henüz izole edildiğini kaydederek, “İnsanlar maske ve mesafe gibi önlemleri almadan çadır aralarında geziniyor. Bu konuda eğitim vermeyi de hedefliyoruz. Tuvaletler de ortak kullanıldığı için ekstradan hijyen sağlanması lazım. Pozitif vakaların olabileceğine dair uyarıda bulunduk ama testin yapılması için filyasyon ekibinin gelmesi beklendi, testler yapıldı” dedi. 2 çadırda pozitif bulunduğunu ve yakındaki çadırların boşaltıldığını kaydeden Ersin, ekstra önlem alınması gerektiğini vurguladı
Çadırlarda ısınma sorunu var
Çadır alanlarında test yaptıktan sonra Covid-19 hastalarını ayrıca izole bir yere yerleştirmenin daha sağlıklı olacağını ancak çadırlardaki sirkülasyon nedeniyle hastaların belirlenemediğini ifade eden Sibel, “Sağlık Bakanlığı’nın böyle bir düzenlemesi olsa ya da bir filyasyon ekibi ile dolaşsa semptomları sorgulamamız yada şüphelileri belirlememiz açısından daha sağlıklı olurdu” dedi.
Hem kaldıkları çadır revirin hem de depremzedelerin çadırlarının toprak zemin üzerinde olduğunu kaydeden Sibel, yağmur yağması durumunda bir hazırlığın söz konusu olmadığını ifade etti. Çadırlarda soba yakılamadığı için soğuk havayla da mücadele edildiğine dikkat çeken Sibel, “Dün de bugün de grip olan insanlarla karşılaştım. Şu an ekstra bir çözüm sunamıyoruz” dedi. 12 saat çalıştığını belirten Ersin, hem depremle hem pandemiyle mücadele ettiklerini ifade etti
Hem pandemi hem depremle mücadele ediliyor
SES olarak ilk etapta enkazda yakınları olan sağlık emekçilerinin bekleyişlerine eşlik ettiklerini ifade eden Nursel Yücesoy, pandemiyle mücadelede tükenmişlik yaşarken bir yandan da depremzede olduklarını vurguladı. Yücesoy, çadır mesafelerinin iyi ayarlanmadığını, İçlerine yükseltici koruma yapılmadığını ve çadırların kalabalık olduğunu belirterek, “Bir kaos ortamı yaşanıyor. Kurumlar çadır ve yemek yerleri açmışlar, sürekli yiyecek, içecek pompalanıyor. İnsanlar adeta fuar alanında gezip bunları tüketiyorlar ve maskesizler” şeklinde konuştu.
Bazı sağlık binaları hasarlı
Kamusal alandaki görevlilerin, belediyelerin faaliyet göstermesini istemediğini gözlemlediğini dile getiren Yücesoy, havaların soğuduğunu, biran önce kalıcı konutlara ya da iyi ısınan yerleşim alanlarına geçilmesi gerektiğini kaydetti. Yücesoy, belediyenin engelli, normal, kadın ve erkek olmak üzere dört tip tuvalet kurduğunu, fakat yetersiz olduğunu ifade etti.
Bazı sağlık merkezlerinin depremde hasar aldığını bu nedenle çadırda hizmet verildiğini söyleyen Yücesoy, Takiplerini bu çadırlardan yaptıklarını beirterek, evlerdeki izole hastaların da çadırlarda kaldığını söyledi. Yücesoy şöyle devam etti ”KESK Şubeler Platformu olarak koordinasyon merkezi kurduk. Oradan da depremzedelerle koordine halindeyiz, belirlenen kalemlerle ilgili yardımlar Bayraklı Belediyesi’ne tahsis ediliyor.”
İZMİR