AKP’nin iki yıldır üzerinde çalıştığı nafaka ile ilgili düzenleme yeniden gündemde. Adalet Bakanlığı, nafaka süresini 6 yılla kısıtlayan bir öneri getirdi
AKP’nin iki yıldır üzerinde çalıştığı nafaka ile ilgili yeni düzenleme yeniden gündemde. Cumhurbaşkanlığı ve parti grubunda yapılan toplantılarda Adalet Bakanlığı, nafaka süresini 6 yılla kısıtlayan bir öneri getirdi. Alt sınır da 2 yıl olarak öngörüldü.
Tekrar harekete geçilen düzenleme ile ilgili Mezopotamya Ajansı’na açıklama yapan İzmir Barosu Kadın Haklarından Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Perihan Çağrışım Kayadelen, Erkeğin boşandığı ya da boşanma aşamasında olduğu kadına ayda 200-300 TL nafaka vermemek için baskı, hatta şiddet uyguladığını ifade etti. Nafaka ödemekle yükümlü erkeklerin gelirlerini asgari ücretten gösterdiğini ya da mal varlıklarını başkasının üzerine yapma gibi yöntemlere başvurduğunu dile getiren Kayadelen, birçok kadının ise “yeter ki yakamdan düşsün” diyerek nafaka hakkından feragat ettiğini söyledi.
Kadınların çalışma şartlarına değinen Kayadelen, “Kadınlara boşandıktan sonra ‘ne yaparsan yap’ deniliyor. 45 yaşına gelmiş 3-4 çocuk bakmış ve hiç çalışmamış bir kadın iş bulabilir mi? Evliyken ‘aman çalışmasın, evinin kadını olsun’ boşandıktan sonra ‘gitsin çalışsın’ deniliyor. Peki kadının yok sayıldığı onca yıl ne olacak?” diye sordu.
‘İktidar sansasyonel uç örneklerle bir algı yaratıyor’
Kayadelen, iktidarın nafaka hakkıyla ilgili söylemlerini değerlendirerek, “İktidar, ‘Üç gün evli kaldım otuz yıl nafaka ödedim. Beni aldattığı halde nafaka ödemeye devam ediyorum’ gibi sansasyonel uç örneklerle bir algı yaratıyor toplumda” gibi söylemlere dikkat çekti ve Türkiye’de en fazla 500 TL nafaka ödendiğini belirtti. Kayadelen, “500 TL nafaka ile bu ülkede kim geçinebilir? Nafakayı ortadan kaldırırsan kadınlar da boşanamaz’ diye bakıyorlar. Ama atladıkları bir şey var zaten mahkemeler doğru dürüst nafakaya hükmetmiyor. Edilse bile bunların çoğunun tahsilatı sağlanamıyor” diye belirtti.
‘Verilen nafaka, iştirak nafakası’
Bu politikalarla kadının nafaka hakkının elinden alınmak istendiğinin altını çizen Kayadelen, “Diyelim ki 10 gün evli kaldılar ve nafakaya hükmedildi. Bunun için kanun değişikliğine gerek yok mahkeme hâkiminin zaten bu notada takdiri yetkisi var. Zaten verilen ve bahsedilen nafaka iştirak nafakası, yani çocuğa ödenen nafakadan bahsediyor” ifadelerini kullandı.
İzmir Barosu Kadın Hakları Merkezi’nin nafaka hakkına ilişkin yaptığı araştırmalar hakkında da bilgi veren Kayadelen, Şiddet içeren dosyaların yüzde 70’inde kadınlar dava uzamasın diye bütün haklarından vazgeçtiğini ve ne nafaka ne tazminat hiçbir şey istemediğini kaydediyor. Kalan yüzde 30 ise, dosyada sadece çocuğu için nafaka istediğini, kendisi hiçbir şey istemediğini söyleyerek, çocuk için istenilen iştirak nafakası ise 200- 300 TL arasında bir rakam olduğunu belirtti.
Kayadelen, sözlerini şöyle tamamladı: “İktidar, ‘Türkiye’de kadına yönelik şiddeti artık bitireceğiz’ dedi. Ama devlet bir koruma mekanizması geliştiremiyor. Oysa yapması gereken tek şey mevcut yasaları uygulamak ve İstanbul Sözleşmesi’nin hükümlerini yerine getirmek. Ama tam tersi uygulamayla İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasını istiyor”
İZMİR