Yirminci yüzyıl Marksizmi’nin önde gelen isimlerinden Samir Amin 12 Ağustos günü yaşamını kaybetti. Üçüncü dünya ülkelerinin kalkınması konusundaki teorik çalışmaları da olan Amin, küresel toplumsal hareketlere desteğiyle de biliniyordu. Samir Amin ilki 2001’de Porto Alegre’de yapılan Dünya Sosyal Forumu’nun önde gelen katılımcılarındandı.
Dünya Sosyal Forumu küreselleşme ve ilgili politikalara karşı durmak, alternatifler yaratmak ve stratejiler geliştirmek için çaba gösteren örgütleri ve kişileri bir araya getiren açık bir platformdur. İlk kez 2001 yılında Porto Alegre’de yapılan forum, daha sonraki yıllarda da tüm dünyadan küreselleşme karşıtlarını bir araya getirmeye devam etti. Her ne kadar 2016 yılında forumun kurucularından Oded Grajew, Dünya Sosyal Forumu’nun kriz içinde oldugunu belirtmiş ve artık forumun bir odağının, bir hedefinin olmadığını söylemişse de forumun bu krizi aşma potansiyeline sahip olduğunu da sözlerine eklemişti.
2004 yılında Mumbai’de gerçekleştirilen üçüncü forum, çocuklar için ayrıca bir önem taşıyordu. Elbette forumda konuşulan her konu çocukları doğrudan etkiliyordu. Ancak o yıl ilk kez çocukların yaşadıkları sorunlar “çocuklarla birlikte” gerçekleştirilen ayrı bir forumda ele alındı. Çocuk Forumu’nda elli değişik ülkeden çok sayıda çocuk bir araya gelmiş, çocukların konuşmacı olduğu büyük bir panel düzenlenmişti. Panelde konuşmacı olacak çocuklar, foruma katılan diğer çocuklar tarafından belirlenmişti.
Panel günü içlerinde çocukların da olduğu dört binden fazla küreselleşme karşıtı, çocukların konuşmasını dinlemek üzere Mumbai’deki salonda bir araya gelmişti. İlk konuşmacı çocuk olan Hindistanlı Manjula Muninarasimha, temsilcileri seçmek için yürütülen çalışmalardan söz etmiş ve programdaki sunumlarla ilgili bilgi vermişti. Diğer çocuk konuşmacı Urvi Patel ise engelliler okulundan engellilerin de bulunduğu, “normal” bir okula geçeceği için ne kadar mutlu olduğunu anlatmıştı. Bir gün ‘önemli bir bilim adamı olmak istediğini ve Stepken Hawking’den esinlendiğini’ de konuşmasında dile getirmişti.
Kolombiyalı bir çocuk olan Brian ise terk edilmiş çocukların uyuşturucu satıcıları tarafından kaçırılma tehlikesi altında olduklarını anlatmıştı. Vittorio Agneletto da HIV vürüsü taşıyan çocukların yüzde 95’inin tedavi olanakları olmadığını salondakilerle paylaşmıştı. “Global Movement for Children” komite üyesi Çecilio ise kapanış konuşmasını yapmıştı. Konuşmada sivil toplumla işbirliği yaparak umut ve eylem isteminde bulunmuştu. Panelin ardından çocuklar ve yetişkinler toplanıp forumun yapıldığı binanın çevresinde bir yürüyüş düzenlemişti.
Dünya Sosyal Forumu’nun “Küreselleşen Dünyada Çocuk Haklan Grubu” tarafından yürütülen bu çalışma, dünyadaki tüm gelişim projelerinin “çocuk merkezli” yapılması gerekliliği ile alternatif bir dünyanın ancak çocukları temel alarak ve onları bu sürece katarak mümkün olacağını vurgulamıştı. 2004 yılından beri dünyada çok fazla şey değişti.
Mumbai’deki foruma katılan çocuklar büyüdü. Küreselleşmeyi savunan devletler, şirketler vadettikleri(!) daha eşit gelişim ve refah ortamını yaratamadı. Aksine insanlar ve ülkeler arasındaki gelir dağılımında dengesizlik giderek arttı. Samir Amin’in de üzerine yazdığı eşitsizlik, güvencesiz emek, tarımın tahribatı ve radikal dinci hareketlerden kaynaklanan tehlikeler devam etti.
Yoksulluk, ırkçılık, savaş ve göç, şiddet, tek kültürlülük, değişen beslenme alışkanlıkları gibi pek çok durum dünya nüfusunun yüzde kırkını oluşturan çocukların yaşamını derinden etkiledi. Küreselleşme karşıtı hareketler ise küreselleşmenin bu etkilerini engellemede yeterli olamadı. Bugünlerde Türkiye’deki krizin küresel bir krizi tetikleyebileceği konuşuluyor.
Kriz her zaman eşitlikten yana bir yaşamın örgütlenme olanaklarını da içerir. Samir Amin 2008 yılında küresel ekonomik krizle ilgili bir söyleşisinde, “Bence, ekonomik krizin derinleşiyor olması ve bunun yaratacağı dramatik sosyal etkiler, sol için çok önemli olanaklar barındırıyor” demişti. Bu olanakları hem ülke içerisinde hem de küresel ölçekte çocuklarla birlikte düşünebilsek keşke… Samir Amin’e saygıyla…