Hasta tutuklular Mehmet Yamaç ve Metin Gönülşen’in kritikleşen durumlarına dikkat çeken İHD, tahliye çağrısında bulundu
Kronik astım, KOAH ve akciğer hastası olan Mehmet Yamaç’ın durumuna dikkati çeken İHD, “Sürekli bakım ve tedavi altında olması gerekmektedir. Kovid-19 bulaşması durumunda sürecin ölümle bitme riski ortadadır” dedi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu, hasta tutukluların durumuna dikkat çekmek için yaptıkları “F Oturumu” eyleminin 449’uncusunu koronavirüs (Covid-19) salgını nedeniyle sosyal medya üzerinden gerçekleştirdi.
Bu hafta Kayseri Bünyan 2 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevinde bulunan 55 yaşındaki kronik astım, KOAH ve akciğer hastası olan Mehmet Yamaç’ın durumuna dikkat çekildi. Basın metnini Komisyon üyeleri Hatice Onaran ve Meral Nergis Şahin okudu.
24 yıldır cezaevinde olan Mehmet Yamaç’ın müebbet hapis cezası verildiği ifade edilen açıklamada şunlara yer verildi: “Yamaç; Ceyhan Özel Tip Kapalı Hapishanesi’nde tutulurken, 19 Aralık 2000 yılında eş zamanlı olarak 20 hapishaneye birden yapılan saldırıda aldığı darbeler sonucunda kaburgaları kırılır ve göğüs kafesi ağır zarar görür. Saldırı sırasında atılan gazlar nedeni ile akciğerinde de büyük hasar oluşur. Yeterli tedavi sağlanmadığı için kemik iyileşmesi gecikir, akciğerlerde kanama ve enfeksiyon ortaya çıkar. Sonrasında akciğer zarının kalınlaştığı, akciğerinde su toplandığı ve mide ülseri geliştiği de tespit edilir. 2016 yılında Edirne hapishanesinde iken kendini yakarak gerçekleştirdiği protesto eylemi sırasında vücudunda ciddi yanıklar oluşur. Bu yanık yaraları tedavi edilmediği için, iltihaplanır ve derin izler bırakır. Doktoru acil safra kesesi ameliyatı olması gerektiğini söylemesine rağmen, yoğun şikayetleri göz ardı edilerek ameliyatı 2 yıl geciktirilir. Vasisi, Mehmet Yamaç’ın uzun zamandır Astım ve Koah hastası olduğunu, kendini yakma eyleminden sonra çok zor günler geçirdiğini, birçok hapishane değiştirdiğini, tedavi ve bakımının gerektiği gibi yapılmadığını belirtmiştir. Eylül 2020’de nefes alamaz duruma gelince, doktor solunum cihazı kullanmasını aksi halde hayati riski olduğunu söylemiştir. Uzun süre verilmeyen solunum cihazı, insan hakları savunucuları ve kendisinin mücadelesi sonrasında verilmiştir.”
Yamaç’ın ağabeyinin son telefon görüşmesi paylaşılan açıklamada, “Mehmet’in kulağındaki rahatsızlığı ile ilgili ‘Vertigo’ hastalığı teşhisinin konulduğunu, doktorun verdiği ilacın yan etki yarattığını ve baş dönmesinin arttığını, ancak bu ilacı kullanmadığında baygınlık yaşadığını anlattığını aktarmıştır” ifadelerine yer verildi.
‘Risk grubundakiler bırakılsın’
Açıklamada, “Vertigo, Mide ülseri, Astım ve Koah hastası olan Mehmet Yamaç, solunum cihazına bağlı olarak yaşamakta sürekli bakım ve tedavi altında olması gerekmektedir. Kovid-19 bulaşması durumunda sürecin ölümle bitme riski ortadadır. İnsan hakları savunucuları olarak, mahpusların sağlığa ve tedavi hakkına erişimi konusunda yaşanan sorunların aciliyetle çözülmesini, pandemi nedeniyle ağır risk grubunda bulunan yaşlı, hasta ve engelli mahpusların derhal serbest bırakılmalarını istiyoruz” diye belirtildi.
Ankara
Ankara’da da Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, cezaevlerinde tutulan hasta tutukluların sağlık durumuna dikkati çekmek için eylemlerinin 321’inci haftasında İHD Şube binasında basın toplantısı düzenledi.
Cezaevlerinde yaşanan sorunların toplumun sorunları olduğuna vurgulayan Çevimen, bu hafta Maraş/Türkoğlu 2 Nolu L Tipi Kapalı Cezaevinde tutulan Metin Gönülşen’in sağlık durumuna dikkat çekti. Gönülşen’in 2008 yılında açık kalp (by-pas) ameliyatı olduğu bilgisini paylaşan Çevirmen, “Kalp krizi geçirme riski yüksek orandadır ve bu nedenle de yaşamı risk altındadır” diye belirtti.
‘Cezaevinde sürdürülemez’
Çevirmen, Gönülşen’in rahatsızlıklarına dair şu bilgileri verdi: “Beyin damarlarında tıkanıklık mevcuttur. Buna bağlı olarak sağ kol ve bacak kısımlarında yüzde 35 kısmi felç geçirmiştir. Bu rahatsızlığı için de cezaevine girmeden önce dışarıda tedavisi devam etmekteydi. Ancak cezaevine girdikten sonra, dışarıda sürdürülmüş olan düzenli tedavileri de kesintiye uğramış durumdadır. Bu rahatsızlığı da ciddi yaşamsal risk teşkil etmektedir. Ayrıca daha önce tutuklu bulunduğu cezaevlerinde prostat kanserine yakalanmıştır ve bu hastalık için de yine dışarıda olduğu sürede tedavisi devam etmekteydi. Yine bu tedavi süreçleri de kesintiye uğramış durumdadır. Ağır hastalıklarından kaynaklı olarak sürekli olarak yakınlarının kendisi ile ilgilenmesi gereken bir hastadır. Ancak bu durumun cezaevinde sürdürülmesi mümkün olamamaktadır.”
HABER MERKEZİ