Ülkede yeni tip bir faşizmin inşa edilmeye çalışıldığına dikkat çeken DİB Koordinasyon üyesi Koca, ‘Bunun için somut talepler etrafında ortak eylem pratiklerini inşa etmemiz gerekiyor’ diye konuştu
Son yıllarda gözaltında yaşanan işkence vakalarında ciddi artışlar olurken, sorumluların cezalandırılmıyor. Bunu ortaya çıkaranlar ise sürekli hedef haline getiriliyor. 11 Eylül günü Van’ın Çatak ilçesinde helikopterden atılan Osman Şiban ve Servet Turgut olayının ardından Van’a gidip incelemelerde bulunan Demokrasi İçin Birlik (DİB) Koordinasyon üyeleri yaptıkları incelemelerin raporunu geçtiğimiz günlerde kamuoyuna duyurdu. Yaşananları değerlendiren DİB Koordinasyon Üyesi Perihan Koca, artık Türkiye’de anayasanın askıya alındığının herkes tarafında bilinen bir gerçeklik olduğunu söyledi. Türkiye’nin adaletsizliğin normalleştiği bir ülke haline geldiğini dile getiren Koca, “Yurttaşların yaşam haklarını korumak devlet yükümlülüğüdür” ibaresinin sadece kâğıt üzerinde kaldığını ifade etti.
Zulüm normalleşiyor
Tecavüzcü Musa Orhan vakasında, kadın cinayetlerinde, çocuk istismarı vakalarında, hayvan katliamlarında, doğa yağmalarında, Kürtlere ve Alevilere yönelik sistematikleşen şiddet vakalarında cezasızlık politikasının kalıcılaştırılmaya çalışıldığın da ifade eden Koca, siyasal bir iklimle karşı karşıya olunduğunu söyledi. Koca, “1990’lı yıllarda yaşanan köy boşatmaları, faili meçhul cinayetler nesilden nesille aktarılan toplumsal travmanın izleri bölgeye hakim. Bu durum sadece Van için geçerli değil tüm bölge şehirleri için benzer bir durumdan söz edebiliriz. Normalleştirilmeye çalışan bir şiddet, baskı ve zor politikası söz konusu. Servet Turgut ve Osman Şiban olayı başlı başına başta Kürtler olmak üzere topluma verilmiş bir mesaj” diye konuştu.
Bir araya gelinmeli
Van’da yaşananlara verilen tepkilerin önemli ancak yetersiz olduğunu ifade eden Koca, demokrasi güçlerinin verilen tepkilerden daha fazlasını yapması gerektiğini vurguladı. Koca, AKP-MHP iktidarının politikaları ve uygulamalarını normalleştirmemek gerektiğinin altını çizerek, “Böylesi bir dönemde demokrasi güçlerinin yan yana gelme zeminlerini yaratmamız gerekiyor. Kriz dinamikleri giderek derinleşiyor, faşist kurumsallaşmanın basıncını hissettirdiği ama bir yandan da politikleşme olanaklarının açıldığı bir dönemden geçiyoruz. Halkın acil sorun ve taleplerini, halkın itirazını ve arayışını politik özneyle buluşturma ihtiyacı her zamankinden daha fazla hissediliyor. Bunun için somut talepler etrafında ortak eylem pratiklerini inşa etmemiz gerekiyor” diye konuştu.
Erdoğan Alayumat / İstanbul – MA