Melek Aslan cinayetinde medyanın dilini eleştiren TMMOB Diyarbakırİl Koordinasyon Kurulu Kadın Temsilcisi Zümrüt, ‘Medya, erkeği aklayan biryerden bakıyor’ dedi
Cezasızlığın verdiği cesaretle hemen her gün birçok kadın katledilirken, medyanın eril dili de yaşananlara çanak tutar noktada. Diyarbakır’ın Yenişehir ilçesinde 21 Ekim’de erkek kardeşi tarafından katledilen Melek Aslan cinayetinde de havuz medyası benzer haberler verdi. Haberleri değerlendiren TMMOB Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulu Kadın Temsilcisi Arin Zümrüt, “namus” ve “ağır tahrik” gibi gerekçelerle Melek Aslan cinayetine yer veren medyaya tepki göstererek, “Erkeği aklayan bir yerden bakılıyor” dedi. Cinayetin ardından fail Mustafa Aslan tutuklanırken, azmettirici eski erkek arkadaş Orhan Vatansever de gözaltına alınarak tutuklandı. Cinayetin ardından kimi basın yayın organları, cinayeti “namus” ve “ağır tahrik altında” işlendiği şeklinde servis ettiği haberlerle kadın aleyhine algı oluşturmaya devam etti.
‘Kadın hizmet eden’
MA’dan Arjin Dilek Öncel ve Fahrettin Kılıç’a konuşan Zümrüt, “namus” kavramının 18 yıllık AKP iktidarı döneminde daha çok öne çıktığı ve kadının “ikinci sınıf insan” olarak topluma empoze edildiğini söyledi. Artan kadın cinayetlerinin önüne geçmek için öncelikle iktidarın, kadına yönelik şiddeti önleme konusunda samimi olması gerektiğini ifade eden Zümrüt, kadının aile kavramı içine sıkıştırıldığını kaydetti. İktidarın ortaya koyduğu her aile fotoğrafında kadının “hizmet eden” pozisyonda olduğuna dikkat çeken Zümrüt, “Bununla birlikte büyüyen nesil, rahatlıkla kız kardeşini, annesini ve hayatındaki kadını öldürebiliyor” diye konuştu. İstanbul Sözleşmesi’nin her fırsatta tartışmaya açıldığına da değinen Zümrüt, “Bu noktada direniş çerçevesinde olmamız gerekiyor” dedi.
‘Haksızlık normalleştiriliyor’
Aslan cinayetine değinen Zümrüt, “Melek, eski erkek arkadaşına karşı koruma kararı aldırdı, ancak erkek kardeşi tarafından katledildi. Eskiden ailede bir kadının yaptıkları sorun olarak görüldüğünde o olayda söz konusu olan erkeğe yönelirdi. Feodalitenin böyle bir yönü vardı. Ancak cezasızlığın getirdiği cesaret ve her zaman ‘mutlaka bir nedeni vardır’ zihniyeti ile kadına doğru yönelen bir şiddet söz konusu. Yani şiddet uygulayacaksanız kadına yönlendirirseniz daha çabuk sıyrılırsınız. Toplum sizi anlar, yani mutlaka bir nedeni vardır” dedi. Medyanın kadın cinayetlerini meşrulaştıran diline tepki gösteren Zümrüt, Aslan cinayetinin “ağır tahrik altında” işlendiği yönünde yapılan haberleri eleştirdi. Medyanın “İyi, kendi halinde biri, ablasını çok severdi” cümleleri ile zanlı kardeşi masumlaştırmasına da tepki gösteren Zümrüt, “Kadına yapılan haksızlığı normalleştirmeye çalışıyor. Medya, erkeği aklayan bir yerden bakıyor. Sorumluların cezalandırılmamasını kolaylaştırıyorlar” dedi.
‘Hep kadın suçlanıyor’
Katledilmeyen kadınların ise intihara sürüklendiğini dile getiren Zümrüt, “Daha az cezasızlık için kadınlar intihara sürükleniyor. Alıkonuluyor, tecavüze uğruyor. Arkasında not bırakıyor, intihar ediyor. Hâlâ kadın suçlanıyor. İlişkisi sorgulanıyor, mahkeme erkeği tutuklama gereği bile duymuyor. Biz bu yaşananları dile getirdiğimizde ise tutuklanıyoruz” dedi. Son olarak kadınlara “Yalnız değilsiniz” mesajı veren Zümrüt, kadınların kazanımlarına sahip çıkarak örgütlülüğün güçlendirilmesinin önemine değindi.
DİYARBAKIR