Grup konuşmasında Sancar, ‘HDP bu iktidarı ilk seçimde gönderecektir. Tükenen saldırganın kendisidir. Tükendikçe saldırması da kaybettiğini görmesindendir’ dedi
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin Grup Toplantısı’nda konuştu. İlk olarak Hatay’ın İskenderun ilçesinde meydana gelen patlamaya değinen Sancar, “Dün akşam İskenderun’da acı bir olay yaşandı. Tesellimizi çok fazla zararın ortaya çıkmaması ve can kaybının olmamasıdır. Canlı bomba saldırısı olduğu söyleniyor. Bunu en sert şekilde kınıyoruz. İktidarın da gecikmeden halkı aydınlatma sorumluluğu olduğunu hatırlatıyorum. Neyin nasıl yaşandığını bilmek halkın hakkıdır. Bütün İskenderun halkına geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum” dedi.
Kumpasların hesabını verecekler
Sabah saatlerinde “Kobanê soruşturması” kapsamında yapılan operasyonlarla siyasetçilerin gözaltına alınmasına tepki göstererek, “İktidarın sistematik ve tutarlı davrandığı tek konu HDP’ye saldırıdır. Bundan başka hiçbir konuda bu kadar tutarlılık yok. Bunun nafile olduğunu anlatıyoruz ama nafile anlamıyorlar. Bunu anlatmanın etkili yolunu bulacağız o da mücadeleyi yükseltmektir. Mücadeleyi yükselterek bunu iktidara anlatacağız. Saldırdıkça nasıl kaybettiklerini anlayacaklar ama iş işten geçmiş olacak. O zaman kurulacak adil yargı düzen önünde bütün bu kumpasların saldırıların hesabını verecekler” diye konuştu.
Tükenen saldırganın kendisidir
Sancar, şöyle devam etti: Biz de onlara hatırlatacağız gördüğünüz gibi hiç bir zulüm ve adaletsizlik yapanı yanına kar kalmaz. Sadece son bir ay içinde yüzlerce partili arkadaşımız gözaltına alındı. Hiçbir somut gerekçe yok. Raflarda dosyalar var. Bunları ihtiyaçlarına göre güncelliyorlar, HDP’yi nereden sıkıştırırız diye bir gece plan yapıyorlar. Bu dosyaları raflardan indiriyorlar. Savacılara talimatlar gidiyor, savcıları gözaltı kararlarını imzalıyor ve operasyonlar başlıyor. Bu bir kısır döngü olarak işliyor ama bu kısır döngünün bizi yıldıramadığını, bezdiremediğini görmüyorlar, görmek istemiyorlar. Tükenen saldırganın kendisidir. Tükendikçe saldırması da kaybettiğini görmesindendir. Hep söylüyorum tekrar söylüyorum bu iktidarı asıl korkutan HDP’dir ve bu korkuda haklıdırlar. HDP bu iktidarı ilk seçimde gönderecektir. Seçimlere gidinceye kadar da bütün faşizan baskılarına karşı en güçlü mücadeleyi en güçlü direnişi yine HDP ortaya koyacaktır.
Esnaf gezisi sırasında durdurmaya çalıştılar
Diyarbakır’da HDP il eş başkanlarının hala gözaltında tutulduğunu hatırlatan Sancar, “Bu gözaltılar bizim Diyarbakır programımıza başlamasından bir gün önce yapılmıştır. Sanki bizim halkla buluşmamıza engel olabileceklermiş gibi. Sanki bizim programlarımıza engel olacaklarmış gibi. Ama engel olamadılar, bu operasyonlara rağmen STK ile ve halkımızla buluştuk. Belki etrafımıza çember ördüler, belki önümüzü barikatlarla kestiler, esnaf gezisi sırasında durdurmaya çalıştılar. Ama halkımız alkışlarla gülümsemelerle ve zılgıtlarla selamlamayı bildi bizleri. Biz de gönlümüzle, gözümle birlikte olduğumuz haklarını sonuna kadar koruyacağız ve mücadeleye bir ana bile duraksamadan sürdüreceğimiz belirtik, bunu halkımıza söyledik, alkışlarını aldık, dualarını aldık, desteklerini aldık. Bu da bu iktidara dert olmaya devam ediyor” şeklinde konuştu.
Sancar’ın değindiği diğer konuların satır başları şöyle:
HDP Şırnak halkının kimliğidir
Bir alo AKP hattı kurmuşlar. Şırnak ve ilçelerinde kendilerini İçişleri Bakanlığı tarafından kurulan bir birim olarak tanıtan kişiler, aralarında HDP’li Meclis üyelerinin de bulunduğu kişileri telefonla arıyorlar. ‘HDP’li olduğunuz için pişmanlık yasasından yararlanmak istiyor musunuz?’ gibi sorular soruyorlar. Saçmalamanın sonu yok. Cizre’de iki binden fazla aile aranmış ve ‘neden HDP’ye gidiyorsunuz’ diye soru sorulmuş. Cevap çok açık değil mi? HDP Cizre halkının evidir. HDP Şırnak halkının kimliğidir, HDP Kürt halkının ve bütün ezilenlerin onurudur. Elbette HDP’ye gidecekler, HDP’ye sahip çıkacaklar ve hiçbir güç onları bundan alıkoyamayacak.
Saray rejimi ile ortaklık kurmayan…
Savaş makinelerinin insanlığa ölümden, zulümden ve yıkımdan başka bir şey getirmediğini bizler biliyoruz. Tarihte bu fikrin tüm sahipleri bugün karanlık sayfalarda yerlerini aldılar. Çağrımız barış ve refah isteyen, özgürlük eşitlik ve demokrasi isteyen tüm kesimleredir. Sömürü düzeninde emeğinin hakkını arayan emekçileredir. İşsiz bırakılan işsizler ordusunadır. Gelecek kaygısı yaşayan gençleredir. Erkek egemen iktidara karşı amasız fakatsız bir direniş gösteren kadınlaradır. Ormanını, doğasını korumak isteyen köylüleredir. Düşüncesi baskı altına alınan yazarlara, aydınlara, akademisyenleredir. Saray rejimi ile ortaklık kurmayan tüm insanlaradır. Zaman mücadeleyi birleştirme ve birleşerek büyütme zamanıdır.
Sadece seçimlere bel bağlanamaz
Seçimler geldiğinde bu iktidarı ne kadar gönderebileceğimizi de göreceğiz. Bunu bekleyerek, sadece seçimlere bel bağlayarak, bugünkü mücadeleyi yok sayarak bunu başaramayız. Mücadele her gün yeniden kurulmalıdır. Demokrasi özgürlük eşitlik ve hak mücadelesi asla ertelemeye gelmez. Ya her gün yeniden mücadele ya da bu zulmün ömrünün daha da uzaması. Bu iki seçenek birlikte her gün yeniden mücadele ve kararlı cesur duruş; hepimizi bekleyen asıl görev budur. HDP bu konuda çok nettir. Her türlü hak mücadelesi içinde üzerine düşen görevi tereddütsüz yerine getirecektir.
Kaynaklar savaşa aktarılıyor
Savaş ve zulüm politikalarının bir sonucunun da ülkeyi derin krizlere ve yoksulluğa sürüklediğini belirten Sancar, Meclis’e getirilen kanun tekliflerinin özünün ülkenin bütün halkına olan kaynaklarının bir avuç yandaşa peşkeş çekildiğini ifade etti. Meclis’e getirilen 2021 yılı bütçe teklifini değerlendiren Sancar, bütçenin halk bütçesi olmadığını söyledi. Sancar, “Ülkenin kaynaklarını savaşa aktararak, yoksullaşmayı derinleştiren bir bütçedir. İktidarın ömrünü uzatmak için yandaşı besleyen bir bütçedir” diye konuştu.
Yoksullarını birlikte mücadelesi
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “askıda ekmek” kampanyası ile AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yurttaşa çay fırlatmasını eleştiren Sancar, bunların halkı kandıramayacağını söyledi. Sancar, “Askıda ekmek yoksulların, ezilenlerin kendi aralarında geliştirdikleri bir dayanışmadır. Dayanışma yukarıdan dayatma ile olmaz, gönül birliği ile olur. Sefalet değil, adalet istiyoruz, sosyal hak istiyoruz. Bunun için bütün yoksullarını birlikte mücadelesini istiyoruz” şeklinde konuştu.
Bir avuç savaş baronu
İktidarın yürüttüğü savaş politikalarına ilişkin konuşmasını sürdüren Sancar, “Bu savaş politikaları sadece bir avuç savaş baronuna ve bu iktidarın kendini sürdürme hırsına yarıyor. İşte o nedenle hep birlikte her alanda savaş politikalarına karşı çıkmalıyız. Eğer bunu başaramazsak savaş politikaları hem iktidarın ömrünü uzatır hem halkın ekmeğini iyice azaltır, yoksulluğu iyice derinleştirir ve canlarımız daha fazla yakar. HDP burada barış için, demokrasi için, sosyal adalet ve eşitlik için var. Herkesi bu safları genişletmeye, derinleştirmeye, güçlendirmeye bir kez daha davet ediyoruz” çağrısında bulundu.
İnançların istismarına karşı çıkmak zorundayız
Fransa’da 16 Ekim tarihinde bir öğretmenin “kutsal değerlere hakaret” ettiği ileri sürülerek katledilmesini en sert biçimde kınadıklarını belirten Sancar, “HDP inançların saygınlığını ve eşitliğini savunan bir partidir tıpkı halkların eşit kardeşliğini savunduğu gibi. Bu nedenle herhangi bir inancın aşağılanmasına yönelik saldırılar ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirmez. Ancak bir dinin saldırgan politikalara alet edilmesini de asla kabul etmeyiz. Bu konuda tutarlı olabilmek için hem inançlara saldırıları karşı çıkmak aynı zamanda inançların istismarına karşı çıkmak zorundayız” dedi.
Cumhuriyet, demokrasi ile buluşmalı
Cumhuriyet’in 97’nci kuruluş yıl dönümünün yaklaştığını hatırlatan Sancar, “Türkiye’de Cumhuriyetin kuruluşundan beri en temel sorun Cumhuriyetin bir tür demokrasi ile buluşamamasıdır. Ve o günden bu güne yaşanan sayısız acının krizini, bocalamanın, açmazısın temelinde de Cumhuriyetin demokrasi ile bulaşamamış olması vardır. HDP’nin en temel hedefleri arasında Demokratik Cumhuriyet başta geliyor. Biz cumhuriyeti demokrasi ile buluşturmak istiyoruz. Eğer Cumhuriyet demokrasi ile buluşmazsa ne Cumhuriyet kalır ne demokrasi. Eğer Cumhuriyet ile demokrasiyi buluşturamazsak ve Demokratik Cumhuriyeti kuramazsak, 100 yılda demokrasiyi de mumla arar hale geleceğiz” diye kaydetti.
İlham kaynağı gençlik
Gençlik örgütlerinin açıklamasına yapılan polis müdahalesine değinen Sancar, sözlerini şöyle sürdürdü: Bizde en güçlü ilham kaynağı gençliğin mücadelesidir. Birleşik gençlik meclisi çalışması biliyorsunuz bu iktidarı korkutuyor. Cihatçılar ülkenin çeşitli şehirlerinde serbestçe gösteriler yaparken Kadıköy’de birleşik gençlik meclisi için bir araya gelen gençler polisin saldırısına uğruyor. Bu iki örnek bile yeterince bize fikir veriyor Cihatçıların önünü açıyor, tekçi baskıcı zalim bir gelecek dışında hiçbir şey vaat etmiyor. Bunun tam tersini savunan gençlere ise acımızca saldırıyor. Sevgili gençler Demokratik Cumhuriyete giden yolu en çok sizlerin mücadelesi açacaktır. Bize düşen onların arkasından gitmek, onların yolunu daha da açmaktır.
Şili’den feyz almalıyız
Sancar, son olarak Şili’deki Anayasa referandumuna ilişin şu değerlendirmelerde bulundu: 11 Eylül 1973’te gelinmişti halkın yönetimi için mücadele eden Salvador Allende. O günden bugüne geçen bunca uzun süre içinde Şili halkları mücadeleden vazgeçmedi. Şili hakları hiç bir zaman umutsuzluğa kapılmadı, bütün renkleri ve katmanları ile Şili toplumu bu mücadeleyi büyük bir başarıya taşıdı. Yeni anayasa yapmaya kabul dediler. Nasıl olacak. Yeni anayasayı bütünüyle halk tarafından seçilecek yeni bir kurucu meclis yapsın seçeneğini tercih ettiler. Bu sadece Şili, Latin haklarına değil, Ortadoğu ve en fazla Türkiye halklarına da ilham kaynağı olmalıdır. Buradan mutlaka feyz almalıyız. Bu dersleri mutlaka burada da hayata geçirmek için var gücümüzle çalışmalıyız.
ANKARA