İstanbul’da Mezopotamya Kültür Merkezi bünyesinde faaliyet yürüten Jiyana Nu Tiyatro topluluğundan ayrılarak Türkiye Cumhuriyeti devletinin ilk Kürtçe yayın yapan TV kanalı olan TRT 6’ya giden Murat Batgi geçtiğimiz günlerde bu kanala gittiği ve bu kanalın politikalarına alet olduğu için Kürt halkından özür dilediğini Avrupa’da yayımlanan bir gazetede açıkladı. Bir Kürt tiyatro oyuncusunun Kürtçe yayın yapan bir kanalda çalıştığı için Kürtlerden özür dilemesi ilk bakışta kulağa tuhaf geliyor. Yaptığı açıklamada TRT 6’nın kuruluş amacının ne olduğunu şu cümle ile ifade ederek neden burada çalışmanın bir özür gerekçesi olduğunu açıklamaya çalışıyor: “Bugün çok daha açık görüyoruz ki sistem senin politik direncini, ulusal ve toplumsal direnişini kırmak, geriletmek için gerektiğinde senin dilini bile kirli politikalarının malzemesi haline getirebiliyor. 2010 yılında TRT 6 projesi tam da öyle bir projeydi.”
Bu özür ve açıklama vesilesi ile Kürtler nezdinde teşhir olduğu ve seyirci kaybettiği, televizyonun adına Kurdi kelimesini ekleyerek Kürtleri cezbederiz hesabıyla TRT 6 adı değiştirilerek TRT Kurdi’ye dönüştürülen bu televizyona ve bu televizyonun amacına dair bir kısa hatırlatma yapmakta fayda görüyorum. Zaman zaman hafıza yoklamak, tarihi hatırlamak iyidir. Kürtçe bir TV kanalı açılması devlet nezdinde üç hesaba dayanıyordu. Birincisi AKP, iktidarını sağlamlaştırmak için Kürtlerin, demokratik kamuoyunun ve Avrupa’nın desteğine ihtiyaç duyuyordu. Yüz yıla yakın bir zamandır varlığı inkâr edilen ve yasaklanan bir dilin bir devlet kanalında konuşulur olması çok önemli bir demokratik açılım göstergesi olacaktı. Nitekim yıllardır “Kürtler ne istiyor?” başlıklı açılan bütün tartışmalarda “Devlet ve AKP size Kürtçe yayın yapan bir televizyon bile açtı daha ne istiyorsunuz” söylemi hep bu tartışmaların temel baskın söylemi oldu. İkincisi, Kürtlerin yıllardır Avrupa’dan uydu üzerinden yaptıkları Kürtçe yayına olan ilgiyi azaltmaktı. Üçüncüsü ve en önemlisi ise bu Kürtçe yayınlar aracılığıyla Kürtlerin kendi dillerini bir karşı araca dönüştürerek devletin aslında hiç değişmeyen Kürdü inkâr politikasına angaje etmekti. Kürtçeyi günlük yaşamda, edebiyatta, sanatta, bilimde, politikada var etmek için yıllardır büyük bir emek veren ve bunun için ağır bedeller ödeyen insanlar bu televizyon kanalının Kürtlerin, Kürtçenin, Kürt kültürünün, demokratik bir kültürün, cinsiyet eşitliğinin, doğa ve hayvan haklarının karşıtlığını inşa edecek bir amaç taşıdığını anlatıp durdular. Fakat siyasetle, sanatla, edebiyatla uğraşan pek çok Kürt, kimisi teklif edilen iyi ücretlere kanarak kimisi de iyi niyetle gerçekten Kürt dilini geliştirmek için bunun iyi bir olanak olduğunu düşünerek TRT 6’ya gittiler.
Peki ne yaptı TRT 6 kurulduğu 2010 yılından bugüne kadar Kürt dili, edebiyatı, sanatı için? Komedi adı altında yaptığı diziler, skeçler, şovlarda kaba, cinsiyetçi, gerici, Kürtleri karikatürleştiren bir mizah anlayışını sürekli işleyip durdu. Dini referanslı, namus olgusunu en geri yanıyla işleyen ve yeniden üreten, Kürt toplumunun en geri yanlarını öne çıkaran ve işleyen bir çizgi dizilerdeki dramatik yapının temel muhteviyatını oluşturdu. Edebiyat programlarında Kürt edebiyatının en önemli şair ve yazarlarının, sürekli olarak dini yanları işlendi, öne çıkarıldı, tasavvufi, derin felsefi yanları dini değerlere referansa tahvil edildi. Aktüel programlarda, tartışma programlarında mevcut iktidarın Kürtler için, bu ülke için ne kadar güzel şeyler yaptığı sürekli propaganda edilip durdu, edilip duruyor.
TRT 6’nın Kürtçeyi, Kürt kültürü ve edebiyatını geliştirmek için bir fırsat olabileceğini düşünerek bu kanalda çalışmaya gidenler kısa bir süre sonra kanalın açılış amacını anlayıp kanaldan ayrıldılar. Kalıp çalışmaya devam edenler ise kanalın bütün bu amaçlarını bile bile bu amaçlara hizmet etmekte bir beis görmeyerek şahsi menfaatlerinin temini için çalışmaya devam ettiler. Bunca yıl orada kalıp çalıştıktan sonra, “Biz bilmiyorduk böyle olduğunu, ancak şimdi anlayabildik. Halkımızdan özür diliyoruz” demek en hafif tabiriyle halkın aklı ile dalga geçmektir. Halk daha o gün bu televizyona “TRT Şaş” deme öngörüsü ve basiretini göstermişti. Bugün televizyonun adı TRT Kurdi, ama bu televizyonu izleyen kimin Kürdü?