Koronavirüs Kürt müzisyenleri de derinden etkiliyor. Devletin yeteri kadar sorumluluk almadığını kaydeden müzisyenler, ‘Kürt sanatçıların zaten çok sahnesi yoktu, pandemiyle birlikte onlar da gitti’ diyor
Koronavirüs kültür sanat alanını derinden etkiliyor. Kürt müzisyenler de bu durumdan olumsuz etkilenmeye devam ediyor. Salgın sürecini lehlerine çevirmeye çalıştıklarını ifade eden müzisyenler, kendilerine yeterli alan ve sanatlarını icra edecek faaliyetler bulamadıklarını ve bu süreçten iki kat daha fazla etkilendiklerini söylüyor. Salgınla beraber müzisyenlerin nasıl etkilendiğini, salgında neler yaptıklarını Kürt müzisyenler Suna Alan, Burcu Yankın ve Tara Mamedova anlattı. Londra’da çalışmalarını yürüten Suna Alan, salgın sürecinde adapte olmanın zor olduğunu belirterek, Kürtçe müzik yaptığı gerekçesiyle 19 yıl hapis cezası verilen Nûdem Durak için gerçekleştirilen uluslararası bir kampanyanın parçası olacak bir beste hazırlığında olduklarını söyledi.
Salgın öncesi de sıkıntılıydı
Iğdırlı Kürt-Azeri kültürüne sahip bir ailede yetişen Burcu Yankın ise Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu (BGST) bünyesinde Kardeş Türküler projesinde uzun yıllar vurmalı çalgılar ve vokal alanlarında icracı ve eğitimci olarak çalıştı. Burcu, şimdilerde Miraz Erbane Topluluğu’nda ve Miraz müzik grubunda eğitimci ve icracı olarak çalışıyor. Yankın, sorunların salgın ile başladığını, tarihsel bir problemin var olduğununa dikkat çekti. Sanata yaklaşımı eleştiren Yankın, kriz dönemlerinde ilk iptal edilen etkinliklerin sanat etkinlikleri olmasının sanata yaklaşımın ne yazık ki çoğunlukla eğlenceyle özdeşleştirilmesi anlamına geldiğini kaydetti. Sanat emekçilerinin uzun yıllarını vererek oluşturdukları birikimlerin geçici bir hobi faaliyeti gibi algılandığını belirten Yankın, “Buna karşın sanat emekçilerinin büyük bir çoğunluğu mesleklerini güvencesiz ve riskli koşullarda icra ediyor” dedi.
‘Yükü taşımak zorlaşıyor’
Yankın, bu süreçte intihara sürüklenen, geçinebilmek için estrümanını satan müzisyenlerin varolduğunu kaydederek, “Bu yükü taşımak oldukça zorlaşıyor. Böyle giderse en iyi ihtimalle yaza kadar konser veremeyeceğiz. Dolayısıyla eğitime ve arka plana ağırlık verip üretim alanında bir süre daha küçük ve temkinli adımlar atmak durumundayız” ifadelerinde bulundu.
100 müzisyen yaşamına son verdi
Müzik-Sen, salgının başladığı Mart ayından bugüne 100’e yakın müzisyenin ekonomik zorluklar nedeniyle yaşamına son verdiğini duyurmuştu. CHP Ankara Milletvekili ve Parti Meclisi üyesi Gamze Taşcıer, ‘AKP mitingleri serbest, müzik yapmak yasak’ diyerek tepki göstermişti.
Var olan sahne de gitti
Kırgızistan Kürtlerinden olan Tara Mamedova blues, caz ve pop tarzda şarkılar seslendiriyor. Annesinin etkisiyle çocukken başladığı müzik yolculuğunu Rusya ve Fransa’nın ardından şimdilerde Türkiye’de sürdürüyor. Mamedova, sürecin herkesi, her mesleği etkilediğini ancak sanat alanının daha fazla etkilendiğini ifade ederek, sahnesiz kaldıklarını söyledi. “Biz zaten Kürt müzisyenler olarak çok zorluklar yaşıyorduk. Çok sahnemiz yoktu, var olan da gitti” dedi. Evde kalınan süreçte, durumu olumlu hale çevirdiğine değinen Mamedova, geçen kıştan beri yeni bir repertuar için çalıştığını aktardı. “Kendi eserlerim dışında birçok yazar ve bestekarlardan toparladığım bir repertuar oluştu” diyen Mamedova, ‘Çarhel’ isimli yeni bir projeye başladığını aktardı. Bu dönemde verimli çalışmalar elde ettiğine değinen Mamedova Fransızca, Rusça, Türkçe ve İngilizce’ye çevirdiği ‘çarhel’ projesinin ilk şarkısı olan ‘veger’ yani dönüş adlı şarkıyı müzikseverlerle buluşturacağını söyleyerek, bu süreci çok çalışarak geçirdiğini ifade etti.
Ankara- JINNEWS