Fransa’nın yaşayan önemli sanat tarihçisi ve düşünürlerinden Georges Didi-Huberman’ın Türkçede yayımlanan ilk kitabı ‘Kabuklar’, Lemis Yayınları etiketiyle raflardaki yerini aldı
Kişisel ve şiirsel bir deneme olma özelliği taşıyan kitap mekan, hafıza, tanıklık, görme ve tahayyül etme üzerine düşünmeye çağırdığı okura aynı zamanda bir müze ve müzecilik eleştirisi de sunuyor. Elif Karakaya’nın tercüme ettiği kitap, ismini yazarın Haziran 2011’de Auschwitz Müzesi’ni ziyareti sırasında ‘soykırımın sessiz tanığı’ huş ağaçlarının birinden kopardığı kabuklardan alıyor. Özellikle fotoğraf üzerine çalışmalarıyla önce çıkan Didi Huberman’ın bu ziyaret boyunca çektiği fotoğraflar da metne eşlik ediyor. Okuru mekan, hafıza, tanıklık, görme ve tahayyül etme üzerine düşünmeye davet eden kitap, kişisel ve şiirsel bir deneme olma özelliği taşıyor.
Arka kapaktan
“O halde şunu asla söyleyemeyiz: Görecek hiçbir şey yok, görecek hiçbir şey kalmadı. Gördüklerimizden şüphe edebilmek için, hala görmeyi, her şeye rağmen görmeyi bilmemiz gerekir. Yıkıma rağmen, her şeyin silinmesine rağmen. Bir arkeolog gözüyle bakmayı bilmemiz gerekir. Ve işte böyle bir bakış, böyle bir sorgulama sayesinde, şeyler saklı mekânlarından ve mazilerinden bize bakmaya başlar.”
KÜLTÜR SERVİSİ