SODAP Eşsözcüsü Kezban Konukçu, yaşanan krizin Türkiye siyaseti ve halklarına ciddi yansımaları olacağını söyledi. Konukçu, muhalefetin örgütlenmesi gerektiğini belirtti
Sosyalist Dayanışma Platformu (SODAP) Eşsözcüsü Kezban Konukçu, yaşanan gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İktidarın önüne çıkan her krizi fırsata çevirdiğini belirten Konukçu, bunun en somut örneğini ise 250 kişinin hayatını kaybettiği darbe girişimini “Allah’ın lütfu” olarak görüp faşizmin kurumsallaşması için fırsata çeviren 15 Temmuz’da gördüklerini söyledi. Konukçu, “Şimdi ise içinde bulunduğu ekonomik krizi ABD ile girdiği siyasal kriz ile örtbas etmeye çalışıyor” diye belirtti. Böylesi tablo karşısında Konukçu, ekonomik krizde ABD’yi sorumlu olarak gösteren iktidarın “milli” duyguları ajite ederek “dış düşmana karşı birlik” çağrılarıyla yerel seçimlerde mevzilerini korumaya çalışacağına dikkat çekti. Ortadoğu ve Kürt bölgesinde yeni güç dengelerinin inşa sancılarının yaşanmakta olduğunu vurgulayan Konukçu, ABD ile Türkiye’nin girdiği süreç itibariyle İdlib operasyonuna hızla geçilmesi arasındaki bağı görmenin zor olmadığı belirtti. Konukçu, şöyle dedi: “Bir yanda arkasında Rusya ve Çin’in durduğu İran, Türkiye ve Katar saflaşması şekilleniyor. ABD’nin bölgedeki tavırlarına karşı paralel tepkiler ortaya çıkıyor.
Öte yandan içinde önemli enerji anlaşmaları olan İsrail, Kıbrıs ve Mısır birlikteliği şekillenmektedir. Suudiler ve Körfez Emirlikleri de bu safa yakın durmaktadır. Bu saflaşmaların gidişini Amerika’nın kasım sonrası İran’a uygulayacağı yaptırımlar ve bunun sonucunda ortaya çıkacak gerilimler belirleyecektir.” Konukçu, bu tablo karşısında hem siyasal hem de ekonomik anlamda yaşanan krizlerin Türkiye siyaseti ve halklarına ciddi yansımasının da olacağını söyledi. Konukçu, “Hızlı bir hayat pahalılığı, zamlar, başta inşaat, enerji ve bankacılıkta sektörel krizler bekliyor bizleri. İflas eden şirketler, işten atılan işçiler hızla gündemimize girecek” diye konuştu. Konukçu, muhalefete düşen rol ve sorumlulukları da şöyle sıraladı: “Sosyalistler olarak halkı kriz konusunda bilgilendirmek, aydınlatmak ve krizin faturasını Saray faşizmine ve sermayeye çıkarmak için örgütlenmemize hız vermeliyiz. İflas eden ve üretimi durduran firmaların işçi denetimine alınması ve buralarda üretimin devam ettirilmesi için şimdiden iş yerlerinde işçileri örgütlemeliyiz. İşsizlik karşısında mahalle dayanışmaları örgütleme üzerine kafa yormalıyız. Yaşananın bir kriz olduğunu her noktada haykıran, Saray faşizmini ve kapitalizmi gelecek yoksullaşmanın gerçek sorumluları olarak lanse edecek politik taktikleri birlikte olgunlaştırmamız gerekiyor.”
İSTANBUL