TMMOB İzmir İl Koordinasyonu Kurulu Dönem Sözcüsü Akdemir, kentin kamusal alanlarında rantın yükseltildiği projelerin artışına dikkati çekerek, ‘Kimi zaman yerel iradeler ve merkezi hükümet tarafından manipüle edilmeye çalışılan projeler olabiliyor’ dedi
İzmir’in eko sistemini bozan enerji santralleri, kamu alanlarını gasp eden kararlar, kentsel dönüşüm mağdurları, tarımsal alanların imara açılması gibi pek çok gündem tartışılmaya devam ediyor. Kente dair işlenen bu suçları, Türk Mimar ve Mühendisler Odaları Birliği (TMMOB) İzmir İl Koordinasyonu Kurulu Dönem Sözcüsü Aykut Akdemir, Mezopotamya Ajansı’na (MA) Sevda Aydın’a değerlendirdi.
TMMOB’un bütün ülkede kente ve kamu alanlarına yönelik her türlü hukuksuzluklara karşı tarihi boyunca mücadele verdiğini söyleyen Akdemir, İzmir’de de kentin ve kamu alanlarının savunulması ve bunların sürdürülebilir bir şekilde sonraki kuşaklara aktarılmasının bir zorunluluk olduğunu söyledi.
Kamu yararı olmadığı için
Kentin pek çok yerindeki kamusal alanlarda rantın yükseltildiği projeler yapılmak istendiğini belirten Akdemir, “Burada kimi zaman yerel iradeler ve merkezi hükümet tarafından manipüle edilmeye çalışılan projeler olabiliyor. Bu kurumdaki meslektaşlarımız da kimi zaman mesleki etiği aşabiliyor. Biz bu durumlara itiraz ediyoruz. Bu yüzden de geçmişten beri yerel yöneticilerle ve bakanlıklarla karşı karşıya geldik. Bir plana kamu yararı olmadığı için ‘hayır’ demek bizim görevimiz. Bundan dolayı bize ‘İstemezükçüler’ demek pek de yakışık kalmıyor. Üstelik şimdiye kadar tüm uyarılarımızda hep haklı çıktık ve maalesef ‘Biz demiştik’ demek zorunda kaldık” dedi.
‘İzmir Kent Suçları Haritası’
TMMOB’un 2019 yılında yayınladığı İzmir Kent Suçları Haritası’na değinen Akdemir, kente dair işlenmiş bu suçlardan ders alınmadığını ve belediyelerin sorumluluklarının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini dile getirdi. Birçok projede davaların kazanılmasına rağmen inşaat yapımına devam edildiğini kaydeden Akdemir, “Bu örnekler ve daha fazlasını kentin bir hafızası olarak herkesin ulaşabilmesi için bir haritasını çıkardık. ‘İzmir Kent Suçları Haritası’ sitemizde yer alıyor. Bizim mücadelemiz sonucunda, hukuksal olarak kazandığımız halde yerel yönetimlerin müdahale etmediği suçlar da yer alıyor. Örneğin Balçova sınırları arasında olan İstinye Park AVM inşaatı. Mahkeme bu inşaatın yıkılması yönünde karar vermesine rağmen yerel yönetim bu kararı uygulamadı. Yine Bornova’da Çiçekliköy Mevkiinde okul inşaatı için çıkan yıkım kararı uygulanmadı. Hilton binasının olduğu kamuya ait araziyi Burhan Özfatura verdi, onlarca yıl ödemesi gereken meblağın ödenmediğini öğrendik, şimdi terk ediliyor bina. İnciraltı’daki Özdilek AVM’nin arazisini, Özfatura verdi. Bugün Basmane Çukuru diyerek tarif edilen yer, İzmir’in kalbiydi, ilk garajı orasıdır. Oranın çukur olarak kalmasının tek nedeni Özfatura’nın yanlış politikalarıdır. Buna benzer çok sayıda örnek var” diye konuştu.
‘Hukuk işlemiyor’
Kentin korunması için açtıkları davalar sonucunda mahkemelerin kazanıldığını ancak kararlarının uygulanmadığının altını çizen Akdemir, şunları söyledi: “Hukuk işlemiyor ama kurumsal hafıza da işlemiyor. Bizler kamunun nasıl planlandığını, kurumsal hafızanın korunmasını önemseriz. Bugün seçildikleri partilerin ilkeleri ve programları da artık yöneticileri ilgilendirmiyor. Mesela Narlıdere Belediyesi Başkanı Ali Engin’in İnciraltı’nın imara açılması üzerine itirazlarımıza karşılık olarak söylediği “Mühendisler mi bilecek tarım alanını” ya da kentsel dönüşüm projesiyle ilgili verdiği bir demeçte ‘CHP’ye tek bir oy bile çıkmasa ben bu projeyi yapacağım’ sözleri bizlere ve kendi partisine yönelik bir sınıraşımı durumudur. CHP’nin programında tarım alanlarının korunması ve arttırılmasına yönelik ifadeler var, aksine tarım alanlarının yok edilip, yerine inşaat yapılmasına dair bir ifade yok. Bu yüzden Ali beyin bir iş adamı olmasına bir sözümüz yok ama kimin Belediye Başkanı olduğuna karar vermesi gerekir.”
‘Yoksulların nefes aldığı bir yer’
6 bin yıllık tarihi olan kentin merkezinde, sadece İnciraltı’nın doğal yeşil alan olduğunu vurgulayan Akdemir, bu özelliğinin hukuksal olarak da tanımlandığını hatırlatarak, “İnciraltı, tarım alanı olmakla birlikte bulunduğu çevrenin varoşlarında yaşayan yoksul emekçilerinin de nefes aldığı bir yerdir. Böyle bir yeri, bu kentin insanlarının elinden alıp, lüks villaların inşaatına açamazsınız” diye belirtti.
Acele kamulaştırma kararları
Büyükşehir Belediyesi ile meslek odalarının Kültürpark’ın korunabilmesi için bir çalışma grubunun olduğunu ve “Koruma Amaçlı İmar Planı” çalışmalarının yürütüldüğünü söyleyen Akdemir, çalışmaların henüz tamamlanmadığını belirtti.
“Çeşme projesi” tartışmalarına değinen Akdemir, bölgeye ilişkin art arda alınan acele kamulaştırma kararlarının, bir hukuksuzluk örneği olduğunu söyledi. “Çeşme’de bir proje yok, mimar yok ama belli ki ciddi bir finans hazırlığı yapılmış” diyen Akdemir, Çeşme projesine mesafeli durduğunu söyleyen Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in, kamuoyunu bu konuda daha fazla bilgilendirmesi gerektiğini vurguladı.
İZMİR