Dersim’in dört bir tarafını sarmalayarak genişleyen yangına devlet kurumları müdahale etmezken, bölge halkı kendi imkanlarıyla yangını söndürmeye çalışıyor
Dersim merkez ile Hozat ilçesi arasında olan Geyiksuyu bölgesinde günlerdir süren yangın büyüyerek devam ediyor. İki haftayı aşkın süredir havadan ve karadan yapılan bombardıman sonucu çıkan orman yangınları halkın müdahalesiyle kontrol altına alınmaya çalışılıyor. Birçok bölgede çıkan yangında, binlerce hektarlık alan kül oldu. Geniş bir alanı kapsayan yangının, önceki gece yapılan bombardımanla Sin, Hopka ve Qirkan köylerinin kırsal bölgelerine kadar yayıldığı belirtildi. Yangın Hozat, Çemişgezek ve Ovacık üçgeninde sürüyor. Günlerdir Hozat ilçesinin dört bir tarafı alevler altında yanarken, bu bölgedeki yangınlar Dersim merkez ve ilçelerine kadar sıçradı. Halkın oluşturduğu gönüllü yangın söndürme ekipleri ise çıkan yangınların büyüklüğü karşısında yetersiz kalıyor. Ne ilçe belediyeleri ne de valilik tarafından yangınların söndürülmesi için gerekli çalışma yapılmıyor olması ise büyük tepki çekiyor.
Dersim geleceğimizdir
Devletin hiçbir kurumunun müdahale etmediği iki haftayı aşkın süredir devam eden yangına halk kendi imkanlarıyla müdahale ediyor. Orman İşletme Müdürlüğü’nde bir ekip sadece alanda yangının söndürülmesi için gönüllü ekiplerle çalışma yürütüyor. 40 yıldır yasaklı olan Aliboğazı bölgesine giden yurttaşlar canları pahasına yangını söndürmeye çalıştı. Yangına müdahale için ilk kez müdahaleye giden yurttaşlar, hem doğalarının yakılarak kül olmasına hem de yıllarca bölgeye girememenin üzüntüsünü bir arada yaşadı.
Doğamızla var oluyoruz
Helikopterlerin bombalaması sonucu yangının çıktığını söyleyen yaylacı Cömert Göktür ise, “Güvenlik bölgesi” gerekçesi ile halkın bölgeye gelmesine izin verilmediğini ancak insanların yasağa rağmen kendi çabalarıyla yangını söndürmeye çalıştıklarını söyledi. Ormanların bilinçli bir şekilde yakıldığını vurgulayan ekolojist Nadir Bulut ise, yangının günlerdir sürmesine rağmen hala etkili bir çalışmanın yapılmadığını aktardı. Yangınlarda birçok bitki türü ve yaban hayvanların etkilendiğini söyleyen Bulut, “Ormanlarımız bizim ciğerlerimizdir. Gücümüz yetene kadar söndürmeye çalışıyoruz. En az 200 yerde lokal bir şekilde yangın sürüyor. Doğamız varsa biz de varız. Doğamız yok olunca biz de yok oluyoruz. Doğa katliamlarına son verilsin” dedi. Öte yandan müdahale için bölgeye giden yurttaşlardan Hıdır Zeytin ile Naime Çınar yangından etkilendi. Çınar ve Zeytin hastaneye kaldırıldı.
‘Gelin birlikte söndürelim’
Dersim’de 1990’lı yıllarda köylerin yakıldığı dönemden bu yana orman yangınlarının yaşandığını belirten Dersim Araştırmalar Merkezi (DAM) Yönetim Kurulu Üyesi Selman Yeşilgöz, “Bu bir devlet projesidir. Halkı yerinden yurdundan etmek, bölgeyi insansızlaştırmak için uygulanan bir politikadır” dedi. Tunceli Valiliği’nin bölgeden orman yangını olmadığı yönündeki açıklamasına da tepki gösteren Yeşilgöz, yapılan açıklamayla insanlarla adeta dalga geçildiği ifade etti. Yeşilgöz, ormanların yakılmasının aynı zamanda doğal ortam, ekolojik sistem, bitki türlerin ve yaban hayvanların yok edilmesi olduğunu hatırlattı. 4 gündür yangını kendi imkanlarıyla söndürmeye çalıştıklarını kaydeden Yeşilgöz, “Dersim geçmişimizin yaşandığı, geleceğimizin yaşanacağı bir bölgedir. Dersim geleceğimizdir. Buranın yok edilmesi canımızı acıtıyor. Yasaklı mayınlı olmasına rağmen her şeyi göze alarak yangını söndürmeye geliyoruz” diye konuştu. Sosyal medyada yürütülen çalışmaların anlamlı ancak yetersiz olduğunu dile getiren Yeşilgöz, asıl meselenin Dersim’e gelinerek fiiliyatta bir çalışma yürütülmesi olduğuna dikkat çekti. DERSİM