Cudi ve Gabar’da aylarca devam eden orman yangınlarına ilişkin konuşan Şırnaklılar, yangınların topraklarını terk etmeleri için bilinçli çıkarıldığını söyledi. Şırnaklılar, yaşamlarının yok edilmesine izin vermeyeceklerini belirtti
Şırnak’ta bulunan Cudi ve Gabar dağları ile çevresinde yaklaşık 3 aydır süren orman yangınları doğada büyük tahribatlar yarattı. Çok sayıda bitki, hayvan ve tarımsal ürün yangın nedeniyle zarar gördü. Belirli aralıklarla çıkan bu yangınlar, bölge halkı üzerinde de büyük etki yaratıyor. Yangınlara ilişkin konuşan Şırnak halkı, yangınların askerler tarafından bilinçli çıkarıldığına dikkat çekerek, topraklarından vazgeçmeyeceklerine vurgu yaptı. Şırnak’a bağlı Balveren beldesinde yaşayan Taybet Sidar (45), yaşamlarının doğa üzerine kurulu olduğunu ifade ederek, köyde de hayvancılık, tarım gibi işlerle uğraştıklarını belirtti. Bölgede çıkan yangınlardan oldukça etkilendiklerini dile getiren Taybet Sidar, tarımsal ürünlerinin yakılıp ağaçlarının kesildiğine dikkat çekti. Özellikle menengiç ağaçlarının büyük bir hasara uğradığını kaydeden Taybet Sidar, “Yaşamımızı bunlarla idame ediyoruz. Bunların yakılması bizi oldukça mağdur etti. Sadece bitkilerimiz değil hayvanlarımız da yandı. Eskiden her şeyimizi kendimiz yapardık, yüzlerce hayvan beslerdik. Ama şimdi memleketimiz parayla satılıyor. Orman yangınlarının ardından bölgede hiçbir şeyin kalmadığını gördüm” sözleriyle bölgenin rant alanına açıldığına işaret etti.
‘Ormanlara saldırıyorlar’
“Hey memleket hey memleket, kahramanların yurdu, koyunların yeri, kan emiciler dumana bulamış ormanları” dizeleriyle orman yangınlarına tepki gösteren Taybet Sidar, şöyle devam etti: “Devlet her yerin sahipsiz ve çıplak kalmasını istiyor. Ormanların kime ne sakıncası var ki yakıyorlar? Artık burada kimse yaşayamıyor. Her yeri kameralarla donatmışlar. Kimsenin adım atmasına ve çalışmasına müsaade etmiyorlar. Kürde zarar veren şeyi yapıyorlar. Bizimle baş edemiyorlar diye memleketimize, ağaçlarımıza, ormanlarımıza saldırıyorlar. Bize ve yaşamımıza zarar vermek istiyorlar. Bizi yok etmek ve köleleştirmek istiyorlar. Yaşadığımız sürece toprağımızı bırakmayacağız ve şehirlere yerleşmeyeceğiz. Köylünün geçimini sağladığı menengiç ve alıç ağaçları da yakıldı. Bizi yok edemeyecekler ama yaşamımızı zorlaştırmaya çalışıyor, önümüzü kesiyorlar. Topraklarımızı yakarak, yaşamımızı zorlaştırmak istiyorlar. Bu yangınların tek amacı bizi ve yaşamımızı yok etmek.”
‘Köyümüzü bırakmayacağız’
Balveren beldesinden Zeynep Yıldız (20) da ailelerinden kalan toprakların yakıldığına dikkat çekerek, bu durumun onları rahatsız ettiğini söyledi. Zeynep Yıldız, “Buralarda güzel zamanlar geçirirdik. Şimdi ise buraları yakarak zaman geçirmemizi engellemek istiyorlar. Ormanlarımızın yakılması bizi oldukça üzdü. Buraya yasaklar konuluyor ve insanların girmesi engelleniyor. Neden yakıyorlar burayı? Çünkü burayı kendi bölgeleri haline getirmek istiyorlar. Başka insanların girmesine izin vermiyorlar. Yasaklı bölge olarak ilan ediliyor topraklarımız. Yangın ekonomik anlamda da oldukça zorladı bizi. Ağaçlarımız yandı ve insanlar ürün toplayamaz oldu. Özellikle menengiç ağaçları ile üzüm bağları yakıldı. Bilinçli çıkarıyorlar bu yangınları. Onlar ne yapsa da köylerimizi bırakmayacağız” dedi.
‘Bölgeye gidemiyoruz’
Orman yangınlarının son iki aydır halkı çok zorladığına işaret eden Ayşe İşlek (65), Şırnak’a bağlı Namaz Dağı bölgesinde yaşıyor. Ormanlarının yanmasından kaynaklı bölgeye gidememekten şikayet eden İşlek, “Dağlarımız, ormanlarımız, bağ ve bahçelerimiz yanıyor. Bu durumda kendi toprağımıza giremiyoruz. Tarlalarımızdaki ürünlerimizi toplamamız gerekiyordu ama giremiyoruz. Her şeyimizi yakıyorlar. Ne olursa olsun, ne yaparlarsa yapsınlar burayı bırakmayacağız, toprağımızı terk etmeyeceğiz. Cudi ve Gabar bizim için her şeydir. Bu yaklaşımları asla kabul etmeyeceğiz. Ellerini topraklarımızdan çeksinler. Ne istiyorlar bizden?” diye konuştu.
ŞIRNAK/JINNEWS