Ankara Katliamı’nda yargılanan 19 sanık hakkında verilen ceza, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi tarafından onandı
Ankara Gar Katliamı yargılamasında, 3 Ağustos 2018 tarihinde Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 9 sanığa 101’er kez ağırlaştırılmış müebbet, 9 sanığa da örgüt üyeliğinden ve başka maddelerden verilen cezalar, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Ceza Dairesi tarafından onandı.
Ceza Dairesi, sanıklar hakkında verilen mahkûmiyet kararlarına yapılan itirazı esastan reddederek, cezalarını onayladı. Sanıkların tutukluluk hallerinin de devamına karar veren Ceza Dairesi, aynı zamanda müştekilerin avukatlarının da taleplerini reddetti.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Ceza Dairesi tarafından açıklanan 27 sayfanın sadece 7 sayfasında gerekçe yazıldı. Katılan avukatlarının tüm talepleri yönünden yapılan itiraz ve sanık avukatlarının itirazlarına ilişkin kararın 11 yerinde şu ifadeler yer aldı: “Yapılan yargılamaya, dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, karar yerinde gösterilip incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, cezayı artırıcı ve azaltıcı sebeplerin nitelik ve derecesi takdir kılınarak, savunmanın inandırıcı gerekçelerle reddedilmesine, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre, verilen hükümde bir isabetsizlik bulunmadığı…”
21. Ceza Dairesi tarafından onaylanan cezalar şöyle:
“* Sanıklar Yakub Şahin, Hakan Şahin, Hacı Ali Durmaz, İbrahim Halil Alçay, Resul Demir, Hüseyin Tunç, Talha Güneş, Abdulmübtalip Demir ve Metin Akaltın hakkında ‘Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs’
* Yakub Şahin, Hakan Şahin, Hacı Ali Durmaz, İbrahim Halil Alçay, Resul Demir, Hüseyin Tunç, Talha Güneş, Abdulmübtalip Demir ve Metin Akaltın haklarında ‘Nitelikli Öldürme Suçu’ndan 99 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası
* Sanıklar Yakub Şahin, Hakan Şahin, Hacı Ali Durmaz, İbrahim Halil Alçay, Resul Demir, Hüseyin Tunç, Talha Güneş, Abdulmübtalip Demir ve Metin Akaltın haklarında ‘öldürmeye teşebbüs’
* Sanıklar Yakub Şahin, Hüseyin Tunç, Abdulmübtalip Demir, Metin Akaltın ve Burak Ormanoğlu haklarında ‘izinsiz olarak patlayıcı maddeleri bulundurmak, nakletmek ve muhafaza etmek ‘
* Sanıklar Metin Akaltın ve Burak Ormanoğlu haklarında ‘ateşli silah bulundurma’
* Sanık Hakan Şahin hakkında ‘ruhsatsız silah taşımak’
* Sanık Yakub Şahin hakkında 6136 sayılı Kanuna muhalefet ‘ateşli silah bulundurma’
* Sanıklar Burak Ormanoğlu, Suphi Alpfıdan, Mehmedin Baraç,Yakup Karaoğlu, Nihat Ürknıez haklarında ‘örgüt üyesi olma’
* Sanıklar Esin Altıntuğ ( Durgun), Hatice Akaltın, Yakup Yıldırım ve Abdulhamit Boz haklarında ‘örgüt üyesi olma’
* Sanık Erman Ekici hakkında ‘örgüt yöneticisi olma’”
Eksiklik yok
Sanıklar Esin Altıntuğ ( Durgun) ve Hatice Akaltın hakkında, “izinsiz patlayıcı madde bulundurmak” ve “6136 sayılı Kanuna muhalefet etmek” suçlarından verilen beraat kararı ile kovuşturmanın genişletilmesi talebi ise “Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonucuna uygun şekilde oluşan kabul ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre; delillerde veya işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu, ilk derece mahkemesi kararında usule veya esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı” gerekçesiyle reddedildi.
Avukatlardan tepki
10 Ekim Ankara Katliamı Davası Avukat Komisyonu, konuya ilişkin yazılı açıklama yaparak, kararın katliamın arkasındaki gerçekleri ortaya çıkarmadığını vurguladı. Katliamdan sorumlu bir kısım IŞİD’lilerin yargılandığının vurgulandığı açıklamada, kamusal sorumluluğun örtüldüğüne ve insanlığa karşı suçun yok sayıldığı bir yargılama olduğuna dikkat çekildi.
Açıklamanın devamında şu sorular soruldu: “Katliamı planlayanları ve canlı bombaları katliamdan hemen önce tespit edip, adım adım izleyen ancak hiçbir işlem yapmayanların; canlı bombaları taşıyan araca yol veren, Ankara girişinde ve eylem alanına girişte arama noktalarını kaldıranların; istihbarat saklayanların, ölü ve yaralıların arasına biber gazı sıkanların, sağlık ekiplerinin erken müdahalesini engelleyenlerin hiç mi sorumluluğu yok? Neden tek bir kamu görevlisi yargılanmadı? Yönetici oldukları veya katliama iştirak etikleri açıkça ortada olan bazı IŞİD sanıkları niye sadece üyelikten ceza aldı? Katliam planlayıcılarının tamamı neden dosyada yer almadı, dosyada yer alan firari sanıkların yakalanması için neden hiçbir çaba içerisinde olunmadı, neden sanıklara ilişkin istihbari belgeler saklandı? Katliamın insanlığa karşı suç olduğu gün gibi ortadayken ve bu gerçek bilimsel mütalaalarla oraya konulmuşken neden bu gerçeğe kulak tıkandı?”
Açıklamada, tüm bu soruların cevaplarının belgeleriyle tane tane 205 sayfadan oluşan bir dilekçeyle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurulduğu ve ek beyan dilekçeleri hazırlandığı hatırlatıldı.
HABER MERKEZİ