Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Adnan Selçuk Mızraklı’yı bulunduğu Bünyan 2 nolu T Tipi Cezaevi’nde önceki ay sonunda İHD’den bir grup avukat ziyaret etti. Görüşme hakkında tutulan tutanağı özetleyerek okurlarımızın dikkatine sunuyoruz:
“Televizyonda sadece idarenin belirlediği kanalları izleyebildiklerini, dışarıda neler olduğunu bilmediklerini, kendilerine Yeni Yaşam ve Evrensel gazetelerinin verilmediğini, radyoların toplatıldığını, kantinde satılan frekansları sınırlı olan radyo dinleyebildiklerini,
Pandemi sürecinin başlangıcından beridir açık görüşlerin yasaklandığı, kapalı görüşlerinde sadece bir kişi ile sınırlandırıldığını, bakanlığın telefon görüşmelerinin 30 dakika olacağı yönündeki kararına rağmen iletişim hakkını kullanırken gardiyanların o günkü ruh haline göre süre kısıtlaması yapıldığını, telefon görüşlerinde bazen 15 dakika, bazen 20 dakika, bazen de 30 dakika süre verildiğini,
Pandemi süreci başladıktan sonra sosyal faaliyetler, spor, atölye vb. etkinliklerin yasaklandığını, etkinlikler ve sohbet haklarının engellendiğini, tutuklu ve hükümlü koğuşlarının ayrı olduğunu, tutuklu ve hükümlülerin yan yana gelemediklerini Kayseri cezaevinde sadece 6 tutuklu mahpusun bulunduğunu, bu nedenle sadece 6 kişi ile sohbet edebildiklerini,
Hastaneye sevk konusunda çok büyük sorunların yaşandığını, hastaneye sevklerin en erken 6 ayda yapıldığı, bazen hastaneye sevkler için 1 yıl beklendiğini, mektuplara çok fazla içerik kısıtlaması getirildiğini, zaman zaman mektupların tamamının sakıncalı görüldüğünü ve sadece mektubun geldiği bilgisinin verildiğini,
Kendisine 25 adet halinde 4 parça kartpostallar gönderildiğini ancak bunun da sakıncalı görülerek kendisine verilmediğini, Kendisine verilen 7 kitaptan 3’ünün verilmediğini, verilmeyen kitapların
İsmail Beşikci’nin “Kendini Keşfeden Ulus Kürtler” ile “Orgeneral Mustafa Muğlalı Olayı ’33 Kurşun’’’ ve Ebdurrehman Qasimlo’nun “Kürtler ve Kürdistan” kitapları olduğunu ve bu kitapların kendisine verilmemesi hakkında basın duyurusu yapılmasını talep ettiğini” söylemiştir.
* * *
Kayseri-Bünyan Kadın Kapalı Cezaevi’nde bulunan Gülazer Akın, arkadaşı Gül Güzel’e yazdığı mektubun bir bölümünde şöyle diyor: “Biraz bizi, kendimi anlatayım. İyiyiz. Bu koşullarda sanırım ancak bu kadar iyi olunabilir. Çünkü iyi olmak bir direniş halidir. Tüm yasaklara inat (yüzlerce yasak içinde) yaşama şevkle yol almak temel ilke şu an. Gülüyoruz, türkü söylüyoruz, sanat, edebiyatla uğraşıyoruz. Sonra bağlama çalıyoruz, en son gitarı olan bir arkadaş koğuşa geldi. Bi de gitar merakı da sardı ortamı.
Öyle güzel bir ortam ki, gerçi bazen bağlama sesinden gêj oluyoruz ama yine de güzeldir. Bi de satranç oynuyoruz, Allahım görmen lazım. Turnuvada birinci olduğumu ve arkadaşların hediye olarak siyah, süpürgesi olan bir cadı -el yapımı- verdiklerini yazmış mıydım? (karalamalar için kusura bakma, burda daksil/silici verilmiyor. O da yasak, ülkeyi böler zahar) Başka, bi de spora başladım. Yer yok, koşamıyor, yürüyemiyoruz. Ben de yerimde koşuyor, sonra egzersiz yapıyorum. Okuma ve yazma ile birlikte arkadaşlarla sohbet ayrı bir tat. Bir de virüs nedeniyle dışardaki sizleri ve hepinizi merak etmesek. Lütfen koruyun kendinizi.”
* * *
Ali İhsan Dost, Balıkesir-Burhaniye T Tipi Cezaevi’nde bulunan mahpusların taleplerini şöyle sıralıyor:
* İçeri verilmeyen Yeni Yaşam, Evrensel gazeteleri ve Demokratik Modernite, Jineoloji gibi dergiler içeri verilmeli.
* Sohbet, spor gibi etkinliklerimiz durdurulduğundan odalar arası misafirlik sistemi oluşturulmalı.
* Resim malzemelerimiz orada olduğu için atölyeye çıkarılmak istiyoruz. Bu olmayacaksa, atölyede bulunan resim malzemelerimiz ve tuvallerimiz odaya verilmeli.
* Yasaklanan ve sınırlandırılan ziyaretler yerine yasada yer alan görüntülü telefon hakkı herkese kullandırılmalı.
* Televizyon kanalları cezaevinde kalan tüm tutsakların talepleri gözetilerek düzenlenmeli ve kanal sayısı arttırılmalı.
* Paralarımızın faizinden elde edilen parayla bizlere temizlik malzemesi, top, maske ve eldiven verilmeli.
* Maske ve eldiven özellikle telefona çıkarken verilmesi gereken zorunlu maddelerdir.
* Kantinde satılan ürünler çeşitlenmeli, tütün satışına tekrar başlanılmalı.
* Hastane dönüşünde haksız bir biçimde havalandırması olmayan hücreye konulma tedbirinden vazgeçilmeli.
* Ayda ancak iki kez çıkabildiğimiz kapalı görüşlerdeki süre arttırılmalı.
* Fotoğraf çekimlerine ara verilmişti. Hijyenik koşullar oluşturarak foto çekime başlanmalı.
* Dışarıdan koli ile gelen kırtasiye ve benzeri malzemeler bize verilmeli.
* Telefonla konuşabildiğimiz son derece sınırlı kişilerin kapsamı genişletilmeli.
* Başta İmralı F Tipi Cezaevi olmak üzere genelde sürdürülen tecride son verilmeli.
* * *
Kırıkkale F Tipi Cezaevi’nde bulunan İHD Ankara Şubesi eski başkanlarından Halil İbrahim Vargün, Yeni Yaşam gazetesinin cezaevine girmesine niçin engel olduklarını Basın İlan Kurumu’na sordu. Okurumuz gazetemizi içeride okuyabilmek için yasalar nezdinde ne yapılabilecekse sonuna kadar uğraşacaklarını belirtiyor.
* * *
Burhaniye T Tipi Cezaevi idaresi, kadim mahpuslardan Bêjdar Ro Amed’in bana göndermek istediği kartı, “PTT tebrik kartı dışında kart kabul etmiyor” iddiasıyla kendisine geri vermiş. İnsan bu kadar uyduruk -elbette doğru olmayan- gerekçe karşısında gerçekten ne diyeceğini bilemiyor. Bu arada, bu cezaevinde artık iki haftada bir spor için çıkaracaklarını söylemişler.
* * *
İzmir-Şakran 2 nolu T Tipi Cezaevi’nde bulunan Nihat Ekmez, Gurbetelli Ersöz hakkında bir kitap çalışması yapıyordu. Ancak içeride bulunan 70-75 mahpus hakkında açılan bir dosya kapsamında bir arama yapılmış ve yanlarında bulunan yazılara el konulup, dosyaya dahil edilmiş. Bunlar, dosyada delil olarak gösterilecekmiş(!)
MEKTUBU GELENLER:
Bêjdar Ro Amed – Bandırma 1 nolu T Tipi Cezaevi
A. İhsan Dost – Burhaniye T Tipi Cezaevi
H. İbrahim Vargün – Kırıkkale F Tipi Cezaevi
Nihat Ekmez – Şakran 2 nolu T Tipi Cezaevi