AKP Milletvekili Şirin Ünal’ın silahıyla şüpheli şekilde yaşamını yitiren Kadirova’nın ölümüyle ilgili yeni görüntüler çıktı ortaya. Gazetemize konuşan ağabeyi Muhammed Ali Kadirov, ‘Her şey ortada’ diyor
Nevin Cerav
Özbekistanlı Nadira Kadirova 23 yaşında, hayat dolu, genç bir kadındı. Türkiye’ye çalışmak, hayallerini gerçekleştirmek ve çok sevdiği için gelmişti. AKP İstanbul Milletvekili Şirin Ünal’ın Ankara’daki villasında, Ünal’ın yatalak eşinin bakıcısı olarak çalışıyordu. Ailesi ve arkadaşlarının anlatımına göre, hayata bağlı bir insandı ve üniversiteye hazırlanmak için dershaneye gidecekti. Yani hayata dair planları vardı…
23 Eylül 2019’da Nadira Kadirova, yanında çalıştığı Şirin Ünal’ın evinde şüpheli bir şekilde hayatını kaybetti. Ankara Emniyet Müdürlüğü, henüz ön otopsi raporu dahi çıkmadan Kadirova’nın Şirin Ünal’ın silahıyla intihar ettiğini açıkladı. Emniyetin Kadirova için yaptığı “İntihar etti” açıklaması ne ailesini ne basını ne de kamuoyunu tatmin etti. Çünkü ortada yanıtlanmayan onlarca soru işareti vardı ve bu soru işaretleri aradan geçen bir yıla rağmen hâlâ giderilmedi.
Her şeyi anlatan görüntüler
Nadira Kadirova’nın şüpheli ölümünün ardından açılan soruşturma dosyası, 2020’nin ilk aylarında takipsizlik kararı verilerek kapatıldı. Kadirova ailesinin avukatı Prof. Dr. İlyas Doğan, 30’u aşkın kadın avukatı da dahil ettiği bir dilekçeyle takipsizlik kararına itiraz etti. Fakat sonuç değişmedi ve şüpheli ölüm Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) taşındı.
AYM’nin kararı beklenirken, geçtiğimiz hafta Nadira Kadirova’nın şüpheli ölümüyle ilgili yeni ve önemli bir gelişme yaşandı. Kadirova’nın hayatını kaybetmesinin ardından olay yeri inceleme ekibinin görüntüleri çıktı ortaya. Bu görüntüler, yargının gidermediği şüpheleri daha da arttırdı. “Odasında kapıyı kilitledikten sonra silahla kendini vurdu, intihar etti” denilen Kadirova’nın odası, olay yeri inceleme ekibinin çektiği kadarıyla adeta bir savaş alanı görüntüsüne sahip. Kadirova’nın yatağı darmadağın, elbiseler, ayakkabılar yerlerde, eşyalar ters dönmüş, odanın birçok yerinde kan izleri var.
Deliller hep dosyadaymış
Nadira Kadirova’nın yatılı olarak çalışırken kaldığı, yaşamını yitirdiği odanın görüntüleri kamuoyunda büyük tepkiyle karşılandı. Çünkü bu görüntüler Kadirova’nın ölümünün neden şüpheli olduğunun da en büyük kanıtlarını yansıtıyor. Onlarca delili gözümüze sokan olay yeri inceleme ekibinin görüntülerini, Kadirova ailesinin avukatı Prof. Dr. İlyas Doğan ve Nadira Kadirova’nın abisi Muhammed Ali Kadirov ile görüştük.
İlk olarak konuştuğumuz Prof. Dr. İlyas Doğan, görüntülerdeki önemli ve şüpheli ayrıntıları değerlendirdi.
İlk olarak bu görüntülerin nasıl ve neden şimdi ortaya çıktığını sorduk Doğan’a. Doğan, bu görüntülerin başından beri zaten soruşturma dosyasında yer aldığını söylüyor ilk elden. Ardından ayrıntılarıyla ilgili şu bilgileri veriyor: “Başından beri vardı bu görüntüler dosyada. Gizlilik kararı olduğu için ben de göremedim o zaman. Görüntülere ancak takipsizlik kararından sonra ulaşabildik. Ben bu soruşturmaya yönelik takipsizlik kararı verildiğinde hatta yaptığım itirazda özellikle belirttim. Bu görüntüler izlenmelidir, dedim. Bu videolardaki bilgiler görmezden gelinmiştir, dedim. Bu videodaki delillerin hepsinin değerlendirilmesi gerekirdi. Fakat ne yazık ki dikkate alınmadı.”
Ölüm anı açısı çelişkili
Doğan, görüntülerdeki ayrıntılarla ilgili önemli bilgiler veriyor. Videoda Kadirova’nın ölmesine neden olan kurşunun duvara saplı olduğunu, dolayısıyla ölüm anındaki açının belirlenmesinin gerektiğini söyleyen Doğan, kanıt niteliğinde bilgiler aktarıyor: “Olayın sıcaklığında bunu belirlemek son derece kolayken belirlenmemiş. Belirlenmeyince kişinin ölüm senaryosunda belirsizlikler ortaya çıkıyor. Yani, ayaktayken mi ateş edildi yoksa otururken mi? Yakından mı vuruldu yoksa uzaktan mı şeklinde netleştirilebilirdi. Görüntülerde kurşunun saplandığı yer ile Nadira’nın düştüğü yer farklı, böyle bir çelişki var. Ayrıca Nadira zaten kalbine ateş etmiş. Kalbine ateş edilen kişi nasıl ayakta kalabilir, dolaşabilir. Farklı 3 ayrı yerde kan birikintisi var odada. Bunların hepsinin aydınlatılması gerekiyor ama ne yazık ki soruşturma makamı bunların üzerinde durmamış.”
İnceleme rastgele yapılmış
Olay yeri inceleme ekibinin görüntülerinde, odada Şirin Ünal’ın kızı Duygu Ünal’ın da olmasını değerlendiren Doğan, olayla ilgisi olabilecek kişilerin kesinlikle olay mahalline sokulmaması gerektiğini vurguluyor. Delillerin toplanmadığını hem de biraz karışık hale getirilmiş olduğunu söyleyen Doğan, şu ifadelerle devam ediyor: “Görüntülerde olay mahallinde Duygu Ünal polislerle beraber dolaşıyor. Dolaşınca ayaktan bir iz kalıyor yerlerde. Mesela olay anında acaba Nadire Kadirova yalnız mıydı, yoksa başka birisi de var mıydı? Çünkü bunlar ‘Kapı kilitliydi, kapıyı açamadık’ diyorlar. Biz olay sırasında bu kişinin ayak izleri içerideyse, bu durumda nasıl tespit edeceğiz öncesini? Hatta böyle şey bir tespit edilse, edilmemiş ama edilse bile diyecek ki, ‘Siz varken ben sizin yanınızdayım.’ Dolayısıyla daha önceden böyle bir iz varsa bu da kapanmış olacak. Karıştırılmış oluyor bu şekilde deliller. Normalde olay yerinde hemen önlem alınır ve olası olayla ilgisi olabilecek kimse olmaz. Fakat zaten forumlarda da yazıyor ‘Olay yeri önlemi alınmadı’ diye. Rastgele bir inceleme yapılmış gibi bir görüntü var maalesef.”
Oda delil kaynıyor
Nadira Kadirova’nın kalbinden vurulduğunu ve kurşunun atardamarına isabet ettiğini söyleyen Doğan, uzmanların atardamara gelen bir atış sonucu kişinin kendinden geçmesinin birkaç saniye sürdüğünü belirttiklerini paylaşıyor. “Böyle bir atışta kişinin odada gezemeyeceğini” dile getiren Doğan, görüntülerin ise tersi bir durumu göstermesine dikkat çekerek, şu ifadelerde bulunuyor: “Bir de şöyle dikkat çekici bir şey var videoda, sehpa ters dönmüş, sehpanın altından sızan kan birikintisi var. O sehpanın kaldırılıp altındaki kan birikintisinin hacmine bakılmalıydı. Ama bunlar yapılmamış. Olay yeri ekibi bir olay yerine girdiği zaman hiçbir şeye dokunmadan görüntüsünü çeker. Kurallar gereği böyledir. Dolayısıyla, odadaki karışıklık Nadira’nın ölümü sırasında olmuş muhtemelen. Ama intihar eden biri o kadar eşyayı yerinden oynatamaz ki, yani mümkün değil mantığa, akla aykırı bu.”
Kanında ‘tecavüz hapı’ çıktı
Dosyada görmezden gelinen, üzeri kapatılan bir başka ayrıntı da Nadira Kadirova’nın kanında bulunan bir ilaç. ‘Tecavüz hapı’ olarak da adlandırılan bu ilacın Kadirova’nın bedeninde neden bulunduğu da karanlıkta bırakılan noktalardan biri. İlyas Doğan, bu konuyla ilgili de çok ilginç bilgiler veriyor. Diyor ki: “Nadira’nın kanında bazı ilaçların etken maddeleri çıkmıştı. Bunların acil müdahale sırasında kullanılıp kullanılmadığını Ankara Şehir Hastanesi’ne başvurarak sordum. Fakat Ankara Şehir Hastanesi bana bu bilgiyi vermeyi reddetti. Düşünün gencecik bir insan ölmüş, bu insana müdahale ederken hangi ilaçları kullandınız sorusunun cevabı verilmiyor. Avukatlık kanununa göre de Ankara Şehir Hastanesi yetkilileri suç işledi bu bilgileri vermeyerek.”
Görüntüler AYM’ye de verildi
Nadira Kadirova’nın dosyası şu anda AYM’de. Takipsizlik kararının ardından şüpheli ölümü AYM’ye taşıyan Prof. Dr. İlyas Doğan’a, onlarca soru işaretine ve delile rağmen AYM’den de olumsuz bir karar çıkarsa ne yapacağını soruyoruz. “AYM’den de olumsuz bir karar çıkarsa dosyayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşıyacağız mecburen” diye cevap veriyor Doğan. Ardından şu sözleri sarf ediyor: “Açıkçası benim beklentim AYM’nin bu delillerin ihmal edilmesini göz önüne alarak soruşturmanın yeniden yapılmasıyla ilgili karar almasıdır. Benim beklentim budur, ideal olan da budur. Yani eğer Nadira’nın ölümüyle ilgili bir yanlış varsa bunu kendi hukuk sistemimiz düzeltmeli. İsteğimiz bu yönde. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne niye gidelim ki? Anayasa Mahkemesi de bu görüntülere bakacak, bizim eklediğimiz, dikkat çektiğimiz hususları inceleyecek ve buna göre karar alacaktır diye düşünüyorum.”
Kardeşim öldürülmeden önce darp edilmiş
Nadira Kadirova’nın şüpheli ölümüne dair birçok delilin olduğu olay yeri inceleme ekibinin görüntülerini ağabeyi Muhammed Ali Kadirov’la da konuştuk. Kadirov, inanılmaz derecede üzgün olduğunu söylüyor sözlerine başlarken. Ardından, görüntülere dair şu değerlendirmeyi paylaşıyor bizimle: “Her şey ortada, görüyorsunuz. Başından beri ben cinayet olduğunu söylüyorum. Bundan sonra da cinayet demeye devam edeceğim. Çünkü bu bir cinayettir. Hiçbir şekilde bir intihar değildir. Görüntülerde dikkatinizi çekiyorsa odada bir boğuşma olduğu görülüyor. Sehpalar ters çevrilmiş, yatak, çarşaflar darmadağınık. Zaten yatağın yeri orası değil, yatak kenara çekilmiş. Dolaplar boşaltılmış, odanın her tarafında kan var. Elbiseler bir tarafta, çantalar her bir tarafta. Bunların hepsi odada boğuşma olduğunu gösteriyor. Kardeşim iki-üç kişi tarafından darp edilmiş gözüküyor bence. Zaten kardeşimi memlekete götürdüğümüzde, gasilhanede yıkanırken vücudunun birçok yerinde morluk vardı. Sol gözünün altında da morluk vardı, darp edildiği açıktı. Odadaki görüntüleri görüyorsunuz, odada boğuşma olduğu çok belli.”
‘Hiç mi utanmıyorsunuz?’
Kardeşi Nadira’nın kaldığı odada bulunan kalorifer peteğine dayandığını ve o pozisyondayken de kendisini vurduğunun söylendiğini hatırlatan Kadirov, “Deniyor ki, Nadira kalorifere dayanarak kendisini vurdu, öldürdü. Ya kaloriferde kan izi bile yok, pırıl pırıl, bembeyaz kalorifer. Orada intihar etse böyle mi olur sonuç. Bu görüntüler dışında başka görüntüler de var ama daha kimse görmedi. Kardeşimin kafasının arkasına da vurulmuş demir gibi bir şeyle. Bence silahla vuruldu kardeşimin kafasına” bilgilerini veriyor.
Adli Tıp Kurumu’nun raporunda, silahta Nadira’nın parmak izlerinin olmadığını söyleyen Muhammed Ali Kadirov, birçok delilin de ortaya çıkarılmadığına dikkat çekiyor. Önemli detayları anımsatan Kadirov, kardeşinin cinayete kurban gittiğini şu örneklerle açıklıyor: “İntihar notu bıraktı dediler ama o notu yazdığı kalemin parmak izlerini almadılar. Nottaki yazılar incelenmedi, yazı Nadira’nın mı değil mi diye. Yani tüm bu deliller ne oluyor şimdi? O yüzden bu bir cinayettir diyorum.”
‘Suçları örtbas ettiler’
Nadira Kadirova’nın şüpheli ölümüyle ilgili AKP Milletvekili Şirin Ünal’ın sorgulanmadığını ve korunduğunu vurgulayan abi Kadirov, şu eleştirilerde bulunuyor: “Hiç mi utanmıyorsunuz, hiç mi Allah’tan korkmuyorsunuz? Yani bu milletvekilidir, dokunulmazlığı var diyorlar. Bu nasıl bir dokunulmazlık ya? Türkiye küçük bir ülke mi, 82 milyonun olduğu bir ülke. Bir milletvekilinin dokunulmazlığı var diye böyle bir olay nasıl soruşturulmaz? Bir sürü delil var ortada. E şimdi bunlar milletvekiliyim diye bunları yapıyorsa, gerideki erkekler neler yapıyordur. Yani böyle bir hukuk sistemi olur mu? Allah kahretsin ya, bu nasıl bir şey? Bu görüntülerin savcılığın, devletin elinde olması gerekiyordu. Ama bu görüntüler ne Adli Tıp uzmanlarının elinde ne savcılığın ne de devletin elinde. Niye? Çünkü suçlarını örtbas ettiler. Bundan sonra da suçlarını örtmek için ellerinden ne gelirse yapacaklar. Allah kahretsin.”