Ana akım medyanın kullandığı dilin göçmenlere karşı şiddet olaylarını arttırdığını ifade eden gazeteci Ercüment Akdeniz, ‘Mültecilerle ilgili uluslararası gazetecilik normlarından çok uzak bir medya dili var’ dedi
Suriyeli mültecilere karşı gelişen nefret dili, son zamanlarda fiziki şiddetin de dozunu arttırıyor. Özellikle İyi Partili Ümit Özdağ’ın Suriyelileri hedef alan sözlerinden sonra neredeyse her gün bir şiddet vakası yaşanıyor. Samsun’da 14 Eylül’de 20 kişilik bir grubun ırkçı saldırısına uğrayan Suriyeli Eymenh Hammamı isimli bir çocuk yaşamını yitirirken, yaşanan saldırılara karşı yapılan şikâyetler de genel olarak dikkate alınmıyor. Mültecilere karşı şiddetin bu kadar tırmanmasında medyanın rolü ise çok büyük. Evrensel Gazetesi yazarı Ercüment Akdeniz, Suriyeli göçmenlere karşı artan şiddet olaylarında medyanın rolünü yorumladı.
Çocuklar kutuplaşıyor
Ekonomik sıkıntıların sınıfsal nedenini göremeyen insanların ırkçılıktan beslendiğini ifade eden Akdeniz, bunun halklar arasında çatışma ortamı doğurduğunu belirtti. Suriye’de yaşanan göçün 10. senesine girdiğini aktaran Akdeniz, “Bu geçen 10 yılda büyükler arasındaki husumeti geçtik, şimdi çocuklar arasında bir kutuplaşma var. Toplumda büyük bir çatışma dinamiği birikmiş durumda. Esas tehlikeli olan şey budur. Samsun’a, Kırıkhan’a bakıyorsunuz öldürme şüphesiyle yakalananlar çocuk. Bu Türkiye’nin yakın geleceği açısından en büyük tehlikelerden birisi. Biz olayın bu yanını görmeliyiz” dedi.
Öcü gibi yansıtılıyor
Mültecilerin medyada “kaçak” olarak anıldığını ifade eden Akdeniz, “İnsanlar savaştan kaçıp, can güvenliği için bir yere sığınıyorlarsa, bu insanlara kaçak demek ne kadar doğru. Kaçak dediğiniz zaman bu algı bilinçaltında kaçaklara karşı güvenlik sorununu getiriyor. Öyle olunca da o zaman mülteciler öcü, toplumun korkması gereken bir kitle olarak algılanıyor. Oysaki esas korumaya ihtiyacı olan onlar. Çünkü vatandaş bile değiller, birçok haktan mustaripler” diye belirtti.
Mülteciler ikinci olarak da “yakalandı” diye haberlere konu olduğunu vurgulayan Akdeniz, bu ifadenin toplumun genelinde göçmenler için suçlu algısı yarattığını söyledi. Bu dilin toplumun büyük kesiminde önyargı yarattığının altını çizen Akdeniz, en önemlisinin de özellikle işsizlik sorununda medyanın gerçek nedenlere yer vermemesi olduğuna dikkat çekti.
3 kategoriye ayrılıyor
Özgür basının mülteci hakları konusunda buzkıran gemisi işlevi gördüğünü vurgulayan Akdeniz, medyanın geri kalanının ise iktidar elinde tekelleştiğini söyledi. Medyayı mülteci haberleri konusunda üç kategoriye ayıran Akdeniz, ilkinin iktidar penceresinden bakan havuz medya olduğunu ifade etti. İkinci kategoride de sağ ve sol ulusalcı milliyetçi medyanın yer aldığını söyleyen Akdeniz, onlarda da önce Türklerin çıkarlarının geldiğini belirtti. Üçüncü olarak da özgürlüğü, demokrasiyi savunan medyanın geldiğini dile getiren Akdeniz, onların da iktidar tarafından büyük bir baskı altında tutulduğunu söyledi. Bu medyada da göçmenlerin sadece hak ihlali haberleriyle gündeme geldiğinin altını çizen Akdeniz, meselenin sosyolojik, sınıfsal, kültürel boyutuna inilmesi gerektiğini savundu.
İSTANBUL