TJA’nın ‘Kendimizi Savunuyoruz’ sloganıyla başlattığı kampanya, bir çok kentte çeşitli etkinliklerle gerçekleştiriliyor
Tevgera Jinên Azad’ın (TJA-Özgür Kadın Hareketi) tecride, tacize, tecavüze, siyasi soykırıma ve inançlara yönelik saldırılara karşı 15 Eylül tarihinde duyurduğu “Em Xwe Diparêzin” (Kendimizi Savunuyoruz) kampanyası birçok eylem ve etkinlikle hayata geçiriliyor. Jinnews’te yer alan habere göre; kampanya kapsamında Van’ın Edremit, Tuşba ve İpekyolu ilçelerine giden TJA aktivistleri, ilçelere bağlı birçok mahallede kadınlarla bir araya gelerek erkek-devlet şiddetine karşı kendini savunma yöntemlerini tartıştı.
Saldırılara karşı savunma
Edremit ilçesine bağlı Şehit Fırat Mahallesi’ni dolaşan TJA aktivistleri, birçok dilde “Em Xwe Diparêzin” yazan el bildirileriyle bahçede, evde, sokakta kadınlarla bir araya geldi. Kadınlarla buluşmada kampanyanın içeriğine değinen Halkların Demokratik Partisi (HDP) Edremit İlçe Eşbaşkanı Şükran Şen, “Bizler hangi şekilde olursa olsun kendimizi her türlü şiddete karşı koruyacağız. Çocuklarımızı, komşularımızı, dilimizi, kimliğimizi her türlü saldırıya karşı savunacağız” dedi. Ziyaretlerin ardından sohbet eden kadınlar kampanyaya tam destek vererek TJA’lıları ilgiyle karşıladı. İpekyolu’nda da TJA’lılar, Karşıyaka Mahallesi’ndeki kadınlara öz savunmanın gerekliliklerini anlatarak, konuyla ilgili broşürler dağıttı.
TJA’nın Ege kentlerindeki kampayanın start etkinliklerine Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven katıldı. Kampanyanın hem Türkiye hem de bölgede süreceğini dile getiren Güven, kadınların sorunlarının sadece Türkiye ve bölge ile sınırlı olmadığını, evrensel olduğunu belirtti. Kadına yönelik şiddet, ayrımcılık, eşitsizliğin dünyanın her yerinde olduğunu ifade eden Güven, “Kampanyanın amacı gelişen bu şiddet koşullarına karşı kadın olarak kendin olabilmek ve kendi özsavunmamızı geliştirebilmemiz için kendimizi savunuyoruz, ‘Em xwe diparêzin’ dedik. Her alanda kendimizi savunmak zorundayız. Çünkü saldırı sadece kadın kimliğimize gelmiyor. Birçok kimliğimize saldırılıyor. Örneğin biz anneyiz, Kürt’üz, Türk’üz, Aleviyiz. Erkek egemen zihniyet her alanda ‘Önce kadını vurun’ anlayışıyla kadına saldırıyor. O nedenle önce bizim refleks gösterip kadın kimliğimizi sahiplenip, bütün diğer alanlarda saldırıları boşa çıkarmamız, diğer kimliklerimizi de ortaya çıkarmamız gerekir” şeklinde konuştu.
Omuz omuzayız
Kampanya dolayısıyla bölgede olduğu gibi İzmir, Aydın, Denizli ve diğer kentlerde de çalışmalar yürütüldüğünü kaydeden Güven mücadelenin uzun erimli olduğuna işaret etti. Güven, kadını yok sayma gibi politikaların en az 5 bin yıllık bir geçmişe sahip olduğunu dile getirirken, “Dolayısıyla onları hemen sonlandırmak imkansız gibi görünüyor ama imkansızı gerçekleştireceğiz. Çünkü ütopyanın imkansız olan değil henüz gerçekleşmemiş olan olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla bu konuda TJA olarak Kürdistan’dan örgütlüyoruz ama Türkiye’deki bütün kadın kurumlarıyla da istişare içindeyiz, el ele omuz omuzayız. Nasıl ki İstanbul Sözleşmesi için eylem ve etkinliklerde ortaklaştıysak gene bu kampanya vesilesiyle de ortaklaşacağız” dedi.
Kampanyanın aslında erkeği dönüştürme projesi olduğunun altını çizen Güven, erkeğin erk zihniyetten kaynaklanan tüm davranış ve tutumlarından arınması gerektiğini vurguladı. Güven, “Erkek arkadaşlarda hem değişim dönüşümü sağlamak hem aile olgusunu demokratikleştirmek hem özgür eş yaşamı örmek için bir altyapı çalışmasıdır. Kampanyamız çok amaçlıdır. Hiçbir erkek bundan sonra öyle çok rahat elini kolunu sallayarak kadına şiddet uygulayamayacak. Psikolojik şiddet de ekonomik şiddet de sosyal kültürel şiddet de uygulayamayacak. Gül ve dikenin de olduğu gibi özsavunmamızı geliştireceğiz. Bize elini uzatanlar bilmelidir ki biz de karşılığını vereceğiz, kurbanlık koyun değiliz” diye konuştu. Güven, kadınların her yerde kendisini savunacağını yinelerken, Türkiyeli kadınlarla mücadeleyi en üst aşamaya taşıyacaklarını sözlerine ekledi.
KADIN SERVİSİ