Türkiye’de maden yağması Afrika’da yaşanan süreci aratacak nitelikte. İktidar, maden şirketlerinin bütün taleplerini yerine getirerek ihalelere çıkarken taleplerin büyük çoğunluğu sermayenin noktasal taleplerini içeriyor
Yusuf Gürsucu
AKP iktidarı eylül ayı içinde 68 il, 766 noktada 900 bin hektara yakın orman, mera, yayla ve tarım arazisini kapsayan alanlarda maden sahaları için ihaleler yaptı. Kim hangi ihaleyi aldı bunu bilmiyoruz, çünkü herhangi bir açıklama henüz yapılmış değil. 68 ilin 20’sini kapsayan araştırmamızda bu 20 ilde 363 bin 859 hektar alanla ilgili bazı dikkat çekici noktaları özetlemeye çalıştık. Bu 20 ili seçerken bölgelerden çok, son dönem HDP nezdinde Kürt halkına dönük saldırı olarak nitelenebilecek gelişmeler üzerinden HDP’nin en çok oy aldığı ve Kürt halkının yoğun olarak yaşadığı coğrafyayı içerdik. Gelecek dosyalarımızda Karadeniz, Akdeniz, Ege ve diğer bölgeleri de ayrı ayrı ele alarak iktidarın maden sahaları ile neyi amaçladığını ve sonuçlarını paylaşmaya çalışacağız.
20 ilde 364 bin hektar!
Bugünkü dosyamızda Sivas, Erzincan, Dersim, Erzurum, Maraş, Adıyaman, Bingöl, Bitlis, Siirt, Diyarbakır, Mardin, Urfa, Elazığ, Ağrı, Hakkari, Şırnak, Malatya, Muş, Van, Batman ve Antep olmak üzere 20 ilde toplam 363 bin 859 hektar alanın özelliklerini incelerken bu alanların noktasal toplamı 284 adet olduğunu ve 199 adet noktanın ise maden şirketlerinden gelen talepler üzerinde oluşturulduğunu gördük. Bu arazilerin içinde Sivas, Erzincan, Dersim, Malatya, Elazığ, Bingöl ve Adıyaman coğrafyası birbirine sınırlarla ulaşırken bu 8 ilin kesiştiği noktalarda altın, gümüş, demir, bakır, çinko ve krom gibi maden işletmelerini içeren bir bölge olarak işaretlendiğini gördük.
Sermaye organizasyonu
Maden işletmelerinin doğal yaşam üzerindeki etkilerine bugüne kadar çokça değinildi. Yer kısıtlığı nedeniyle bu noktaya ağırlık vermeden maden ihalelerinin nasıl işlediğini ve taleplerin nasıl toplandığını göstermeye çalıştık. Bu süreçte Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın, MTA’nın, MAPEG’in ve UMREK’in sermaye yararına nasıl bir işlev üstlendiklerine bakacağız. MTA bugüne kadar yaptığı binlerce metre sondaj ile elde ettiği verileri ‘Ulusla Maden Kaynak ve Rezerv Raporlama Komisyonu’na (UMREK) gödererek uluslararası talep toplama işlevini üstleniyor. MAPEG ise bu talepler üzerinden ihaleler hazırlayarak hem talep noktalarını hem de olası talepleri içererek satışa çıkıyor. Tüm bu organizasyonun tepesinde ise Bakanlık yer alıyor. Ayrıca Türkiye Yerbilimleri Veri ve Karot Bilgi Bankası (TÜVEK) kuruldu. Önemli bir diğer kurulan kurum ise ‘Uluslararası Maden Arama ve İşletme AŞ (UMAŞ) ile yurtdışı yatırımlara sermayenin ilgisi toplandı.
UMREK’in işlevi
UMREK’in oluşturulmasına ilişkin kanun Eylül 2016’da Meclis’ten geçerek yasalaşmıştır. UMREK’in işlevi şöyle belirtilmiş; maden arama faaliyetleri sonucunda ortaya çıkarılan cevher özelliklerinin ve miktarının uluslararası kabul görecek bir standarda göre belirlenmesi, maden arama, araştırma ve üretimi esnasında yapılan çalışmaların şeffaflığının ve güvenilirliğinin artırılması, küreselleşen dünyada ve serbest piyasa ekonomisi koşullarında; madenciler, yatırımcılar ve finans kuruluşları arasında görüş birliğinin sağlanması, global madencilik yatırımlarının artması sebebiyle uluslararası geçerliliği olan bir kaynak/rezerv raporlama standardına duyulan ihtiyacın giderilebilmesi, yatırım riskinin asgari düzeye indirilmesi ve olası manipülasyonların önüne geçilebilmesi gibi başlıklar UMREK’in işlevinin özeti.
Rezervlerin işlenmesi
Buluculuk; kaynak veya rezervin ‘Ulusal Maden Kaynak Ve Rezerv Raporlama’ yani UMREK koduna göre hazırlanmış rapor sonucunda ortaya çıkartılması ve bu bağlamda MTA’nın da buluculuk raporlarını UMREK koduna göre hazırlanması yasada yer aldı. Görünür Rezerv Geliştirme Hakkı; UMREK koduna göre hazırlanmış rapor ile belirlenen görünür rezervden, bu görünür rezervi ortaya çıkaran gerçek/tüzel kişiler ve/veya kamu kurum ve kuruluşlarının aldığı pay şeklinde tanımlanarak kanuna eklendi. Muhtemel rezerv alanlarının IV. Grup maden işletme ruhsat sahalarında 10 yıl, diğer grup maden işletme ruhsat sahalarında 5 yıl içinde Ulusal Maden Kaynak ve Rezerv Raporlama koduna göre kaynak ve/veya rezerv haline getirilme zorunluluğu yasaya işlendi.
Bürokrasi kalktı
UMREK’in en önemli işlevlerinden birisi ise bürokrasinin azaltılması ve işlemlerin hızlandırılmasının sağlanması. Bu amaçla, Mülga MİGEM yeni bir bakış açısıyla re-organize edildi. İş süreçleri analiz edilip yeniden düzenlendi. Genel Müdür onayıyla yapılan iş ve işlemlerin yüzde 75’i alt birimlere devredilerek işlemler hızlandırıldı. Ayrıca; “Kamu Hizmetlerinde İşlemlerin Basitleştirilmesi Suretiyle Etkinliğin Artırılması Projesi” kapsamında MAPEG ile diğer bağlı ve ilişkili Kurumların bünyesinde yapılan işlemler ile ilgili sürelerde iyileştirmeler yapıldı ve işlem sürelerinin personelin performans değerlendirmesinde bir kriter olması sağlanırken bürokratik süreç sermaye lehine kaldırıldı.
e-MADEN uygulaması
e-Maden uygulaması ile işlem ve hizmetlerde hız ve şeffaflık artırıldı, 32 farklı kurum ile veri alışveriş entegrasyonu kuruldu. e-Maden ile ruhsat hukukuna ilişkin 700’ü aşkın iş ve işlem elektronik ortama alındı. Ayrıca; e-Devlet sistemi ile entegre olması amacıyla e-Maden uygulamasının bir parçası olan “Maden Kamu Portalı” açıldı. Oluşturulan Maden Koordinasyon Kurulu ile Kamu ve özel sektör tarafından yapılan veya yapılacak madencilik yatırımlarına ait; İzin süreçlerinin takibini yapmak, Denetimi ve koordinasyonunu sağlamak, Yatırım süreçlerini hızlandırmak amaçlandı. Tebligat ile alakalı yaşanan sıkıntıları engellemek için Kasım 2017 itibarıyla KEP uygulamasına geçildi. Orta ve büyük ölçekli yatırımları yakından takip ederek bürokratik işlemlerin tek merkezden hızlı bir şekilde sonuçlandırılmasını hedefleyen Tek Durak Ofisi MAPEG bünyesinde oluşturuldu.
TÜKEV ve UMAŞ
Türkiye Yerbilimleri Veri ve Karot Bilgi Bankası (TÜVEK) işlevi ise; Madencilik faaliyetleri sırasında üretilen veri ve numunelerin arşivlenerek, kullanıma sunulması ve bu sayede ihtiyaç duyulan bilgiye ulaşmanın kolaylaşması; kaynaklarının etkin, verimli ve ekonomik olarak kullanılmasının sağlanması TÜKEV’in görevleri arasında.
Jeolojik verilerin TÜVEK BS yazılım programı üzerinden sisteme girilerek şirketlerin erişimi sağlandı. Uluslararası Maden Arama ve İşletme AŞ (UMAŞ) ile yurtdışında maden arama, üretme ve işletme faaliyetlerinde bulunmak amacıyla MTA çatısı altına bağlandı. Bu bağlamda UMAŞ’a bağlı olarak faaliyet göstermek üzere Sudan’da MTA Sudan Company ve Özbekistan’da MTA Tashkent Mining şirketleri kuruldu. Sudan’da iki saha için imtiyaz sözleşmesi imzalandı ve yakın zamanda sondaj ve havadan jeofizik çalışmalar başlatıldı. Özbekistan’da üç saha için imtiyaz sözleşmesi imzalandı.
Uluslararası sermayeye maden rehberi
Türkiye coğrafyasının maden arama çalışmalarının altyapısını oluşturan Türkiye Jeokimya Haritası hazırlandı. Havadan Jeofizik Araştırmaları Projesi kapsamında 780 bin km2 alanda veri toplama çalışmaları yapıldı. Sondajlı maden arama çalışması kapsamında, 2017 yılında 930 bin metre, 2018 yılında ise yüzde 66 artışla 1 milyon 544 bin metre sondaj yapıldı. Ortaya çıkarılan verilerle madencilik yatırımlarının artırılması için yabancı yatırımcılara yönelik İngilizce ve Çince “Maden Yatırım Rehberi” hazırlandı. Bu rehberle uluslararası maden şirketleriyle Türkiye coğrafyasındaki maden rezervleri ve yer bilgileri erişime açılmasıyla birlikte talep toplama işlemi başlatıldı. Son 3 yıldır oluşturulan taleplerle birçok doğal yaşam alanı maden şirkelterine satıldı. En son 766 adet maden sahası için ihaleye çıkılması bu sürecin bir çıktısı oldu. Yukarıda sözünü ettiğimiz 21 il coğrafyasında toplam 363 bin 859 hektar alanda 284 nokta ihalede yer alırken bu noktaların 199 adedinin gelen talepler üzerinden ihale dosyasına alındığı açıklanan verilerde görüldü.
Madencilik sermaye yapıları açısından birikimlerini yeniden değerlendirebilecekleri özel bir alan olarak görülür. Dünyada ve Türkiye’de devletlerin sağladığı olanaklarla vergi ödemedikleri, saha temini giderleri sıfır olan, altyapıları (enerji-su-yol vb.) devletçe karşılanan, ucuz ve uzun vadeli krediler sağlanan, doğa yıkımlarının önünde devletin her türden kurumu ile birlikte şirket çıkarlarının öncelendiği bir sektör sermaye için önemli bir yatırım alanıdır. AKP beyannamesinde özel olarak vurgulanan bakır, gümüş ve altın madenleri aynı zamanda uluslar arası sermayeninde ilgi alanında yer almaktadır.
Altın 3-4 şirketin elinde
AKP iktidarı binlerce maden ihalesine çıkarken normal şartlarda böyle bir ihale için talep oluşturması bile imkansız denilebilir. Ancak iktidarın kamuya ait neyi var neyi yok satmış veya rehin vermiş olması nedeniyle, doğal yaşam alanlarının bir biçimde sermayeye açılmasını sağlamak dışında seçeneği kalmamış görülüyor. Yıllardır doğal yaşamı yağmaya açma amacıyla MTA tarafından yapılan binlerce sondajın verileri yukarıda belirttiğimiz iktidar tarafından kurulan kurumlar eliyle pazarlandı. ABD, Kanada ve İngiltere için madencilik önemli bir sektör olarak öne çıkıyor. Uzun yıllardır dünyanın dört bir yanındaki coğrafyaları yerle bir edip zehirleyen ve halkları kölelik koşullarında çalıştıran bu ülkelerin tekel konumundaki 3-4 şirketi, Türkiye’de cirit atıyor. Türkiye coğrafyasının dört bir yanında dağlar taşlar delik deşik edilip her türden maden çıkarım işlerinin tamamı yerli gibi gözükse de büyük maden tekellerinin alt taşeronu olan ‘yerli’ şirketler tarafından yürütülen bir yağma sürmekte.
AKP’nin maden politikası
AKP’nin 2018 yılı seçim beyannamesinde madencilik sektörünün geleceği için tüm yasal adımların atılmaya devam edileceği vurgulanmış ve “Madencilik sektörünün çevre mevzuatına uyumlu hale getirilerek, bu alanda Türkiye Hammadde Tedarik Stratejisi belirlenecek. Arama, üretim, ithalat ve ihracat politikalarımızı bu çerçevede gözden geçireceğiz. Ülkemizin ihtiyacı olan madenlerin yurtdışında aranması ve işletilmesi ile ilgili hukuki düzenlemeler ve faaliyetler gerçekleştireceğiz. ‘Yatırım ve sermaye güvenliği’, ‘rezerv güvenliği’, ‘bilgi güvenliği’ gibi hususlarda ‘Güvenli Madenciliğin Yol Haritası’ çalışmasını yapacağız. Ülkemizin sahip olduğu doğal kaynakların arama ve üretim çalışmalarına devam edeceğiz. Bu kapsamda kamu ve özel sektörün 2019 yılı sonuna kadar 6 milyon metrenin üzerinde maden arama sondajı yapmasını sağlayarak ülkemizin maden rezervlerini artıracağız. Ülkemizin sahip olduğu kaynakların tam olarak ortaya konması adına Türkiye jeofizik ve jeokimya haritalarını tamamlayacağız. Ekonomik değere sahip ve katma değer sağlayacak demir, bakır, altın gibi maden sahaları için yatırıma imkan verecek ihale politikası ve süreçlerini oluşturmaya devam edeceğiz” diye belirtilmişti.
YARIN: 20 Kürt ilinin bilançosu