İktidarın HDP’li bir Belediye Başkanı ile 17 siyasetçiyi tutuklama kararı açıkçası önümüzdeki dönem siyaset güzergahını biçimleme çabasından başka bir şey değil. Üstelik bu kez perspektiflerinde ya seçim yasasını değiştirerek mutlaka kazanacakları bir seçim var, ya da eğer seçimleri kazanamama olasılığı ortaya çıkarsa demokrasiyi rafa kaldırarak devam etmek var. Bence hesapları bu.
Olmaz demeyin! Bakın Türki cumhuriyetlere ya da Ortadoğu’daki ülke yönetimlerine bakın. Hemen hemen hepsi biat kültürü içinde yoğrulmuş tek adam yönetimlerinden ibaret değil mi? Bir de dünkü Meclis açılışında Meclis binasına asılmış kocaman Erdoğan resmine bir bakın! Bu neyi temsil ediyor dersiniz? Tek adamın iradesinin ülkenin seçilmiş vekillerinden oluşan ortak iradesinin üzerindedir anlamına gelmiyor mu?
Ben bu gelişmelerin, üzerinde oldukça kafa yorulmuş bir iktidar algoritmasıyla ilgili olduğunu düşünüyorum. Yavaş yavaş hayata geçirilen ama hedefi demokrasi taleplerini bastırıp ülkeyi istedikleri gibi yönetecek bir rejime doğru götürecek bir algoritma.
Doğrusu HDP bu duruma hazırlıklı. Hazırlıklı olmayanlar ise bu iktidarın hala, öyle ya da böyle varolan demokrasi teammülleri içinde hareket edeceğine inananlar. Onların durumu zor! Hem bir yandan iktidarın kendi hegemonyasını güçlendiren dış politika tercihlerine karşı çıkmayarak, daha doğrusu farklı bir kavramsallaştırma yaratamayıp iktidarın milliyetçi söylemleri içinde debelenerek, bir yandan da iktidarın yargıyı sopa gibi kullanarak demokratik talepleri bastırmasına göz yumarak siyaset yapmak durumunda kalıyorlar. Tabii bunun sonucunda da gerçek bir iktidar alternatifi üretemiyorlar.
Bu kesimlerin tek umudu ekonomide yaşanan kriz! Sanıyorlar ki ekonomide işler kötüye giderse, AKP ekonomiyi yönetemeyecek bir noktaya gelirse belki kendileri bir iktidar alternatifi olabilirler. Yanılıyorlar! Ekonomide işlerin kötüye gitmesi belki AKP’ye oy verenlerin sayılarında bir azalma meydana getirebilir. Ama böyle bir gelişmeyle bu iktidarın yarattığı “Osmanlıcı, İslamcı ve Türkçü” hegemonyayı kırmak bence mümkün değil. Tarih bunun örnekleriyle dolu. Yalnızca Hitler’in Almanya’da iktidara gelişini düşünün yeter. Hitler, yoksul kesimlerin de desteğini alarak iktidarı ele geçirmişti.
Kısacası görünen o ki, Erdoğan bir tramvay olarak gördüğü demokrasiden inmek istiyor. Demek istiyor ki “Bu yolculuk buraya kadar!”. Bundan sonra tıpkı Osmanlı ecdadımızın yaptığı gibi padişahlık, halifelik vs.
Olur mu olur! Eğer, demokrasiyi bir yaşam tarzı olarak görenler bu gidişe dur demezlerse bütün bunlar olur. Onun için herkesin aklını başına alması gerekiyor. Eğer muhalefet, 17 HDP’li siyasetçinin Kobani olaylarıyla ilgili altı yıl sonra yeniden tutuklanmalarına itiraz etmeyi bir demokrasi savunusu olarak görmez ve başını kumdan çıkarmamaya devam ederse, iktidarın algoritması hayata geçer ve biz de demokrasi yerine bir faşizmle baş başa kalırız.
Benden söylemesi!