TMMOB Diyarbakır İKK Sekreteri Hatun, master plan olmadan yapılacak restorasyonun surları UNESCO’nun listesinden çıkarılmayla sonuçlanabileceğine dikkat çekti
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Dünya Kültür Mirası Listesi’ndeki Diyarbakır’ın tarihi surların üzerinde bulunan ve geçmişte savunma amaçlı kullanılan burçlarda, 500 günde tamamlanması hedeflenen, 9 milyon 471 bin TL maliyetli restorasyon çalışması başlatıldı.
Çevre uzunluğu 5 bin 200 metre, yüksekliği 8 ile 22 metre arasında olan ve kalınlığı 5 metreye kadar varan surların üzerinde o dönem inşa edilen ve savunma amaçlı kullanılan burçlardan, Ben u Sen ve Yedi Kardeş burcunda restorasyon çalışması, ihalenin davetiyle usulüyle verildiği Uca Yapı Limited Şirketi tarafından başlatıldı. Urfakapı, Nur Burcu restorasyonlarının da önümüzdeki dönemde başlatılması bekleniyor. Restorasyon kapsamında, surlara yakın veya yapışık inşa edilen 41 gecekondunun kamulaştırılması yapıldı ve yıkımına başlanacak.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Diyarbakır ziyaretinde, dönemin Valisi Faiz Ergun’un talimatıyla 1930 yılında “Sur içine hava girmiyor” diye top atışlarıyla yıkılan 250 metre uzunluğundaki surlar ve Dağkapı’nın yeniden inşa edileceğini söyledi.
Master planı olmadan restorasyon…
Surların yeniden restorasyonu ve burçların tarihsel isimlerinin yerine Türkiye’deki 81 ilin isminin verilmesi önerisini değerlendiren TMMOB Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulu Sekteri Doğan Hatun, restorasyonun gerekli olduğunu ama buna dair kaygılarının olduğunu dile getirdi. Surların UNESCO’nun Kültür Mirası listesinde yer aldığına işaret eden Hatun, 2015 yılında UNESCO’nun Türkiye’den Koruma Amaçlı Master Planı istediğini, yaptıkları görüşmelerde ise bu planın tamamlanmadığını aktardığını dile getirerek, “Şu an tamamlanıp tamamlanmadığını biz de bilmiyoruz. Çünkü bu planla ilgili kamuoyuna herhangi bir açıklama yapılmadı. Doğalında Koruma Amaçlı Master Planı yapılmadan surun restore edilmeye çalışılması kaygı vericidir” ifadelerini kullandı.
‘Devlet kurumlarının tavrı’
Hatun, kaygı duymalarının nedenini şöyle açıkladı: UNESCO bir yeri koruma altına aldığında tamamıyla koruma altına alır. Yani oradaki nakşından tutun da oradaki tarihi yerlerin isimlerine, hikayelerine kadar koruma altına alıyor. Bunu değerlendirirken bir koruma amaçlı master planı kullanır, bundan sonra dünya var oldukça, o Sur var olduğu sürece eser o master planına göre korunur. Daha sonra herhangi bir sıkıntı olduğunda yine o master plana göre restore edilir. Tabi bunlar UNESCO’ya bildirilme koşuluyla, onla bilgi alışverişi yapılmak şartıyla yapılır. Ama ne yazık ki devletin ilgili kurumları çok uzun zamandır bizim ilgili görüş ve önerilerimizi dikkate almayarak, UNESCO’yu da tam anlamıyla bilgilendirmeden çalışmaları yürütmelerinin kaygısını taşıyoruz.”
Unesco’dan çıkarılma tehlikesi
Surdaki restorasyonda, surların tarihi dokusunun bozulmaması uyarısında bulunan Hatun, master plan olmadan yapılacak restorasyonun tarihi dokuyu bozabileceğine ve tarihi niteliğinin ortadan kalkması durumunda surların UNESCO’nun listesinden çıkarılabileceğine işaret ederek, “Tarihi doku ortadan kalkarsa tabi ki bir kültür mirası ortada kalmaz. Kimse bu tür durumlara cesaret edemez, biz de bu tür şeylere müsaade etmeyiz. Bu bize geçmişten bugüne gelmiş tarihi bir miras, biz de geleceğe bu mirası taşımak için korumak zorundayız” uyarısında bulundu.
‘Turizm sevdasına kurban edilemez’
İlk önce yazar Şeyhmus Diken tarafından son olarak Diyarbakır Kültür Turizm ve Musiki Derneği Başkanı Kenan Aksu’nun Diyarbakır surlarındaki 82 burcundan her birine Türkiye’deki bir şehrin ismini verme önerisine sert tepki gösteren Hatun, şunları söyledi: Biz bunu kabul etmiyoruz, böylesine tarihi mirasları asimile etme çabalarını da kınıyoruz. Bu tür çalışmalar bu kentin tarihini yok edecek çalışmalardır. 82 burcun her birinin mevcut ismi vardır, yeni bir isme ihtiyacı yoktur. Bu kentin tarihini sizin küçücük turizm sevdanızla, para kazanma aşkınıza kurban edilecek bir şey değildir.
DİYARBAKIR