Hüseyin Aykol
Aslında mitolojiye ilgi duyanların seveceği bir eser olduğunu düşündüğüm için ‘Ben, Kirke’ kitabına uzak durmaya çalışmıştım. Ancak okumaya başladıktan sonra elimden bırakamadım
Son günlerde okuduğum kitapların üçünden söz etmek istiyorum: İthaki Yayınları’ndan çıkan “Ben, Kirke” her ne kadar eşimin aldığı kitaplardan biri olsa da, kitabı önce ben okudum. Aslında mitolojiye ilgi duyanların seveceği bir eser olduğunu düşündüğüm için kitaba uzak durmaya çalışmıştım. Ancak okumaya başladıktan sonra elimden bırakamadım.
Ölümsüz Kirke
Kitabın yazarı Madeline Miller, eserinde zaman atlaması yapmadan Kirke’nin hayatında neler olup bittiğini okuyucuya anlatıyor. Atmaca anlamına gelen “Kirke”, ana hikayede cadılık mertebesine kadar ulaşıyor. Bu süreçte Güneş Tanrısı ile mücadelesi ve yaşadığı aşklar da romanda yer bulur. Hatta ilk büyüsünü yapmasına da aşkı sebep oluyor. Bir ölümlüye aşık olduktan sonra gerçek macerası başlıyor.
Kirke, ölümsüz olduğu için hayatı boyunca ölümlü olanların hayatlarının başlayıp bitmesini seyreder. Aynı zamanda kendi mücadelesini de bırakmaz. Onun için bazı günlerde sanki zaman durmuş gibi gelir. Çoğu zaman da günler hızlıca geçmiş gibi hisseder. Birçok şeye şahit olurken seneler akıp gider ve sonunda yine kendisiyle baş başa kalır. Böylelikle “Ben Kirke” isimli öykünün başkahramanının sadece Kirke olduğu hatırlatılır.
Hem Yunanca hem de Latince dersleri veren yazar Madeline Miller, her ne kadar romanının arka planında mitolojiden yararlanmış olsa da, insanların zaaflarını ve vicdanlarını sorguluyor. Gündelik hayatta zor bulunabilecek ve rastlanacak aşırı davranış kalıplarını tanrılar, titanlar ve büyücüler dünyasında kolayca sergileyebiliyor. Ben kendi adıma, bu olay mitolojide böyle miydi, diye kendimi zorlamadan sadece karakter analizlerini zevkle izledim ve romandan büyük zevk aldım.
Hadula: Bir Ada Öyküsü
Jaguar Yayınları’nın Türkçe’ye kazandırdığı bu roman Milan Kundera’nın “Modern Yunan edebiyatının en büyük yazarı” olarak gördüğü Aleksandros Papadiamantis tarafından kaleme alınmış. Tiyatro oyunlarına, operalara konu olan ve antik Yunan efsanelerine sırtını dayamış bu modern Yunan klasiği, Yasemin Aydın’’ın Yunanca’dan çevirisi ve Herkül Millas’ın önsözüyle sunulmuş.
Bu novellanın ana kahramanı olan Hadula, yaşadığı adadaki dertlilerin kapısını çaldıkları yoksul bir kadındır. Şifalı bitkilerden hazırladığı ilaçlarla şifa dağıtır hastalara. Ve yaşlı Hadula, sonunda her şeyin kökeni olan bir soruna da çözüm bulur: Yaşamak sorununa.
Papadiamantis, dönemin sosyal ve ekonomik şartlarının -özellikle kadınlar üzerindeki- etkisini göstermekle kalmaz; suçun cezaya, iyiliğin kötülüğe karıştığı o gizemli bölgeye insan ruhunun adım adım nasıl çekildiğini de ustalıkla resmediyor.
Hiç aklımıza bile gelmeyenlerin nasıl da başımıza gelebileceğini, kaderimizden kaçmak için çırpınırken kendi kaderimizi yaratışımızı ve bu sırada yaşadığımız iç hesaplaşmaları, tutkuyla anlattığı bu trajik öyküyle gösterir.
İklim Kahverengi
Cezaevlerinde binlerce siyasi mahpus bulunuyor. Söz konusu arkadaşlarımızın arasında neredeyse çeyrek yüzyılı içeride geçirmiş kişiler de var. Dahası bu arkadaşlarımız boş durmayı seven insanlar değil. Bir şeyler yazıyorlar, bir şeyler üretiyorlar. Dışarıdaki ‘küçük’ yayınevlerimiz, bu arkadaşlarımızca adeta yağdırılan çalışmaları değerlendirmeye çalışıyor. Çoğu da ilk çalışma olduğu için zayıf ama…
Ancak Sadık Aslan’ın “İklim Kahverengi” isimli eseri, ciddi bir kaliteyi yakalamış. Kor Yayınları, oldukça hacimli olan bu romanı bu nedenle yayınlamış olmalı. Çok iyi de yapmış. Araf, Enes, Alan, Roni, Sterâ ve diğerleri yer alıyor bu romanda. Olayların yaşandığı coğrafya Suriye. Yazar hem coğrafyaya hem de Arapça’ya ve bu yüzden Arap kültürüne hakim olduğu gösteriyor 364 sayfalık romanı boyunca.
Mardin-Midyat doğumlu olan Sadık Aslan, Marmara Hukuk Fakültesi’nde okurken tutuklanıp iki yıl hapis yattı. Aynı nedenlerle 2006’da ikinci kez tutuklandı. O günden bu yana, yani 14 yıldır içeride. Daha öne “Gündoğumuna Yürüyüş” ve “Solgun Sarı-Tor Hikayeleri” yayınlanan Sadık Aslan’ın “İklim Kahverengi” okurların ilgisini gerçekten hak eden bir roman. Bu yüzden, Kor Yayınları’na da teşekkürler…