Kovid-19 servisinde hemşir olarak çalışan Ulus, ‘Sağlık çalışanı virüse yakalansa bile hastanelere gönderilen yazı ile rapor vermeyin’ denilmiş’ dedi. AÜ’nde ise sağlık çalışanlarına sosyal medya yasağı getirildi
Diyarbakır’da Kovid-19 tanısı konan sağlık çalışanı sayısı 800’ü aşarken şimdiye kadar 10 sağlık çalışanı yaşamını yitirdi. Sağlık çalışanları salgının başladığı 11 Mart’tan bu yana koruyucu ekipman sorunu yaşamaya devam ederken, “normalleşme” süreci tarihine kadar enfekte sağlık çalışanı sayısı 95 kişi olarak kaydedildi.
Uluslararası Af Örgütü’nün (Amnesty International), Kovid-19 salgınında hayatını kaybeden sağlık çalışanlarına ilişkin Eylül ayı başında yayımladığı rapora göre, dünya genelinde en az 7 bin sağlık çalışanı koronavirüse yakalanarak yaşamını yitirdi.
Türk Tabipler Birliği’nin (TTB) son açıklamalarına göre, Türkiye’de en az 95 sağlık çalışanı yaşamını yitirdi. Dicle Üniversitesi Hastaneleri’nde Kovid-19 yoğun bakım hemşiri olan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Şube yöneticisi Mehmet Nur Ulus ile Diyarbakır Tabip Odası (DTO) Yönetim Kurulu Üyesi ve Acil Servis Doktoru Rezan Altındağ, yaşadıkları sorunları Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Fethi Balaman ve Fahrettin Kılıç’a anlattı.
‘Yoğun tempo altında nefes alamıyoruz’
Dicle Devlet Hastanesi Acil Servisinde çalışan Altındağ, tüm hastanelerde olduğu gibi çalıştığı hastanede de ekipman sorunu yaşadıklarını dile getirdi. Altındağ, “Bundan kaynaklı gelen hastaları sevk etmek zorunda kalıyoruz. Şimdiye kadar hastanede dahiliye ve çocuk hastalıkları uzmanı 2 doktor virüse yakalandı. Bundan kaynaklı tüm işlemler acil serviste görülüyor. Toplamda 10 sağlık çalışanı virüse yakalanmış durumda. Yorgunluk hali başını almış gidiyor. Arkadaşlarımız bu yoğun tempo altında nefes alamaz hale gelmiş durumda. Geçen hafta Ağrı’da bir arkadaşımız çalışma şartlarından kaynaklı intihar etti. Kötü bir süreç ile karşı karşıyayız. Bu sürecin düzeltilmesi gerekiyor” diye belirtti.
‘Rapor sağlık çalışanlarına verilmiyor’
Dicle Üniversitesi Hastaneleri Kovid-19 servisinde çalışan Mehmet Nur Ulus, karantina süresinin 14 günden 10 güne indirildiğini kaydetti. Ulus, “Bir sağlık çalışanı virüse yakalansa bile ona izolasyon izni verilmiyor. Çektiği röntgen de pozitif çıksa bile raporda negatif olarak giriliyor. Rapor sağlık çalışanlarına verilmiyor. Çünkü hastanelere gönderilen bir yazı ile ‘sağlık çalışanlarına rapor vermeyin’ denilmiş” diye konuştu.
‘15 çalışan virüse yakalandı’
Çalıştıkları serviste 7 gün izole altında kaldıklarını daha sonra hastalara müdahalede bulunduklarını ancak bu uygulamanın kaldırıldığını aktaran Ulus, “Şimdi o bile yok. ‘Çalışın’ diyorlar. Bundan kaynaklı bir klinikte 15 sağlık çalışanı virüse yakalandı. Çalıştığım hastaneye virüsten kaynaklı şimdiye kadar 10 binden fazla kişi hastaneye gelip gitmiş. Bunlardan 2 bin tanesi virüsten kaynaklı yatmış. Bazıları acil serviste. Yoğun bir tempo altında çalışıyoruz. Dinlenme fırsatı dahi bulamıyoruz.”
AÜ’nde sağlık çalışanlarına sosyal medya yasağı
Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Dekanlığı’nın 7 Eylül tarihinde, “Sosyal Medya Kullanım Yönergesi” adı altında sağlık personeline imzalatmaya çalıştığı yazıda, paylaşımlarında dikkatli olmayanlar hakkında “idari işlem” başlatılacağı belirtildi.
AÜ Rektörlüğü Tıp Fakültesi Dekanlığı tarafından, “Sosyal medya paylaşımları” konu başlıklı ve “dağıtım yerlerine” ibareli bir yazıyla çalışanlarını uyardığı ve imzalanması istediği ortaya çıktı.
Prof. Dr. Gülfem Elif Çelik Dekan (V.) e-imzasını taşıyan söz konusu yazıda, sosyal medya paylaşımlarının önemine vurgu yapılarak, “Bu kapsamda paylaşımların kurumumuzu ve ilgili kişileri zor durumda bırakmayacak şekilde yapılması ve fakültemiz, fakültemiz anabilim dalları ile ilgili belge ve bilgilerin ve/veya iç yazışmaları kapsamaması önem taşımaktadır. Ancak son zamanlarda bu konuda kaynağı belli olmayan ve ilgili birimleri hukuksal açıdan da zor durumda bırakabilecek uygun olmayan paylaşımların yapıldığı gözlemlenmiştir” denildi.
Personel imzalamayı reddetti
Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Zemo Ağgöz’ün haberine göre çok sayıda personel ve sağlık çalışanı belgeyi reddederek imzalamadı. İsmini vermek istemeyen bir sağlık personeli, üzerlerinde hem çalışma yükü hem de idari baskı olduğunu belirterek, “Bu belgeyi bütün sağlık personeline gönderdiler. Ama çoğumuz imzalamayı reddettik. Pandemi sürecindeki aksaklıkların kamuoyuna duyurulmaması için böylesi bir baskı ile karşı karşıyayız. Daha önce sözlü olarak da defalarca personel uyarıldı” dedi.
Ankara Üniversitesi, 18 Mart’ta da Koronavirüs vakalarının açıklanan sayının çok üzerinde olduğunu belirten İbn-i Sina Hastanesi’nde görevli Uzman Dr. Güle Çınar, hakkında inceleme başlatmıştı.
HABER MERKEZİ