Seyyidhan Kömürcü’nün yeni şiir kitabı Kendinin Ağacı yayımlandı. Şairin 8 yıl aradan sonra yayımlanan kitabı bu. 8 yıl çok uzun bir süre. Ama kimse bu zaman ve yaratma konusunda şair ve yazarı yargılayamaz. Çünkü varılabilecek tüm yargılar kendini imha eder
Ahmet Güneş
Sesin suya karıştığı anlar vardır. Biricik olur. İnsan yalnızlıktan hatırlar. Yalnız kalmak ama neden yalnız? İnsan biraz da yalnız bırakılandır. Hayattaki bu eşdeğer, bu teğet geçmeler ve karşılaşmalar sürükler insanı. Bir dalga kıyı beğenir sonuçta. Sık uğradığı kıyıya ezberletir zamansız gelişini. Öğrenir kıyı, yalnızlaşır dalga.
Teyitler ve tekrarlar kendini dayatınca hayata, dile ve alışkanlıklara, devamını kaybetmiş bir yürüyüş, ama yine de yürüyüş ve adımlar sürüklenir. İnat ve hatırlamak arasında bir sarkaç gibi sallanır insan hafızası. İnsan hafızası ve beşeri hissiyat.
Şair dil ile uğraşır, kelime ile ve bazen harflerle harp içinde kalakalır. Biliyorsa ama nereye vardırdığını mısrayı, dizeyi ve duyuruyu, her savaş zaferi getirecektir. Dil çünkü, anlatmak çünkü, duyurmak ve tekrar etmek. Bir ağacın gölgesi nasıl iz bırakıyorsa ve ağaç yoksa da, yapraklar toprak olmuşsa da unutulmaz hissettiren. His? Hayır, yeniden insana insanı anlatan, boş verdiğini sandığını yeniden hatırlatan.
Bir şair kendi dilini bulmuşsa, vardıysa oraya yatağını bulmuş bir nehir gibi, hiçbir set engel olamaz. Şairlerin de handikabı dildir. Seyyidhan Kömürcü kendi dilini bulmuş, istediği yöne sürüklemeyi bilmiş bir şair. Bana göre şair mısraya faça atandır. Kömürcü de faça atıyor mısraya, şiire ve anlatmak istediğine.
Yani misal bir şiirden bağımsız bir şiir dizesi okurken şairin adını anında biliyorsan, o mısrayı falan şairin evi belliyorsan, oturduğun yerde yabancılık çekmezsin. Her yer izdir, isimdir ve hatırlatır. Kaybolmuş bir dizede bile gölgesini hissettirir. Bir nevi okuyucuya imza atmaktır şairlik. Hisleri kendi bakışıyla yorumlamak ve kendi sesini katmaktır. Bu yüzden şairler eksilince dilin ahengi kayboluyor.
Seyyidhan Kömürcü’nün yeni şiir kitabı Kendinin Ağacı, Everest Yayınları tarafından yayımlandı. Şairin 8 yıl aradan sonra yayımlanan kitabı bu. 8 yıl çok uzun bir süre. Ama kimse bu zaman ve yaratma konusunda şair ve yazarı yargılayamaz. Çünkü varılabilecek tüm yargılar kendini imha eder.
Kömürcü’nün yeni kitabında tekrarın ısrarı olduğu gibi bunun poetik açıdan bir anlamı da var. Tekrar tıkanmış olmak değildir. Devamlılıktır. Aynı zamanda dizenin ısrarıdır. Bir şairin ısrarı ve tekrarı dünyaya restidir. Bu anlamda Kömürcü bu yeni kitabında ısrarını savunuyor ve tekrar ediyor bambaşka ve yeniden hislerle. His ve şiir, anlatmak ve anladığını savunmak. Edebiyat belki de biraz böyle bir şeydir.
Şairin Hasar Ayini ve Dünya Lekesi şiir kitaplarından sonra Kendinin Ağacı okuyucuya Türkçe şiirde bir Seyyidhan Kömürcü çiziği atıveriyor. Beklemenin, ayrılığın, acı çekmenin anlık hissiyatı, sonra kendini bir anda başka zamanda hatırlatan tokadı, doğaya benzemenin ve benzerken keşfetmenin şiiri bu kitapta yoğun olarak kendini duyuruyor.
Halihazırda ciddi bir okur kitlesi olan bir şairin 8 yıl gibi bir süre sabretmesi, şiire verdiği haysiyetin imzasıdır. Bu anlamda şiire bir mesaj, aynı zamanda kendi olmanın ayarıdır kanımca. Kendinin Ağacı’nda bir insan bir ağaca tırmanmış ve her şeyi yeniden hatırlayıp mırıldanmış gibi. Aynı zamanda esen rüzgardan savrulmayıp ağacın gövdesinde bir yol çizmiş bir karıncanın haritasını okuyabiliyoruz.
Önceki kitaplarından farklı olarak şair, bu defa daha uzun şiirler yazmış, okuru yazdıklarının anısında hissettirdiklerine götürüp getirmiş. Durumu duyuran bir şair olarak Kömürcü’nün bu yeni şiir kitabı, okuru önceki kitaplara götürüp getirecektir. Aynı olan yeni olanı çağırdıkça, eskimeyeni hatırlattıkça, anlamına varılacak bir yol olacak bu kitap. Yolu açık, okuru bol olsun.