Cuma günü sabahtan ilk elde 82 siyasetçi evleri basılarak gözaltına alındı. Ve gerekçe Kobani direnişine destek vermeleri. Üstelik altı yıl sonra. Evet Kobani ve 6 yıl sonra. Bu savcı beye ne oldu da birdenbire böyle bir soruşturmayı akıl ediverdi? Her şey ortada iken yeni adına nasıl bir gerekçe sunacak? Ve neden şimdi?
Ne ise, hukuka ve savcıya dair bir tartışmanın içine girmenin gereği yok. Çünkü yaşananlar zerre kadar onun ve hukukun inisiyatifinde değil, mesele Kobani ve 6 yıl sonrası da değil.
Mesele bugündür, politiktir. Heftanin’dir ve bununla bağlantılı son MGK toplantısıdır. Bir tepe tutmayla zırnık kadar bir başarı sağlanamayacağı görüldü. Çünkü esas olanın örgütlülük, irade, yapı ve halk olduğu ve bunun da tüm Heftanin’de bir tepe tutmayla bir etki yaratamayacağı deşifre oldu. Aksine Heftanin’de geri adım atmayanların yeni politik bir hamle başlatmaları, içeride ve dışarıda yarattıkları ve yaratacakları etkininin önünü almanın aceleciliği gibi görülüyor.
Başta Birleşmiş Milletler olmak üzere, uluslararası kuruluşlar nezdinde Türk güvenlik güçlerinin Efrin, Serekani, Gre Sıpi’de kurdukları baskı, şiddet, talan ve sürgün mekanizmasının masaya yatırılması gündemde iken böyle bir operasyonu daha iyi anlıyoruz.
Batı cephesinde; Akdeniz’de, Libya’da tutunamadığı gibi ABD’den AB’ye, Araplardan Rumlara, Yahudilere değin karşısında bir ittifak oluşunca ve doğu cephesinde sınır dışı işgallerine Kürtler yanı sıra Araplar, hatta Farslar tavır koyunca, engeller çıkarınca yalnızlaşan MGK saray sistemi içeride hesap vermek, politikalarını gözden geçirmek yerine yeni bir gündem yaratarak, çok geçer akçe olan ve her zaman yutturulan terör ve bölücülük meselesini yeniden ısıtıp soykırıma girişmekle çözümsüzlüğü bir politika olarak tercih ettiğini tekraren göstermektedir
ABD’de Rıza Zarrab, Halk Bank ve onunla bağlantılı üst ve en üst düzey Türk yöneticilerinin dosyalarının da açılması şu an konuşuluyor ve bu konuda harekete geçirilmiş. Tam da böyle bir dönemde bayrak edebiyatı, vatan millet Sakarya naralarıyla süreci örtmenin en iyi yolu yine Kürde, üstelik sivil olanına, demokratik siyaset yapanına ya da siyasetten çekilmiş evinde oturana saldırmak en ucuz ve faturası düşük ama bolca alıcısı olan bir politikadır
Hepsinden önemlisi insanlar ülke içinde nefes alamıyor. Ekonomik olarak yaşanan sefalet dayanılır gibi değil. Uzun süredir turizm gelirleri etkilenmesin, tüketime dayalı ekonominin sürekliliğine ket vurulmasın ve ekonomik maliyeti olan tedbirler gündeme gelmesin diye saklanan Covid-19 hastalığı artık önlenemeyecek düzeye ulaşmış durumda. Her gün insanların ölmesi bir kader değil, yönetimin bile bile tercihi ve tedbirsizliğidir.
Özcesi bu ülkede insanlar aç, insanlar hasta, insanlar konuşmaktan acılarını dile getirmekten men edilmiş ve insanlar beynen felçli duruma düşürülmüş. Her gün ırkçılık, milliyetçilik, meydan okuma, savaş naraları, işgal ve saldırılar zehir gibi topluma zerk edilmekte insanlar kutuplaştırılmaktadır.
İşyerinde, sokakta, mahallede kimse kimseye güvenemiyor. Fikir ayrılığından, ekonomik farklılıktan, siyasi kamplaşmadan, devlet içi ve dışı ilişkilerden ayrışmış, kutuplaşmış, düşmanlaşmış durumda. Parti, mafya, tarikat, bürokrat artık sendika, dernek, vakıf ve bilumum sivil toplum kuruluşlarına, halkın kendini ifade alanlarına düşman olmuş; insanları tehdit etmekte, kurumlarını kapatmakta, işlevsizleştirmekte ve çürütmektedir.
Bunlara çözüm üretecek bir mekanizma yok. Aksine çözüm üretmesi gereken mekanizmalar bir de patolojik hastalıklara kapılmış durumda. Kobani’de var olma, kendini koruma, nefsi müdafaa veren bir halkın hakkaniyetini görmek, onunla dayanışma içinde olmak varken, aksine DAİŞ üzerinden yayılmayı, Osmanlı’yı ve zihniyetini tekrar canlandırmayı hedefleyenlerin yaşadığı derin hayal kırıklığı ve bunun yarattığı kompleksi görmekteyiz.
Öyle görülüyor ki Kobani’de darbe yiyen ve çöken sadece DAİŞ değildi ve Kobani’de başlayan mücadele daha bitmiş de değil.
Son dönemlerde alternatif arayışlar, ittifaklar ve yeni siyasi yapılanmalar da gündeme geldi. Nefessizlik öldürüyor ve bunun önüne geçmenin elzem olduğunu gören herkes elbette gördükleri ilk ışığı takip edeceklerdir. Ve bu sürecin kilidinin de HDP’nin ve Kürtlerin elinde olduğu biliniyor. Tam da bu yolu kapatmak, kilidi elinden almak için atılmış bir adım var. Kobani ile bağlantısının kurulmasını, özellikle belli bir çizginin tasfiyesi olarak okumak da mümkündür.