17 Ağustos depreminin 19. yıldönümünde gazetemize konuşan Doç. Köksal, ‘Deprem yasası fırsata çevrildi’ dedi. Köksal, tekrar böyle bir afetle karşı karşıya kaldığında aynı 17 Ağustos depreminde olduğu gibi ciddi hasarlarla karşılaşılma riskinin yüksek olduğunu söyledi
Merkez üssü Kocaeli’nin Gölcük ilçesi olan 17 Ağustos 99’da saat 03.02’de meydana gelen ve yaklaşık 45 saniye süren 7.4 büyüklüğündeki depremin üzerinden 18 yıl geçti. 18 yıl önce büyük yaralar açan deprem şimdilerde rant aracı olarak kullanılıyor. Konuya ilişkin gazetemize değerlendirmelerde bulunan Doç. Dr. Gül Köksal, “18 yıl geçti ancak bu süre içerisinde yaşadığımız o etkileri çok güçlü olan afetten ne öğrendik diye bakarsak maalesef çok olumlu şeyler söylememiz çok mümkün değil. Bir kere her şeyden önce bu afet meselesi öncesinde bir hazırlık yapmak gerekiyor” dedi. Afet anında toplanma alanlarından, acil yardımın nasıl olacağına dair bu konuda bilinçlenmek ve hazırlıklı olmak gerektiğini dile getiren Köksal, afet toplanma yerlerinin imara açıldığını, “İmar Barışı” adı altında, imara açılması mümkün olmayan yerlerin, yasal hale getirilmeye çalışıldığını söyledi. Köksal, “Köklü bir şekilde yapılaşmanın iyileştirilmesi gerekirken bunun çok daha olumsuz yöne gittiği bir çevrede hayatımız sürdürüyoruz” vurgusu yaptı. Türkiye’nin birçok kentinde aynı sistemin işletildiğinin altını çizen Köksal, afet öncesinde yapılan yapıların iyileştirilmesi içinde çıkarıl bir takım yasalar farklı amaçlar doğrultusunda kullanıldığına dikkat çekti.
Toplanma alanları AVM oldu
6306 sayılı afet yasasını hatırlatan Doç. Köksal, “Fakat o yasada yapıların iyileştirilmesinden daha çok toprak değerinin yüksek olduğu yerlerde yıkılıp yeniden yapılması için bir fırsat olarak değerlendirildi. Ve gerçekten ülke çapında ihtiyacı olan yapılara göre kapsamlı bir çalışma gerçekleştirilmedi” diye konuştu. Tekrar böyle bir afetle karşı karşıya kaldığında aynı 17 Ağustos depreminde olduğu gibi ciddi hasarlarla karşılaşılma riskinin yüksek olduğunu vurgulayan Köksal, “Bunlar dışında toplanma alanlarının imara açıldı. Afet toplanma alanları olarak gösterilen yerlerin büyük bir çoğunluğu AVM veya başka işlevle yapılan yapılarla doldurulmuş durumda. Acil durumlarda toplanma alanları da yok” dedi.
Olumsuz sonuçlar doğuracak
Sadece depremde değil sel gibi veya başka türlü doğal olarak atfedilen afetlerde, insan eliyle yapılmış kötü yapılardan dolayı büyük kayıplar gerçekleştiğine dikkat çeken Köksal, “Burada git gide daha niteliksiz bir biçimde yapılıyor olması önemli sorunlardan bir tanesi. Şimdi bu “İmar Barışı” süreciyle birlikte çok daha vahim şeyler olacağını gözlemliyoruz. Çünkü yapılaşma izni olmayan fay hattı bölgelerinden tutunda, arkeolojik sit alanlarına, kıyı alanlarına, ormanlık alanlara çeşitli faaliyetler gerçekleşiyor. Bu da doğanın kendi içindeki dengesini olumsuz yönde etkiliyor” dedi. Bu alanlara yapılaşmaların getireceği felaketlerin büyük olacağını söyleyen Köksal, “Ve bir şekilde hem küresel ısınma, hem de bu doğal hareketlilik olumsuz sonuçların doğurmasına neden olacak” diye konuştu.
Ne olmuştu?
Kocaeli, Gölcük, Düzce, Sakarya, İstanbul ve Yalova’da büyük can ve mal kaybı ile yıkıma neden olan depremde resmi verilere göre 17 bin 480 kişi hayatını kaybederken onbinlerce kişi yaralandı. Marmara Depremi’nden en çok etkilenen Kocaeli’nde 9 bin 477 kişi yaşamını yitirdi, 9 bin 881 kişi yaralandı. Depremde, 35 bin 180 konut, 5 bin 770 iş yeri yıkıldı ya da ağır hasar gördü. 40 bin 757 konut, 6 bin 57 iş yeri orta, 45 bin 86 konut ve 6 bin 128 iş yeri de hafif hasarlı olarak kayıtlara geçti.
HABER MERKEZİ